
Fatih Terim ise Eskişehirspor karşısında 4-2-3-1'e döndü. İlk etaptaki düşüncem şuydu aslında. Engin Baytar'ın klasik bir forvet arkası gibi değil de Sasa Iliç misali kullanılacağını düşünüyordum. Çünkü Engin Baytar, kreatif ve hareketli bir futbolcu, bu role de fazlasıyla uyabilir. Böylece de Selçuk İnan esas mevkisine geçerek beklenileni verebilirdi. Ayrıca Melo ve Selçuk İnan'lı bir orta saha göbeği varken de klasik bir 10 numaranın eksikliğini fazla duymayabilirsiniz, özellikle de bu tip maçlarda.
Engin Baytar'ın maç eksiği var, takıma sonradan katılan bir isim. Uyum ve kendini toparlama süreci olacaktır ama ilk maçından değerlendirirsek onu beklediğim gibi oynamadı. Hareketliliği, hücum presi güzel yanlarıydı ama ikinci bir forvet gibi değil de, paslarıyla oyuna yön vermeye çalışan bir klasik 10 numara gibiydi ve bu da Elmander'i fazlasıyla yalnız bıraktı. Burada da şu noktaya değinmek lazım.
IBB maçında Baros'un etkisizliğinden, güçsüzlüğünden konuştuk. Samsunspor maçında da bu devam etmişti. Elmander ise daha diri ve hazır görüntüsüyle dikkat çekiyor. Aslında Eskişehirspor karşısındaki görüntüsü de Elmander adına eh işte dedirtti ama diri bir futbolcunun farkı başka. Takımı adına en çok koşan futbolculardan biri, ileride top saklayabiliyor, takımını hücumda tutabiliyor. Ama yalnız kaldı işte, tek başına rakip savunma arasında kayboldu, girmesi gereken pozisyonlara pek giremedi. Bu da Baros'la farkı diyebiliriz, aslında Sercan'la veya iyi bir Baros'la beraber oynaması Elmander'i yukarıya taşıyacak unsur ama 4-4-2'den nedense çabuk vazgeçtik.

Maçın adamı Felipe Melo ve Galatasaray adına maçın kilit noktası kanatlar. Elmander hücumda yalnız kaldı kalmasına ama Riera ve Kazım oldukça iyi günlerindeydiler, Eskişehirspor beklerine nefes aldırmadılar. Özellikle de Riera'nın sol taraftaki uzun mesafeli futbolu hem Hakan Balta'ya hücum edebilmesi hem de savunmada diri kalabilmesi adına özgüven aşıladı, hem Koray'ı kitledi ve Eskişehirspor sağ kanadını çökertti, hem de hücuma yön kattı. Riera'nın bu performansının da altını çizmek lazım, çünkü aldıkları ücretle sürekli eleştirilmeye meyilli isimler bunlar. Şu ana kadar özellikle Melo ama Riera da aldıklarının hakkını veriyorlar, Galatasaray'ın da kalite dozunu yukarıya çekiyorlar.
Daha zorlu bir maç bekliyordum aslında ama rahat kazandık diyebilirim. Bu tip rahat galibiyetler gerekli, çünkü en büyük sorunlarımız kötü oynarken kazanamamak ve 1-0'ı bulduktan sonra da bir türlü rahatlayamamak. Bugün hem iyi oynadık, hem de rahat bir galibiyet aldık. Hücumdaki bu yalnızlık olayını çözebilseydik daha da farklı olabilirdi ama Eskişehirspor karşısındaki bu rahat 3 puan iyidir.
kadro yapısı itibari ile galatasaray 4-2-3-1 oynamaya oldukça müsait bence.
YanıtlaSilözellikle forvet arkasındaki ismi bazı zamanlarda sercan yada baros gibi bir olarak seçmek hücumdaki tıkanlıkğı çözebilir.
onun haricinde takım hala set hücumu yapacak kadar oturamadı. sanırım bunun için 10. haftaya kadar beklemek lazım.
melo'nun hemen en kısa sürede bonservisi alınsa yeridir.
riera benim gozume en cok batan isim oldu olumsuz anlamda. bal yapmayan ariydi. hucumlarimizi cok yavaslattigini bir tek ben dusunuyorum sanirim. savunma anlaminda da en az mucadele eden isim o oldu.
YanıtlaSil