Babam için ezeli rakip Galatasaray'dan öte Trabzonspor. Samsunlu olmasından kaynaklı mı bilmem ama Trabzonlu insanları canından çok sevmesine rağmen Trabzonspor'a yönelik çok farklı bir antipatisi var. Mart ayından bu yana da izlediğimiz maçlarda şu aklıma geliyor. Babam sürekli açık kolladı, rakiplerin Trabzonspor'a maç sattığını ima etmedi direk söyledi bunu. Bak gördün mü rakip oynamıyor, şu oluyor bu oluyor derken geçti günler.
Ben ise ısrarla kimse kimseye maç satmaz modundaydım. Buna inanıyordum çünkü, en azından inanmak istiyordum. Arkadan kirli oyunlar dönmesine rağmen ben bunu görmemeye odaklıydım ve olaya pozitif bakmak istiyordum. Başka türlü bu işin tadı çıkmaz, yapacak birşey yoktu. Ama görünen şu, tarih babamı affetmedi ve en azından babam bu yaşananları haketti. Yine de baba işte, onun her golde ayağa kalkmasını falan düşündükçe üzülüyor insan.
Yine de babamdan çok Fenerbahçe taraftarları için, Alex'in sahada gösterdiği futbol resitali için, Aykut Kocaman için ve futbol adına emek veren herkes için çok gurur kırıcı bir durum.
İşin Beşiktaş ayağı da ortaya çıktı. Türkiye Kupası finalinde İbrahim Akın ve İskender Alın için maç sattıkları söyleniyor. Transfer olma vaadiyle üstelik. Bu benim canımı daha çok yaktı. Ezeli rakibimdir ama herşeyden önce amcamın takımıdır. Beni torunu gibi seven amcamın. Sanırım şu günleri görse kahrından ölürdü. Amcamdan kaynaklı da Beşiktaş sempatisini hep içinde tuttum. İşin içerisinde Beşiktaş adının olması güvendiğim dağlara kar yağdırdı.
Derler ya Beşiktaş duruşu diye. O duruşa ihanet geldi. Aynı şey Fenerbahçe için de geçerli. Şike daha ispatlanmadı, mahkeme kararını vermedi bir yana ama böylesine büyük takımların böyle suçlarla anılması, antrenörlerinin, başkanlarının, yöneticilerinin tutuklanması utanç verici. Türk futboluna ihanet herşeyden önce.
Ama Beşiktaş taraftarını kutluyorum. Çok sağlam bir duruş gösterdiler. Mahkeme kapılarının önüne gidip hapise girenleri alkışlamak, onları desteklemek yerine iyi aile çocuğu olarak görünen Tayfur Havutçu'yu bile yuhladılar, kendi içlerinde temizlenmeyi herkesden önce başlattılar. Bu doğru olan bir duruştu.

Ama Türk futbolunun temizlenmesi gerekiyor. Kirli olan ne kadar kişi, kurum varsa bir an önce temizlenip, yolumuza öyle bakmalıyız. Gerekirse Türk futbolu 30 yıl geriye gitsin, farketmez. Marka değeri paspas malzemesi olsun, hiç farketmez. Türk futbolu bu duruşu göstermeli, yarın öbür gün geri dönüşü olmayan yolun sapağına geldiğimizde yapacak birşey kalmıyor. Yapacak birşey olmadığında hiçbirşey yapmamak en doğrusu demek zorunda kalıyorsun ve bu kirli, pis okyanusun içerisinde de süzülüp gidiyoruz.
Elde belge yok, iddianameye göre hareket edeceğiz, 5 Ağustos'ta lig başlayacak demek işin en kolayı. Topu taca atarsın, beklersin ama günü geldiğinde de elin kolun bağlanır. Lig ve Avrupa Kupası maçları oynanmaya başladığında bu iddianame çıktığında ne yapacaksın. Delillere göre küme düşürdün takımları diyelim, bu o takımlara daha büyük ceza olmayacak mı. 2 seneleri bir anda boşa gidecek, uğranılan maddi zararı düşünemiyorum bile. Küme düşme olayı yaşansa 20 yıl geriye gider bu takımlar diyordum ama böyle bir durum da 30 yıla çıkar bu.
Önümüzde Süper Kupa finali var, Fenerbahçe ile Beşiktaş arasında. Kim itibar eder artık bu maça. Ya da ligler başlayacak, kimin aklında futbol olacak. Herkesin kafası bir ileride, acaba bu ligin seyri nasıl olacak yönünde.
Hepsinin ötesinde ise küme düşmeler yaşanırsa marka değeri düşer deniyor ya, asıl bu düşmeler sezon ortasında yaşanırsa ve o zamanlar Fenerbahçe ile Beşiktaş'ın Avrupa Kupası macerası devam ediyor olursa ne olacak. Asıl değer nasıl düşer o zaman izleyeceğiz ve o zaman sadece bu takımlar değil, kurunun yanında yaşlar nasıl yanıyor onun sahne sırası gelecek. Türk futbolunun bir süre men edilemsine kadar uzar bu süreç.
