28 Mart 2011 Pazartesi

Cem Akdağ, Vefa ve Galatasaray'ın Geleceği İlişkisi

Bülent Ünder'in şu söylemi önemli. ''Şartlar ne olursa olsun, Galatasaray'dan gelen görevi reddetme lüksümüz olamaz'' diyor. Gerçekten de öyle. Durum ne olursa olsun, ateşin içine atlamak bütün Galatasaraylıların boynunun borcu. Bülent Ünder de bu yüzden görevi kabul etti. Belki de sezon sonu kendisinin takımla ilişkisini kesecekler ve bunu da biliyor ama görevi kabul etti. Bunun daha da zor şartlarda olanını Cem Akdağ da geçtiğimiz sezon yapmıştı.

Cem Akdağ, Galatasaray'ın eski basketbolcusu ve hem kadın hem de erkek takımlarında coach'lık yapmış bir isim. Yıllarını basketbola adadı ve biz onu daha çok Galatasaray'ın kadın takımıyla gösterdiği başarılarla hatırlıyorum. Yenilmez armada denilen ama ekonomik kriz sonucunda küme düşen takımı aldı ve yeniden yenilmez armadanın temellerini attı. Bugün de hala o temel üzerinde hareket ettiğimizi söylemek lazım ama basketbolun yanlış kişilerin yönetiminde olmuş olması Cem Akdağ'ın hak ettiği Eurocup şampiyonluğunu görmesini engellemişti. Kağıt üzerinde istifa etmiş gibi görünse bile hatırlayın o şartları, neden istifa ettiğini.

Geçtiğimiz sezon ise hatırlamak istemediğimiz olaylar oldu, basketbol tarihine kara leke gibi bir skandal işlendi. Okan Çevik ve ekibinin düzenbazlığı sonucunda 8 maç hükmen mağlubiyet, 5 puan silinme cezası gibi durumlarla karşılaştık ve kağıt üzerinde de küme düşmemiz neredeyse kesinleşmişti. Bu durumda da kimse göreve gelmek istemez, çünkü yeni göreve gelecek olan coach'dan resmen imkansızı istiyorsun. Cem Akdağ da yine ateşin içerisine atlayan kişi oldu. Yukarıda dedim ya Galatasaraylılık bazen bunu gerektiriyor, Cem Akdağ da bunu yaptı. Kendi kurmadığı bir takımı aldı, o kaos içerisinde bütün yabancıları olaya motive etti derken, imkansızı başardı ve takımı kümede tutmayı başardı. Ama kimse ''gel Cem Hoca, bu sene de takımı sen yönet'' demedi. Oktay Mahmuti, süper bir vizyon hamlesidir ve erkek takımı bu sene inanılmaz başarılı falan ama Cem Akdağ da hak etmişti bunu.

Dün ise Galatasaray kongresinde geçtiğimiz sezon basketbolda yaşanan kaoslar konuşuldu ve anlamadığım bir şekilde Okan Çevik, Koray Mincinozlu gibi isimlerin affedilmesi bile gündeme geldi. Neyse ki Galatasaray kongre üyeleri bilinçli, böyle bir kara lekeyi yaratanları bünyesinde barındırmıyor. Ama bu mevzular geçerken, bu isimlerin affı falan gündeme gelmişken konu hiç Cem Akdağ'a gelmedi, ona orada bir teşekkür dahi edilmedi. Bu da bir bakıma vefasızlıktır ve büyük bir ayıptır. Cem Akdağ'ın ise Galatasaraylılar için ayrı bir yerde olması, onun adına en büyük gururdur ve inanıyorum. Yine ateşin içine atla deseler, ilk koşacak isim o olacaktır.

Kongrede üzüldüğüm bir diğer nokta da Haldun Üstünberk'in yeni oluşacak yönetimde görev alamayacak olması ve malesef bu başarısız yönetim içerisinde yer alması. Basketbol için büyük uğraşlar veren bu seneki kadın ve erkek takımlarının başarısında en büyük pay sahiplerinden biri olan bu yöneticinin görevinden böyle ayrılacak olması çok üzücü. Benim düşüncem, düşünceden öte hayalim şu yönde. Yeni oluşacak yönetim içerisinde keşke Cem Akdağ da yer alsa ve basketbol şubesinin başına o geçse. Bunu da kendisine vefa gösterelim falan diye asla demiyorum, bu işin kralını yapar ve basketboldaki bu gelişim de tüm hızıyla devam eder. Keşke böyle birşey akıllara gelse ve hayal olarak kalmasa...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir