2 Ekim 2011 Pazar

Ankaragücü 0-3 Galatasaray / 3000. Gol

3000. golü bekliyorduk aslında, kim atar üzerine çok muhabbetler yaptık. Şöyle bir gelenek oldu ama bizlerde, beklenmeyen isimler, aslında içimizden keşke şu atmasa dediğimiz isimler bu anlamlı gollere imzasını atıyor. Ali Sami Yen'deki son golü Kazım'ın, TT Arena'daki ilk golü Servet Çetin'in atması gibi. Yine öyle oldu aslında, ummadık taş baş yarar gibi Jan Rajnoch 3000. golü kendi kalesine atarak Galatasaray tarihine geçti, 3001. gol de Kazım'dan geldi. Tabii bu işin latifesi, asıl nokta deplasmandan alınan 3 puan, üstelik 3-0 gibi net bir skorla, rakip ne durumda olursa olsun o deplasman lanetini biraz olsum dağıtabilmek.

İyi olan 11'i bozmamak, sakatlar dönmesine rağmen kazanan 11 üzerinde durulan ısrar çok güzel harekettir. Eboue ve Servet mutlaka bu takımın içerisinde olacaklar ama şu an onların yerinde olan isimlere de bir önceki kazanılan maçtan gelen güven duygusunu aşılamak önemli. Fatih Terim de bu ısrarı gösterdi, kazanan 11'i bozmadı. Ankaragücü karşısında da kazanan 11'in futbol anlamında daha da üzerine koyduğunu, hem hücumda hem savunmada daha organize olduğunu gördük.

4-2-3-1 olarak görüyorum ben ama Terim 4-1-4-1 oynuyoruz diyor, elbette o haklıdır. IBB ve Samsunspor karşısında da 4-1-4-1 sahadaydı ama Engin Baytar'ın bölgesinde Selçuk İnan vardı ve Selçuk İnan rakip kaleye ne kadar yaklaştıkça o kadar verimi düşen bir isim. Engin Baytar'ı o merkezde kullanınca da Selçuk İnan biraz daha Melo'ya yaklaşıyor ve hücumu asıl organize eden isim rolüne bürünüyor. Bu tabloda da her geçen gün eski Selçuk İnan olma yolunda ve sezon başı dediğimiz gibi, sistemin kalbi onda.

Asıl nokta Engin Baytar aslında. Onun performansı yükseldikçe, Galatasaray'ın pozisyon bulma sıklığı artmaya başladı. Elmander'i pivot santrafor veya statik bir santrafor olarak nitelendirmek imkansız, sürekli dolaşıyor, rakip savunmayı peşine takıp ya da hücumda top tutup arkasında olan o dörtlüye pozisyon imkanı tanıyor. Engin Baytar ve Kazım da bu boşluklardan iyi yararlandı, dikine ve hızlı oynayarak pozisyonların içerisinde yer aldılar. Ayrıca Engin Baytar'ın savunmaya olan katkısı, rakip duran toplarda geriye gelip aldığı toplarda takımı hızlı ileri çıkarması sonucunda da uzun zamandır görmediğimiz organizasyondaki kontra hücumu izledik, çok da güzel bir gol bulduk. Eskişehirspor maçına oranla çok daha iyi, benim beklentimi daha da karşılamaya yaklaşmış bir Engin Baytar gördüm.

Ankaragücü'nün maddi anlamda sıkıntıları var, kadroları oldukça bozuldu, önemli isimleri sattılar ve Ziya Doğan'ın da tabir ettiği gibi ''zor gorev'' kavramını işliyorlar. Eldeki malzemeden çıkacak en iyi tablo bu ama Ziya Doğan buna rağmen farkını yaratmaya çalıştı. Tisdell gibi çok hareketli forveti Ujfalusi ve Gökhan Zan karşısında bırakıp onları zor duruma düşürmek istedi ama stoper Rajnoch'dan da ön libero yaratmayı ihmal etmedi. Hürriyet ve Rajnoch'la beraber Galatasaray'ın orta sahasını bozmak, Tisdell'in de bireysel çabalarıyla gol atmak büyük öncelikti ama organize anlamda sıkıntı yaşamayan Galatasaray'ın da bu takım markajından kurtulması kolay oldu, dk 20'de de maç 2-0'a gelince iş erken bitti aslında. Ankaragücü'nün hamle şansı yok çünkü, kadro zaafiyeti işte bu anlarda sahneye çıkıyor. Galatasaray ise Eboue, Baros, Sercan Yıldırım, Yekta gibi isimleri yedek bırakabilecek kadro kudretine sahip artık.

Eksik yön sadece şu olabilir, Eskişehirspor maçında aldığımız bek katkısını bu maç izleyemedik. Özgür Çek'in bizim sağ tarafı zor duruma düşürdüğü anlar da oldu ve bekler savunmada çok kaldı aslında ama Kazım'ın tempolu futbolu da Ankaragücü'nün sol tarafını savunma anlamında bitirdi, Özgür Çek'in hücumcu yönünün de bunda etkisi var aslında. Kazım çok fazla boş alan buldu, golünü de atınca kendine gelen, daha da ekstra oynayan bir isim zaten. Şu var ama, bizim sol tarafımız kontrol kanadı, sağ kanadımız ise akıncı kanadı gibi. Riera kontrollü ama akılcı oynayan bir isim, yararı da bu yüzden fazla. Ayrıca savunmaya verdiği ekstra katkı Hakan Balta'yı yukarı taşımaya başladı, bu da önemli.

En önemlisi ise kazanılan 3 puan. Bol pozisyonla, güzel futbolla, sonunda da 3 puanla, bir de buna Euroleague sosunu ekleyerek bitirilen bir pazar gecesi. Daha ne olsun...

2 yorum:

  1. Cimbom yine fırtına gibi

    YanıtlaSil
  2. Sanırım daha önce Engin haberleri ilk çıktığında yazmıştım buraya Engin, Fatih Terim'in ellerinle bu katkıyı vermeye edicektir takıma bence.

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir