14 Mart 2011 Pazartesi

Sürekli Geçmişi Düşünerek Bugünü Yorumlayamayız


2003-2004 sezonunda Fatih Terim'in yerine göreve gelen Hagi, kendisinden de beklenildiği gibi sezonu kazasız belasız, bitirebileceği en iyi yerde bitirmeyi başarmıştı. Bir sonraki sezonda ise mali imkansızlıklara rağmen kurabileceği en iyi kadroyu kurdu, güzel icraatlar yaptı derken ligde belki 3. oldu ama şampiyonluk yarışını da sonuna kadar kovaladı. Kazanılan Türkiye Kupası'nı saymıyorum bile. En önemlisi de o sezon bıraktığı tohumlar bir sonraki sezona filizlendi ve Gerets ile efsanevi bir şampiyonluk geldi. Yani Hagi'nin Galatasaray'daki ilk döneminde başarılı olduğu gerçeğini atlamamak gerekir. Hagi'nin Galatasaray dışında da başka bir takımda teknik direktörlük kariyeri olmamasına rağmen.

Ama sorun şurada. Herkes her sene başarılı olamaz, başarı garantisiyle iş yapamaz. Mourinho değil herkes ya da Daum. Daum deyip geçmeyin, bugün üç büyüklerden hangisinin başına geçse takımı şampiyonluk yarışının içerisinde tutar ama uzun vadede beklenileni veremez. Daum şu futbolcuyu aldı, patlattı diyemezsiniz ama belirli oranda başarı garantisi vardır. Hagi de ise bu yok, tıpkı Fatih Terim'de de olmadığı gibi. Herkes Fatih Terim denince dört seneleri, Uefa Kupası'nı falan unutuyor ama Hagi dendiğinde ilk sezonunu unutmuyorlar. Birinin başarısı, diğerinin ise başarısızlığı sürekli akıllarda ama Hagi'nin de bu dönemi başarısız. En az Fatih Terim'in ikinci dönemindeki başarısızlığı kadar, belki de daha fazla.

Bu durumda da şöyle bir soru ortaya çıkar. Acaba Rijkaard gitmeseydi daha kötü ne olabilirdi ya da Hagi bu takımda neyi değiştirdi?

Hagi de değişimi istiyordu aslında, çabaladı da. Neill'in orta saha, Cana'nın stoper, Kewell'ın forvet, Hakan Balta'nın sol iç orta saha ya da stoper oynaması gibi yaptığı değişimler oldu ve bu da gelecek sezonun temelini atıyor olarak yorumlandı. O süreçte de kadroda olan herkese forma şansını veriyordu, onları görmek istiyordu. Buraya kadar eyvallah ama sen devre arasında çok önemli paralar harcayarak 5 adam aldırırsan bir anda bizim de hedefler büyür. Mutlaka Türkiye Kupası alınmalı deriz, ligde ilk 4 deriz ve bunlar gerçekleşmezse, aksi gibi daha da kötüye doğru gidilirse Hagi'yi başarısız ilan etmek en doğal hak olur. Şu da var, Galatasaray'ın sorunu yabancı futbolcularında değil. Aksine yerli rotasyonunda ama buna yönelik çabalar yok. Altyapıdan bazı futbolcular denenmiyor, Yekta alınıyor ama kulübede oturtuluyor gibi durumlar. Böyle de olunca, bu mu gelecek sezonun planları diyor insan.

Sürekli geçmişi düşünerek bugünü yorumlayamayız, bu yüzden de Hagi'nin başarısız olduğunu kabullenmek gerekiyor. Rijkaard da başarılı olamadı {onun durumu biraz daha farklı}, Hagi de. Zamanında Fatih Terim de. Kimsenin başarı garantisi yok ama geçmişe de bakmaktan kurtulmak lazım. Ben de Hagi'yi destekliyordum, sonuna kadar arkasındaydım ama ligin devre arasında bunca transfer yapılıp, hedefler büyüyünce şu tablo karşısında tepki gösteriyorum. En kötüsü ise ileriye dönük ışık alamamak, malesef yönetimden teknik adama kadar {futbol açısından} kötü durumda bile değiliz, kötünün en kötü hali bu.

Bu saatten sonra da Hagi'yi gönderip sene sonuna kadar Tugay'ı takımın başında tutmak birşey değiştirmeyecek. Kör topal bu sezon biter ama Tugay Kerimoğlu da başa gelirse, genç isimlere daha çok şans tanır ve işte o zaman gelecek sezona yönelik hamleler deme lüksüne kavuşuruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir