19 Mayıs 2011 Perşembe

19:05'de Gelen 20:45'de Açıklanan Yeni Teknik Direktör; Fatih Terim

19.05.2011 tarihinde, 19:05'de anlaşılan ve 20:45'de açıklanan isim Fatih Terim. Ünal Aysal da rakamlarla oynamasını iyi biliyor, güzel bir şov. Zaten başkanlığı da bu rakamların tesadüfleriyle süslenmişti, güzel de oldu. Sanırım bizi yeni sezonda bolca rakam cambazlığı bekliyor, belki de başarı şifresinin çözümü bu rakamlarda gizlidir. Aslında 17 Mayıs'ta bekliyorduk Fatih Terim'i ama 19 Mayıs tarihi ve saati de oldukça anlamlı oldu diyebilirim.

Tabii bunlar işin espiri tarafı ve espiri yapmak için de pek bir zaman yok aslında. Bir an önce teknik direktörü belirlemek, transfer planlamasını yapmak gerekiyordu. Çünkü ortada bir enkaz var. Her ne kadar Milli oyuncular fazla ve bu kadronun da aslında o kadar da kötü olmadığı gibi düşünceler dolaşıyor. Kafadan şunu söyleyelim, kadro kötü ötesi ve kesinlikle gitmesi gereken isim bolluğu var. Tek kelime ile tabir etmek gerekirsek, enkaz deyip geçelim. Bunun için de bir an önce çalışmalara başlamak gerekiyordu, şu ana kadar gördüğümüz bu çalışmaların zaten başladığı. Yönetimin yaptığı ön araştırmaların yanında, Fatih Terim de bir rapor hazırlamış bile.

Geçmişi hatırlayarak başlayalım. Fatih Terim'in müthiş başarılarla geçen birinci dönemi ve bir o kadar başarısız geçen ikinci dönemi. Birinci döneminde başarının faktörü belliydi aslında. Çok iyi bir iskelet kadro ve bu kadroya aşılanan ruh. Günümüz futbolunda ruhun bir önemi yok demeyin. Bazı durumlarda inanın başarının anahtaru bu ruhta gizli. Kim açıklayabilir, 10 kişi kaldığın {hatta Bülent Korkmaz ve Capone'yi de yarım adam sayarsak 9 kişi kaldığın} Arsenal karşısında o direnci gösterebileceğin. O ana kadar seni iyi futbolun getirdi ama kupayı o florya ruhu denen unsur kaldırdı. İyi aile ortamı, güzel arkadaşlıklar, herkesin takımı için bütünleşmesi derken ortaya iyi bir harman çıkıyor. Fatih Terim de gerek mükemmel futbol, gerek sistem, gerekse ruh anlamında Galatasaray'a çok şeyler kattı ve tarihimizin en iyi dönemini yaşattı.

İkinci dönemi ise Fatih Terim'in egoları arasında süzülen bir dönemdi. Bugün Fırat Topal'la konuşuyorduk ve o da aynı şeyi söyledi. Sırf Lucescu'nun mirasını yememiş görünmek için çok farklı bir kadro yapılanmasına girişti, çok sayıda transfer geldi derken tam bir çorba sendromunu yaşamıştık. Başarısızlık tekrarlandıkça da bunun telafisini transferde aradık, dolayısıyla da kötü bir enkaz çıktı ortaya. Oysa Lucescu bunu düşünmemişti bile. İlk sezonunda Fatih Terim'in mirasını kullanıyor yorumlarına karşılık o bunlara aldırmadı, zaten ikinci sezonunda da kendi kurduğu, az bir bütçeye aldığı büyük verimle beraber kendisini kanıtladı. Fatih Terim'in ise yapması gereken ama yapamadığı buydu.

Fatih Terim'in bugün yapması gereken ise ilk döneminde ben nerede iyi, ikinci döneminde de ben nerede kötü yaptım demesinden geçiyor. Her başarılı insanın egosu vardır ve bu ego da ne kadar iyi kullandıkça o insanı yüceltir. Jose Mourinho gibi düşünün. Bu egoları dizginlemeyi, iyi olanın karşısında ben en iyiyim demek yerine onu nasıl durdurabilirim düşüncesini akıllara getirmek gerekir. Ünal Aysal'ın da ortaya koyduğu yapı ve bizim kafamızdaki Fatih Terim imajının bu yapıya çok aykırı olması durumu aslında Terim'in egolarını dizginlediğinin göstergesi bana göre. İlerleyen dönemde ne olur bilemem ama ben Fatih Terim'e inanıyorum.

Bu döneminde de başarısız olması bazı şeyleri değiştirmez. Fatih Terim, İmparator'dur. Uefa Kupası'nı getiren isimdir. Hepsinin ötesinde ise yılların Galatasaray kaptanıdır. Bunları da unutmadan, Fatih Terim'e Hikmet Karaman muamelesi yapmamak lazım.

Bir de şu düşünce var. Kafadan, Hakan Balta kesin oynar, Zan kalır, Mustafa Sarp banko olur gibi düşünceler. Dayanak ise Milli Takım günleri, oysa Fatih Terim'in o anın şartlarına uyduğunu kimse söylemez. Benim bu konuda her zaman örneklerim hazır. Capone'yi Galatasaray'a getiren de Fatih Terim'dir, ikinci döneminin henüz başında Capone'yi gönderen de. Emre Aşık'ı futbol piyasasına sunan da Terim'dir, Almaguer uğruna onu harcayanda, Euro 2008 için 35 yaşında olmasına rağmen kadroya alanda. Ümit Davala'yı da futbol piyasasına süren de Terim'dir, onu Milan'a götüren de, Galatasaray'a döndüren de ama 2003-2004 sezonu başında onu takımdan kovalayan da.

Yani günler birbirini tutmuyor, her günün farklı şartları var ve buna uygun hareket ediyor. Doğru veya yanlış, bu farketmez. Her günün şartı farklı, bugünün olduğu gibi. Şunu unutmadan, Fatih Terim için Galatasaray büyük bir şans. Hele ki şu döneminde. Ama Galatasaray için de Fatih Terim çok büyük bir şans. Umarım yeni dönemimiz hayırlı olur.

Bu arada 2 yıldır blog açık ve Skibbe, Bülent Korkmaz, Rijkaard, Hagi, Bülent Ünder gördüğüm teknik adamlardı. Şimdi de Fatih Terim. Umarım blogun bi uğursuzluğu yoktur...

2 yorum:

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir