
Çok iyi bildiğim bir konu değil ama bildiğim tek birşey var. O da Bayern Münih'in her sezon müthiş bir kar etmesi. Şampiyon olsunlar ya da olmasınlar kasa hep dolu. Bu kasa da doldukça Bundesliga içerisinde istedikleri transferi yapma kudretleri var, kimse buna karşı çıkamıyor. Diğer takımların yıldızı parlayan isimleri mutlaka Bayern Münih'e uğruyorlar. Uğramayan yıldız potansiyelli isimler ise Real Madrid'e falan gidiyor. Ama o Bayern Münih istediğini mutlaka alıyor ve bu kudretleri sayesinde de her yıl şampiyon olamasalarda mutlaka o yarışın içerisindeler ve şampiyonluk çizgisi mutlaka onlara bir şekilde dönüyor.
Yine öyle senelerden biri. Bayern Münih adına geçtiğimiz sezonun başarısız geçtiğini söylemek lazım. Özellikle de bir önceki sezon gelen Şampiyonlar Ligi finali ve Bundesliga şampiyonluğunun ardından. O Bayern Münih de her başarısız geçen sezonun ardından çarklarını döndürür ve diğer sömürdüğü takımların kanını emmeye başlar.

Özellikle de Bayern Münih, Manchester United gibi takımlar. Manchester United'e baktığımızda uzun yıllardır devam eden bir Van Der Sar gerçeği var. O da futbolu bıraktı. Bu tip efsanelerin ayrılmasının ardından da kaleci şoku dediğimiz sendromun içerisine girersiniz. Bu sendroma da yakalanmamak adına mutlaka nokta atışlı bir kaleci transferi yapmanız lazım ve De Gea tercihi geldi onlar adına. Neuer'i alamayınca tabii.
Bayern Münih ise zaten bu sendromun yıllardır pençesinde. Kahn'la geçen rüya gibi yılların ardından sağlam bir kaleci bir türlü bulamadılar. Sağlam bir kalecin olmadığında da bir ayağın topal kalıyor. Kanatlarda Ribery ve Robben gibi iki yıldız bulundurmana rağmen. Bunun için de ilk hamle olarak Neuer'in transferi 26 milyon dolara gerçekleşti. Şimdiden söylemek gerekirse en az bir 10 yıl daha kaleci sorununu yaşamaz bu takım. Bir aksilik olmazsa Kahn'dan sonra kaleyi emin ellere teslim ettiler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder