Yaprak Dökümünden Ziyade Yaprak Değişimi

Bu transfer döneminin asıl konuşulması gereken takımı Fenerbahçe bana göre. Yaşanan bu süreç hiç olmamış olsa, cezalardı derken herkes yerli yerinde otursa Orhan Şam, Sezer Öztürk ve Serdar Kesimal gibi rotasyonu güçlendirecek hamlelerin üzerine alacakları bir sağlam ön liberoyla beraber Türkiye Ligi'ni geçtim Şampiyonlar Ligi'nde de söz sahibi olabilecek potansiyelde bir takım olacaklardı. Çünkü, elde kaliteli bir kadro vardı ve bir önceki sezondan gelen galibiyet alışkanlıkları ve sağlanan mükemmel havayla birlikte iyi durumdaydılar. Ama olaylar olaylar derken bu duruma geldiler, yine elde iyi bir kadro ama yarınını bilmeyen bir görüntüdeler.

Yarınını bilmiyorsan, yarın en kötü senaryo olmuş gibisinden bir ortam yaratmalısın. Şampiyonlar Ligi'nden de kazanılacak gelirler iptal olduğundan ve yaşanan ekonomik sarsıntı neticesinde de elde olan iyi değerlerin bazılarından vazgeçersin. Bazı futbolcular önünü görmek ister ve gider, bazıları ise biraz da mecburiyetten. Emenike, Lugano, Niang ve Andre Santos'un ayrılığı bu yüzden. Değerli isimler, piyasaları var ve önlerini görmek istiyorlar. Fenerbahçe de bu futbolcuları satarak önemli bir gelir elde etmiş oldu ama elbette asıl sağlanacak rakam bu olmazdı. Mesela, Dünya'nın sol bek diye kıvrandığı bir ortamda Andre Santos'un 12 milyon avro civarı bir değeri olabilirdi. Bunlar yaşanmasa Lugano ayrılmazdı, ne olursa olun kalıyorum derdi.

Şunu eklemeli ama, gidenlere neden gitti dememeli, onlara sırt çevirmemeli. Lugano da, Andre Santos da, Niang da ellerinden gelenin en iyisini yaptılar, formanın hakkını verdiler ve bu şekilde ayrıldılar. Kapılar açık yani.

Ama Fenerbahçe, yaprak dökümü yaşıyorum diye meydanı boş bırakmadı, gidenlerin yerini de hemen hemen doldurdu. Andre Santos gittiğinde meydan senindir Caner Erkin demeden, bir hafta öncesinde Trabzonspor'un transfer edemediği Reto Ziegler'i kiraladı. Aynı şekilde Niang gittiğinde daha genç ve gelecek vaad eden Henri Bienvenu getirildi. Tabii ki Yobo, onun adına da ayrı bir parantez açmalı aslında. Doğru bir karakter örneği gösterdi, takım Şampiyonlar Ligi'nde yok gibisinden triplere girmeden yeniden Fenerbahçe'ye döndü, ısrarla gelmek istedi. Bu onun adına doğru bir karakter oldu, Yobo hayal kırıklığı yaratsa bile bu davranışı unutulmamalı.

Asıl mevzu, Fenerbahçe'nin santrafor harekatıydı ama aklıma gelmişken içimdekileri dökeyim dedim. Niang'la başlayalım biz yine de, şunu söylemek isterim. Fenerbahçe'ye gelme sebebi de para içindi, ayrılma sebebi de. 32 yaşındaki ve önemli bir futbolcunun neden Katar'a gittiğinin cevabı paradır. Ama şu var, Niang oynadığı bir sezonda harika bir performans gösterdi, parasının hakkını sonuna kadar verdi. Fenerbahçe de 500 bin avro kayıpla {onu da bir sezon gösterdiği performansa saymalı} göndermiş oldu, yerine de 23 yaşındaki Bienvenu geldi. Tamam elbette bir Niang değil ama geleceğe yatırım, güzel bir hamle.

Yine de Fenerbahçe'nin elinde çok iyi bir santrafor rotasyonu yok. Oysa Niang'lı, Emenike'li ve Semih'li rotasyondan bahsedebilirdik. Şimdi ise Semih ve Bienvenu kaldı. Yıllar yılı her gelenin arkasında yedek beklemiş olan Semih Şentürk'e forma şansı doğdu bir bakıma, artık birinci opsiyon o diyebiliriz. Şu önemli, Aykut Kocaman acaba kendisine ne ölçüde güvenecek. Geldiğinin ertesi Bienvenu mu formayı alır yoksa Semih mi oynar. Eğer geçen sezonki sistem devam ederse, Niang'ın sol tarafa yakın oynadığından yola çıkarak Bienvenu oynar derim. Çünkü o tarz bir futbolcu, Alex yine en ileri uçta kalır. Ya da yılların 4-4-1-1 geleneği devam ederse Semih'in formayı kapmak adına ilk defa böyle bir şansı doğdu.

İşin özeti ise Semih ve Bienvenu ikilisi birlikte yetersiz, şampiyonluğa oynayan takımların en az üç santraforla yola çıkması gerekir. Yaşanan bir sakatlıkta bütün sistem bozulur, bunu en iyi Galatasaray'dan biliyoruz. Son iki sezonda Baros'a alternatif yaratılmadan başlandı, devamında da devşirme santraforları izledik. Fenerbahçe adına da böyle bir tehlike var, keşke Güza kalsaydı gibisinden durumlar bile doğabilir...