İlk Haftalar Bireysel Yeteneklerindir

Özellikle de bir alt ligden yükselen takımlar, bir üst ligin şartlarına daha çabuk uyabilmek adına transfer denizinde daha da açılırlar, neredeyse kadrolarının yüzde 70'i değişir. Bir alt ligdeki teknik direktörüyle yoluna devam eden takımlara ise ''istikrarlarını koruyorlar'' söylenir ama gerçek olan o teknik adamın da aslında yeni bir sayfa açtığıdır. Çünkü elinde yeniden kurduğu bir kadro var.

Samsunspor, bu transfer denizinin derinliklerine gitmekten ziyade yeni bir teknik adamla yoluna devam ediyor. Üstelik bu teknik adam, ülkemizin şartlarına ters ama herkesin de kafasında bir yerde düşündüğü bir isim. Petkoviç ve Skibbe tarzı teknik adamlar heyecan katarlar ama genelde de başarısızlıkla sonuçlanır macera. Çünkü hedef belli, kısa vadeli başarı, bu açıdan da sabır yok. Samsunspor da işte böyle bir yola girdi, umarım o sabır gösterilir. İlk haftadan oluşan görüntü ise olumlu, sabrın güçlenmesi adına atılan önemli bir adım.

Yeni teknik adam, çok farklı bir sistem ve sportif direktörün de değişmesi neticesinde son 10 günde yaşanan bir transfer furyası daha. Samsunspor'un bu yaz döneminde iki kere kurulduğunu söylemek mümkün. Bu yüzden de ilk haftalarda oynanan futbolun pek bir önemi yok, sonuca gitmek, ilerisi adına ışık vermek önemli. Bu ilk haftaları zaten bireysel yetenekler kurtarır, çıkarlar sahneye ve maçı getirirler. Samsunspor'un da bu konuda bir bolluğu var, Zenke gibi bir futbolcuyu yedek bırakabilme imkanını bulmuşlar. Daha güzeli ise sisteme uygun bir takım kurmuşlar, Petkoviç'in önceliği güzel futboldur. Güzel futbol da iyi futbolcularla oynanır.

3-4-3 akıllarda tabii. Bu maça da aslında öyle başladı Samsunspor, 3-0'lık süreç bu şekilde oldu. Bance, Ekigho ve Dominguez üçlüsünün arkasındaki Fink ve Selim Teber faktörü. Süpürücü bir orta sahayı kullanmak yerine, Fink ve Selim Teber gibi oyunun iki yönünü oynayan isimler var. Fink de zaten bu maçta etkisini gösterdi, yukarıda dediğim o özel yeteneklerden ilki o. Yaptığı muhteşem iki asist neticesinde maçın ibresi bir anda Samsunspor'a döndü, Bance'nin de ilk yarıdaki muhteşem hücum performansı Gençlerbirliği savunmasının kalbine saplanan hançer oldu. Gerek uzun toplarda, gerek yüzü dönük hücumlarda Bance'nin etkisi muhteşemdi ve rakip savunmanın da oyun içerisine dahil olmasını engelledi.

Samsunspor'un hatası ise ikinci yarıdaydı. Sistem bir anda 4-4-2'ye geldi ve daha doğrusu tempo aşağılara indi. Tempo da düştükçe bireysel hatalar gelmeye başladı, organizasyon bitti, işin daha çok savunma kısmında kalındı ve Bance'nin etkisi o anda bitti. Dolayısıyla da takım olarak Gençlerbirliği'nin hakim olduğu anları izledik, pozisyonlar da buldular ama goller duran toplarla geldi. 3-3'e de gelebilirdi aslında maç, Ahmet Şahin'in hatası hala aklımda. Ama tempo düşmese ilk yarıdaki görüntüyü de izleyebilirdik, Samsunspor biraz da yeni bir takım olmasının kurbanı oldu. Gençlerbirliği'ni ise genel anlamda iyi bulmadım, savunma performansları oldukça kötüydü. Bir önceki sezon onlar adına söylediğimiz doğruları söyleyemedik. Oktay Delibalta'nın ve biraz da Randall'ın organize etmeye çalıştığı bir görüntüleri vardı ama bana yetersiz geldiler.

Bu haftalarda kazanmak önemli, gerekli dersleri çıkardığınız sürece kazanımlar büyük. Maçın 3-2'ye gelmesi Samsunspor adına bir soru işareti ama zamanla bu uyum sağlanabilir. Bireysel yetenekler anlamında kadro kalitesi gayet iyi, iyi futbolun da iyi futbolcularla oynanacağı felsefesini düşündüğümde Samsunspor'dan yana beklentim büyük.