Ersan Gülüm Gündemi de Bitti

Savunma konusu Beşiktaş'ın dengesi. Orta saha ve hücumda kaliteli yabancılara sahipler ve hepsini de bir arada oynatabilmek adına savunmayı mümkün olduğunca yerlilerle idare etmeliler. Geçen sezona baktığımızda ise özellikle savunmada gelen sık sakatlıklar takım kimyasıyla oynadı. Zaten müthiş bir savunma rotasyonuna sahip değillerdi, bir de sakatlıklar yaşanınca çok basit yedikleri gollerden tutun, savunmada yabancı futbolcu bulundurmanın getirdiği zorunluluktan hücumdaki dengenin bozulmasına kadar büyük bir reaksiyon yaşandı.

Doğal olarakta başarısızlık kaçınılmaz oldu. Bu reaksiyonların geldiği zirve noktaları düşününce zaten resim medyana çıkıyor. Aurelio'nun stoper oynaması ve Nobre'nin da dokunulmazlık zırhına bürünmesi.

O sıkıntılı süreçte ise bir stoper güneş gibi açtı aslında. İlk etapta zorunluluktan oynadı gibi göründü ama formayı aldığında gösterdiği etki sayesinde de herkesin büyük sempatisini kazandı. Bir bakıma İlhan Mansız'ın stoper versiyonu gibiydi. İlhan Mansız da Beşiktaş'a gelir gelmez taraftarların sevgilisi olmuştu, üstelik Beşiktaş altyapılı olmamasına rağmen. Ersan Gülüm de aynı hesap. Hareketleri, davranışları, formaya sahip çıkması derken insanlar onu Beşiktaş'a çok yakıştırdı ve kiralık olarak oynayan bir futbolcu olmasına rağmen olmazsa olmaz isimlerden biri haline geldi.

Durum da böyle olunca Beşiktaş'ın Ersan Gülüm'ü kaybetme lüksü yoktu. Taraftarların Ersan'a sahip çıkmasından tutun, Ersan'ın potansiyeline kadar. Ülkemizde zaten yerli stoper kıtlığı yaşanıyor. Herkesin aradığı, büyük nimet kabul ettirdiği tipte orta saha futbolcusu bolluğunu yaşıyoruz ama stoper bulamıyoruz. Çok ilginç. Bu yüzden de Ersan Gülüm gibi futbolcuları alma lüksün varken kaçırmamak zorundasın. Özellikle de savunmanı yerli futbolculardan kurmak istiyorsan.

Şimdi baktığımızda Ersan Gülüm, Egemen Korkmaz ve İbrahim Toraman gibi üç tane kaliteli yerli stopere sahip oldun. Güzel bir rotasyon, kim ne derse desin. Sidnei'yi saymadım, çünkü o futbolcuyu pek tanımıyorum.

Ersan Gülüm'ü ilginç kılan ise yılan hikayesine dönen transferi oldu. Bu adamı geçtiğimiz sezon transfer ediyorken Adanaspor başkanının ısrarına rağmen opsiyon koydurmayan, ligin devre arası döneminde transfer etmeyen ve Ersan'ın sezonu kapatması sonucunda bu transferi sezon sonuna bırakan Beşiktaş bana göre hatalıydı. Sen böyle rahat davranıp, Ersan nasıl olsa bizim evladımız mantığıyla yola çıkarsan Adanaspor da dünyaları ister. Çünkü başka talipleri de oldu. Beşiktaş'ın Adanaspor'la anlaşamaması sonucunda Galatasaray da devreye girdi ama Ersan'ın Beşiktaş ısrarı derken Galatasaray fazla aktif olmadı bu transferde. Yine de Adanaspor açısından bu Beşiktaş'a karşı iyi bir koz olarak kullanıldı ve fiyat da yukarıya çıktı haliyle.

Şunu da söyleyeyim, bize gelmedi diye çamur atmanın alemi yok. Ersan Gülüm'ü Beşiktaşlı kimliğine rağmen Galatasaray'da görmek isterdim, hem de çok. Potansiyeli olan, çok yeteneli bir stoper çünkü. Herşeyin ötesinde yerli stoper kıtlığı var ve güzel bir adım olacaktı bu. Madem Ersan Gülüm'ü kaçırdık, artık Kemal Tokak'ı mutlaka ama mutlaka transfer etmeliyiz.

Karamsarlığa da düşmeyelim. Mutlaka iyi transferler yapılacaktır, özellikle bu hafta içi güzel şeyler bekliyorum. Bu duyumdan öte içimden geçen birşey...