
Son atılan gole bakalım. Sercan Yıldırım'ın şık pası, Elmander'in asisti ve Baros'un bitiriciliği. Oluşumu açısından mükemmel bir gol, harika bir organizasyon. Soru ise şu, biz bu organizasyonları neden sürekli yapamıyoruz, çok iyi oynamamıza, rakibi tamamen kitlememize rağmen pozisyon bulma konusunda sıkıntı yaşıyoruz ve neden sadece bireysel yeteneklerin ayağına bakıyoruz?
Elmander de iş bitiyor. Kafadan söyleyeyim, Elmander kendisine verilen görevi mükemmel derecede uyguluyor ama tarzı farklı. Yüzü kaleye dönük, dikine oynayan bir santrafor değil, aksine kaleye sırtı dönük, oynamaktan öte oynatmaya yönelik bir isim. Basketbolda ikili oyunlar vardır, guard ve uzunlar arasında. Bizden örnek verirsek, Tutku Açık ve Andric'in uyumunu düşünün. Elmander'le de böyle oynamak zorundasınız, onun arkasında oynayan üçlü Elmander'e uymak zorunda ve dikine oynaması gereken isimler onlar.
Riera da bu özellik pek yok ama Engin Baytar ve Kazım bu tip futbolcular. Bu maçtaki sorun ise Kazım'ın yine o istikrar duvarına çarpması oldu, Engin Baytar ise ilk yarıda elinden geleni yaptı ama sakatlığı onu ikinci yarıda kitledi. Riera ise kayıplarda, durum da böyle olunca Elmander'in hücumda top tutmak, sizin de bireysel yeteneklerle işi bitirmeniz dışında bir şansınız kalmıyor.
Ama çift santrafora geçince herşey değişiyor, oyunun yönü açılıyor. Baros'un oyuna girmesi ve bir anda takımın şahlanması bunun işaretiydi, gol de bu tip bir uyumdan geldi. Fatih Terim ise nedense bu sistemi b planı gibi elinde bulunduruyor, oysa Galatasaray'ın bu sezonki en iyi futbolu, Karabükspor karşısında 10 kişi kalana kadarki geçen süreydi. 4-4-2 başladığımız ve Sercan, Elmander ikilisini kullandığımız.
Klişe birşey söyleyeyim, ilk yarı biz oynadık ikinci yarı onlar. İlk yarıda rakibi tamamen kilitledik, muhteşem pas organizasyonları, yüzde 59 gibi yüksek bir yüzdeyle topa sahip olma ve rakibe verilen sıfır pozisyon. Ama gol pozisyonuna giremiyorsunuz, organizasyonunuz yok. Bu da rakibe cesaret veriyor, sizin üzerinize daha çok geliyor. Bu cesareti arkasına alan Bursaspor da ikinci yarıdaki Insua ve Tagoe değişikliklerinden sonra oyunun hakimiydi, maç 1-1 olacağım dedi zaten.
4-6-0 gibi oynadı Bursaspor. En ileride de Turgay'ı kullanınca onun Galatasaray savunması üzerinde zaten bir etkisi olmayacağını tahmin ediyorduk, olmadı da. Bizim savunmayı hızlı, fizik olarak güçlü isimler bozuyor, Tagoe de böyle bir isim. Ayrıca Batalla'yı çıkarıp Insua ile bir zihin değişikliğine imza atınca da ezberler bozuldu, farklı bir sisteme geçildi ve Bursaspor'un akınları başladı, 1-1'i de buldular ama Baros etkisini onlar da tahmin edemezdi. Milli Takım arasından sonra bu kadar güçlü gelebileceğini ben de düşünmüyordum ama şu aşamada iyi durumda.

GALATASARAY: 2 - BURSASPOR: 1
Stat: Türk Telekom Arena
Hakemler: Hüseyin Göçek, Orkun Aktaş, Kemal Yılmaz
Galatasaray: Muslera, Sabri Sarıoğlu, Gökhan Zan, Ujfalusi, Hakan Balta, Melo, Kazım Kazım (Dk. 39 Eboue), Selçuk İnan, Engin Baytar (Dk. 67 Sercan Yıldırım), Riera (Dk. 83 Baros), Elmander
Bursaspor: Carson, Basser, Stepanov, Serdar Aziz, Gökçek Vederson, Sestak (Dk. 90 1 Ömer Erdoğan), Adem Koçak, N'Diaye (Dk. 63 Insua), Ozan İpek, Batalla (Dk. 63 Tagoe), Turgay Bahadır
Goller: Dk. 21 Elmander, Dk. 88 Baros (Galatasaray), Dk. 80 Serdar Aziz (Bursaspor)
Sarı kartlar: Dk. 34 Elmander, Dk. 40 Ujfalusi, Dk. 79 Melo, Dk. 89 Sabri Sarıoğlu (Galatasaray), Dk. 25 Gökçek Vederson, Dk. 26 Ozan İpek, Dk. 81 Turgay Bahadır (Bursaspor)
4-4-2 hücumsal anlamda efektif olsa da takımın şu anda yakaladığı savunma performansını düşürebilecek bir taktik. bu maçtada engin oyundan düşene ve sonrasında sakatlanıp çıkana kadar galatasaray orta sahanın hakimi olan taraftı. ne zaman 4-2-3-1'e döndük bursaspoar oyunu bizim yarı sahaya itmeyi başardı.
YanıtlaSilbu nedenle elmander yada baros'un kanat/forvet olabileceği bir 4-3-3 yada 4-1-4-1 (ki buda bir 4-3-3 türevdir) ile sahaya çıkmak daha iyi olacak gibi.