1 Mayıs 2011 Pazar

Yeni Hedef, Euroleague Final-Four'u

İyisiyle, kötüsüyle bir sezonu daha geride bıraktık. Geçtiğimiz sezondan Galatasaray adına aklımızda kalanlar Gaziantep' te gelen Türkiye Kupası ve kaçan; kaçırılan bir şampiyonluk. Ayrıca Avrupa' da -tamamen bizim yanlışlarımızdan kaynaklı- ''Galatasaray' a göre'' başarısız geçen bir sezon. Benim Galatasaraylılık anlayışımda, Galatasaray bir organizasyonda varsa burada hedefi daima zirve olmalıdır. Bu yüzden Avrupa' daki Top-16' yı başarısızlık olarak görüyorum.

Geçmişi bir kenara bırakıp geleceğe bakmaya başlayalım artık. Konuya girmeden önce bir kişiden bahsetmek istiyorum. Sn. Hakan Üstünberk. Galatasaray' ın başında durduğu her saniyeye lanet ettiğim yönetimin tek özleyeceğim yöneticisinden.(Umarım kendisini yeni yönetimde de görürüz) Son yıllarda gördüğüm en başarılı yönetici gerçekten. İlk geldiğinde tepkim basketbolun başında basketbolu bilen bir adam olmalı olmuştu ama yanılmışım. Her şubenin başında, anlasın veya anlamasın o şubeyi sahiplenecek, Galatasaray etiğine uygun yöneticilere ihtiyaç var. Bu tanıma en uygun kişi ise tartışmasız Hakan Üstünberk. Hakan Üstünberk' in şubeyi getirilerin bir kaç cümlede geçiştirmek istemiyorum, ilerleyen günlerde özel bir yazı yazmalıyız kendisine.

Gelecek sezon diyelim ve Euroleague MVP' si ile lafa girelim. Alba Torrens, Türk sporunun son yıllarda gördüğü en büyük transferlerden bir tanesi. Kendisini Galatasaray-Halcon maçlarından hatırlayacaktır taraftarlarımız. Önümüzdeki sezon Galtasaray formasını giyecek ve eminim ki çok çok faydalı olacak. Pivot hariç her mevkide kullanabileceğimiz; her mevkide eşleşme sorunu yaratabileceğimiz bir oyuncu Alba. Şüphesiz ki onu savunan rakipleri basketboldan soğutacaktır.

Alba' nın transferinde bizi mutlu eden başka bir durum da transferin 2,5 ay önce tamamlanmış olması. Basketbol şubesinde gelecek sezonun yapılanmasına bu kadar önceden başlandığını görmenin verdiği mutluluk tarif edilemez. Teşekkürler Hakan Üstünberk; teşekkürler tüm emeği geçenler.

Geçen sezon transfer döneminde burada hemen hemen her yazımızda takımın mutlak suretle oyun kurucuya ihtiyacı olduğunu belirtmiştik. Sakatlıktan yeni dönmüş Işıl' a bu kadar büyük sorumluluk yüklemenin hem Işıl' a hem de Galatasaray' a çok büyük zarar vereceğini söylemiştik. Ancak ne yazık ki olmadı ve Işıl sezon boyunca tüm maçları dili dışarıda tamamladı. En büyük isteğim Işıl ile süreleri paylaşacak, bulduğu 15-20 dakikalık sürede takıma maximum katkı sağlayacak bir oyun kurucunun kadromuza katılması. Şu anda iki oyunununun ismi geçiyor: Becky Hammon ve Epifaniya Prints.

Becky Hammon' un adı geçtiğimiz sezon da Galatasaray ile epey anılmıştı ama ne yazık ki transfer gerçekleşmedi. Bu sene yine listenin başlarında ve alternatif olarak da Prints ile görüşülüyor. Bu iki oyncu arasında benim tercihim Becky olur. Çünkü; Prints Spartak' ta ortalama 30-32 dakika süre alıyor maç başına. Eğer Galatasaray' a gelirse bu süreleri bulması çok zor ve bun onu rahatsız edebilir. Ayrıca ben Becky gelirse Fowles' ı çok daha iyi kullanacağımızı düşünüyorum. Tanımladığım ''15-20 dakikalık sürede takıma maximum katkı sağlayacak bir oyun kurucunu'' kalıbına da en uygun kişi olarak Becky görünüyor. Elbette, Becky' i WNBA' deki performansını Avrupa' ya yansıtamadığı için gelmesini istemeyen arkadaşlar olacaktır ancak Becky önce bizi bir görsün diyorum onlara. Bu taraftar ölüyü diriltir; oynamayanı oynatıtrır!

Geçtiğimiz sezon gündemimizi çok meşgul eden bir diğer konuda Sophia' nın devşirilmesi idi ancak o da gerçekleştirilememişti. Bu sezon da yine taraftar olarak en büyük hayalimiz. Bu takımda Sophia' yı Türk statüsünde oynatmak bana göre kupayı bir ucundan tutmak demek. Umarım gerekli girişimler yapılır ve kendisini yeni sezoda Safiye Genç olarak Galatasaray' da izleriz.

Bildiğiniz gibi Seimone ile hala sözleşme uzatmadık. Çok fazla şey yazmak istemiyorum bu konu ile ilgili ancak içimizden biri olan Seimone' u bizden ayıran bunun hesabını verir. ''Bilekse bilek, yürekse yürek; bu takıma Augustus gerek!''

Biraz da düşünüğümüz kadro üzerinden yorum yapalım;

Işıl-Becky-Yasemen
Seimone-Yedekleyecek bir yerli
Alba-Gülşah
Safiye-Bahar
Fowles-Avrupalı Leuchenka kıvamında bir uzun

Eğer ki şöyle bir kadro kurmayı başarabilirsek ''Bekler bizi kupalar; nice şampiyonluklar'' Yazının başında da dediğim gibi Galatasaray bir organizasyonda varsa hedef her zaman zirvedir. Zirveye ulaşan yolda kaliteli kadrolardan geçer. Bu tarz bir kadro ile benim önümüzdeki seneden beklentim Türkiye' deki tüm kupaları toplamak ve Euroleague' te de en azından Final-Four' u görebilmek. Umarım tüm hedeflerimize ulaştığımız bir sezon bizi bekliyordur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir