Malaga ve Çılgın Düşleri

Arap sermayesinin el attığı takımların özellikle transferde sağladıkları yükselişi her sezon izliyoruz. Paraya acımadan, Uefa kriterlerini takmadan, sadece günü yaşayarak transfer piyasasının kalbine bitirici yumruğu vuruyorlar.

Diego Buonanotte, Ruud van Nistelrooy, Joris Mathijsen, Nacho Monreal, Sergio Sanchez, Jeremy Toulalan ve Joaquin diye gidiyor bu liste. Drogba'ya da talip olmuşlardı aslında, bakarsınız Chelsea ile yollarını ayırırsa onu da alırlar. Galatasaray'ı artık geçtim bu saatten sonra, en ciddi talip Malaga olur bana göre. Daha Temmuz ayındayız gerçi, Ağustos'un sonuna kadar başka yıldızların da ismini mutlaka duyarız.

Bunlardan biri de Diego olur haliyle. Wolfsburg kendisini gözden çıkardı. Ne umutlarla almışlardı, üzerine de büyük maddi yatırım yapmışlardı ama Diego'nun dişiki tutmadı. Juventus'la da tutmadı, devamında da Wolfsburg'la. Onun toprakları olan Bundesliga'da işler iyi gitmedi ve takımdan bir şekilde gönderilecek.

Normal şartlarda çok uygun bir transfer, özellikle de bizim ayarımızdaki takımların isteceği, takıma kattıklarında heyecan yaratacakları bir alternatif. Ama çok yüksek yıllık ücreti var ve bu da transferi önündeki büyük engel. Öyle ki, Malaga bile bu transferin önündeki en büyük engelin futbolcunun yıllık ücreti olacağını söylemiş. Ama istiyorlar onu, bir şekilde alabilirler ve Diego da Malaga yolunu tutarsa gerçekten takip edilesi, gelecek sezon adına çok büyük heyecan yaratacak bir takıma dönüşürler. Zaten dönüştüler de. Pes, Fifa ya da menejerlik gibi oyunlarda çoğu kişi Malaga'yı alacaktır.

Benim düşüncem ise Diego'nun trende uyup ülkesine döneceği yönünde. Ülkesine gider, kendini bi rehabilite eder. Gittiği takımda büyük ihtimal Santos olur. O arada belki kupa kaldırır, kendini kanıtlar ve tekrar Avrupa yollarına düşer. 2. dönüşünde ise yine başarısız olur ve tekrar ülkesine döner. İçimden böyle geçiyor...