Federasyonun bu konuda adımlar atması ve hızlı bir karar alması gerekiyordu. Ligleri ertelemek bile doğru bir tercih olacaktı, bu kaos ortamı daha bi gün yüzüne çıkana kadar. Ama federasyon karar almamakta, işi oyalamakta hatta Türk futbolunu baltalamakta. Ne yazık ki Galatasaray haricindeki bütün takımlarda bunun şakşakçılığını yapıyor.
Ünal Aysal ''Kral Çıplak'' dedi. Son derece doğru bir çıkış yaptı, harika bir duruş sergiledi ve herkesin aksine doğru olan safı seçti. Yani taraftarın safına. TT Arena'nın açıldığı gün mevcut yönetimin her türlü iktidar yakalalığına karşı taraftarın gösterdiği o duruşun safında yer aldı. Kendisini de sonuna kadar destekliyor, ilk seçildiği zamanlardaki ''The Godfather'' söylemimi de tekrarlıyorum. Herkes Ali Dürüst şöyle demişti diye dursun, oradaki düşüncenin federasyonun atacağı adımları desteklemek olduğunu tekrar belirtelim. Ama federasyon adım atmıyor ve onlar da adım atmadıkça işin daha da büyüdüğünü, kaos denizinin içerisinde savrulduğumuzu görüyorsunuz.
Burada kaybetmekten öte kazananlar Fenerbahçe ve Beşiktaş taraftarı olur. Eğer bu kaostan arınabilirlerse. Takımını çıkarsız seven taraftarlar için üzülürüm, en az onlar kadar içim yanar. Eğer suçumuz varsa düşelim diyen, tutuklanan bu insanları alkışlamaktan öte yuhlayan insanları da başımın üstünde taşırım.
Biz ise yine aynı filmi izlemek üzereyiz. Stad açılışı sırasında hükümet düşmanımızdı, şimdi ise diğer takımlardan tutun, TFF'ye kadar herkes. Stad açılışı sırasında ''alın stadınız sizin olsun, biz Sami Yen'e dönüyoruz'' diyecek moddaydık ve o olsa kimse gık demezdi. Şimdi de ''Galatasaray'ı ligden çekiyoruz'' şeklinde bir çıkış gelse gık demeyecek, bu duruşun arkasında dururuz. Bir ara Fenerbahçe'nin herkes bir biz bir söylemi vardı, sanırım şu günlerde de bunu biz yaşıyoruz. Son olarak şunu da ekleyeyim, eğer biz de bu işe bulaştıysak en ağır cezayı çekelim.
Bu yazı ise büyük üstad Demir Demirkan'ın şu sözleriyle bitirilir;
Yürüsün üstüme gelen gelsin, bırakıp ortama giden gitsin, olan olmuş diyen sussun,vurdum ben bu dünyanın dibine...
cok güzel bir yazi
YanıtlaSilGüzel ve doğru bir yazı ele almışsın.Eline sağlık.
YanıtlaSilAysal'ın açıklamasından sonra resmi siteye bi mail attım bende zaten.Bakalım nereye varacak sonucu?
çok güzel bir yazı olmuş. eline, aklına, fikrine sağlık...
YanıtlaSilellerin dert görmesin..
YanıtlaSilYazı için emeğine sağlık, 51 yıllık Galatasaraylıyım, şu ana kadar Galatasaray temiz gibi görünüyor ama dengelerin sağlanması adına bir şekilde ekleyecekler diye düşünüyorum. Bir de şu var, eğer geçtiğimiz sezonda biz de yarışın içinde olsaydık aynı pisliklerin içinde olmamız kuvvetle muhtemeldi. Ne yazık ki hiç kimse temiz değil fakat camialar içinde bariz farklar var. Beşiktaşın tavrı doğru, Fener'in ise tam da kendilerinden beklenen tavır. Aynı durumda biz de BJK gibi tavır içine olurduk.
YanıtlaSilgalatasarayin bu tarz islere karisacagina ihtimal vermiyorum. sampiyon oldugumuz sezonlari gozumun onune getirdim 11 oyuncumuzda takir takir top oynuyorlardi. bi alex gibi topcunun oynamasiyla sampiyon olmadik ve hakli sampiyonlarin karsiligi olarakta avrupada en cok varlik gosteren turk takimi galatasaray olmustur. lig tv`nin baskisiyla fedarasyonun bu karari aldigi da soyleniyor. eger oyle bisey varsa galatasaraylilar olarak -bu olay mantikli bi sekilde sonuclanmadigi surece- lig tv aboneliklerimizi iptal etmek toplu bi harekette bulunulabilse fena olur mu?
YanıtlaSil