
Bu dönemin kötü geçmesinin ise sebebi Hagi'nin ligin devre arasında gerçekleştirdiği transferler. İstediği bütün futbolcular alındı çünkü ve ortaya da hedef koyuldu. İddiasını, heyecanını kaybetmiş ve gelecek sezonu düşünen Galatasaray'a da bir anda heyecan geldi. Türkiye Kupası denildi, ligde daha üst sıralar dendi ve o umudu yaşadık.
Ama işler istenildiği gibi gitmedi. Gaziantepspor'a kupada şanssız bir şekilde elendiğimizi elendik, ligde ise sürekli alınan kötü sonuçlar. Ligin ikinci yarısı başlarken neredeyse bizimle aynı puanı olan Gaziantepspor'un bugün geldiği noktayı görüyoruz. Onlar Avrupa Kupası'na gitmeye hak kazandılar, biz ise küme düşmemekten bile bahsettik. Eğer ligin devre arasında pahalı sayılacak transferler gelmeseydi, mevcut kadroyla yola devam edilseydi Hagi'nin başarısızlığından söz etmek bana göre güç olacaktı.
Çünkü kadro kalitesi belli, bu kadronun da gelebileceği bir yer var. Sen ise bunu düzeltmek için Stancu'ya 5 milyon avro gibi bir rakam veriyorsun, Culio - Kazım ve Zapata gibi isimleri takıma getiriyorsun. Culio ve Kazım kötü mü oldu peki, asla hayır. Çok da iyi futbolcular. Stancu ise tartışma konusu, kimi büyük potansiyel der kimi ise bu adamdan birşey olmaz. Zapata'yı ise hiç konuşmayalım. Genel toplamda devre arasında ödenen transfer ücretlerine baktığımızda da bu durum başarısızlığın damgası oluyor.
Tabii bir de Misimovic mevzusu, Elano'nun gidişi var. Belki de kağıt üzerinde Galatasaray'ın en değerli iki futbolcusu diyebileceğimiz isimler bunlar. En azından aldıkları yıllık ücret bunu gösteriyordu diyebilirim. Ama aşı tutmadı, Hagi geldikten sonra da ipler tamamen koptu. Mesela hala Misimovic'in neden kadro dışı bırakıldığını anlamış değilim. Sakız çiğniyordu geyiklerinden ziyade sorun başka olmalıydı. Hagi, Misimovic için isteksiz gibisinden şeyler diyordu ve bende bu duruma ilk zamanlarda katılıyordum ama sonrasında gelinen sürecin Misimovic'i haklı çıkardığını düşünüyorum. Sonuçta kaybeden Galatasaray oldu. Bugün Hagi de gitti ama bizler Misimovic gibi bir değerden hiç faydalanamadık. Oysa bugün kadroda olsa, gelecek sezon adına çok büyük bir ümit olabilirdi.

Sonuç olarak başarısız bir dönem. Hagi'nin ilk Galatasaray dönemiyle de ikincisini kıyaslayınca başarısızlık kat sayısı daha da büyüyor. Ama Hagi ateşten gömleği giydi, o göreve talip olmadı. Biz ona zor durumdayız, gel dedik ve o da geldi. Tugay Kerimoğlu da bir anda o sorumluluğa girdi aslında, onu da es geçmemek lazım. Hagi birşeyler başarmak istedi, ona da yeterli imkanlar bana sorarsanız verildi ama olmadı. Zaten kötü giden takım iyice çöküşe geçti, galibiyet almayı iyiden iyiye unuttu. Devamında da zaten görevden ayrılmak zorunda kaldı, çünkü yönetim gelecek sezonu Hagi ile geçirmeyi düşünmüyordu.
Hagi gidince de o anki şartlar artık bizim gençleri kazanmamız gerektiğini gösteriyordu. Ortam oydu yani, iddia falan yoktu. Bülent Ünder de zaten biraz bunun için getirildi, onun da giydiği ateşten gömlek olmasa da sezonu tamamlamaktan ziyade, gelecek adına 1-2 hamle yapabilmesi adına yapılan bir hamleydi. Ama işler yine farklı, amacından uzak gelişti. Devamı da yarın gelecek...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder