5 Aralık 2011 Pazartesi

Büyük Başkan Ünal Aysal!

(Yazar başlıkta kinaye yapıyor) Büyük başkan tabiri için ne kadar erken olursa olsun, birilerine bu payı biçince, onlardan çok şey beklenip daha sonra beklentiler karşılanamayınca hayal kırıklığıyla ne söylenirse söylensin, Ünal Aysal şu andaki Türk Futbolunun en temiz adamlarından biridir. Tüm bu kargaşanın içine Galatasaray'a olan sevgisi ve Galatasaray'ın çivisinin çıkmış hali yüzünden gelmişti. Dün akşam Stadyum programına katıldı başkan Trt1'de. Daha önce Lig Tv'ye de konuk olmuştu, fakat ben kendisini ilk kez canlı olarak izledim. 

Ünal Aysal, dün akşam çok güzel yerlere temas etti. Galatasaray Televizyonu, transferler, futbolun içinde bulunduğu bugünkü durum, yasanın vetosu ve daha niceleri.. Ayrıntıları ve başkanın sözlerini twitter'da falan mutlaka okumuşsunuzdur ama ben, bence en çok öne çıkan başlıkları sıralamak istiyorum.

  • "Reyes ile görüştük Türkiye'ye gelmeye hazır. Fatih Hoca'nın onayını bekliyoruz." Şahsi fikrim, İspanyolların ülkede tutunamadığı. Ben daha bi İngiltereciyim sanki futbolda, o yüzden ön yargılı bakıyor da olabilirim tabii. Fakat Reyes'in alınma sebebi biraz da Arda'nın bonservisinden kalan karşı tarafın borcunu bu şekilde kapatma gayesi olduğunu düşünüyorum. Yoksa transferi antrenör yapar, başkan değil. Fatih Hoca henüz onay vermemesine rağmen Reyes bitmiş demek, bunun ispatıdır. 
  • "Amrabat için Kayserispor'a teklif yaptık, Fatih Hoca istiyor" benim için zurnanın zırt dediği yer oldu. Kayserispor'un dışarıya futbolcu vermeme politikası yıllardır canımı sıkar zaten. Ersin Düzen'in twitter'ında yazdıklarına bakılırsa, üç vakte kadar Galatasaray vs. Kayserispor savaşı izleyebiliriz yine. Sırf bu yüzden futbolcunun kralı Galatasaray'a gelmek istese, ama şu anda Kayserispor'da oynuyor olsa, sözleşmesinin bitmesini beklerim ben olsam. Kayserispor'la (Süleyman Hurma'yla) uğraşılmaz. Bunu bilir, bunu söylerim.
  • "Önceliğimiz yerli oyuncular olacak." Şahsen transfere dair en çok beğendiğim cümlesi oldu başkanın. Umarım başarabilirler yerli oyuncuları almayı. Galatasaray'ın çok iyi yabancıları zaten var. Rotasyonu yerli kadroyla güçlendirmek demek, tam manasıyla geleceğe yatırım demek olur bu noktada. Bekleyip göreceğiz yine.

  • "Melo'nun Beşiktaş maçında yaptığı hareket aklımızda, tekrarı olursa karnesine kötü not düşer. Şu anda memnunuz, bonservis için mevsim sonunu bekleyeceğiz." Felipe, uzun süredir göz bebeğimiz oldu. Böyle hırslı, ateşli oyuncuları severiz şimdi itiraf etmek gerekirse. Kiralık olmasına rağmen, takımın bir parçası olmakta zorlanmadı. Ben çok isterim bonservisi alınsın, Galatasaray'da mücadele etmeye devam etsin. Gel gelelim başkan Felipe'nin o hareketiyle ilgili haklı. Tribünleri bu şekilde tahrik eden kim olursa olsun, cezası verilmelidir.
  • "Şu an ceza evinde olan spor adamlarının yargıları tutuksuz sürmelidir, suç oranında ceza verilmelidir, insani açıdan olması gereken budur." Bu konuya başkan kadar objektif bakamıyorum maalesef. Başkan cezalar caydırıcı olmalıdır falan da dedi ama, tutuksuz yargılanmak bence caydırıcı bir ceza değil. Suçlular hak ettikleri cezayı almalılar ki caydırıcı olsun cezalar. 

  • "Sercan genç bir adam, bu olaya adı nereden karıştı bilmiyorum. Adı hiç duyulmamıştı. Elimize bir tebligat henüz ulaşmadı." Sercan'ın verdiği demeç, eğer doğruysa tabii, Trabzonspor maçından önce biri kendisini aramış, sakat futbolcunuz var mı demiş, Sercan da yok tam kadro hazırlandık demiş ve bu yüzden adı geçiyormuş iddianamede. Sanmıyorum yanlış bir şey yaptığını. Öte yandan Gençlerbirliği maçında hükmen mağlup falan ilan edilme durumunun olmadığını da başkanın bu cümlelerinden anlıyoruz. Zira, tebligat yada resmi herhangi bir belge yoksa, kimse Sercan neden oynadı diye Galatasaray'ı suçlayamaz.
  • "2500 kişi (rakip taraftardan bahsediyor) girse ne olur, girmese ne olur? Statlarımızı kontrol edemiyoruz." Sanıyorum başkan en çok bu noktada eleştirilmiş. Benim bildiğim, Ünal Aysal'ın Galatasaray özelinden çıkıp resmin büyüğüne baktığında en büyük ideali, derbiler dahil olmak üzere statlarda taraftarların yarı yarıya maç izlemesi. En büyük ideali bu olan bir spor adamını, deplasman yasağını destekliyor diye nitelendiremiyorum ben.

Özete indirgersek olayı, ben başkandan memnunum. Üç seneye planlarımı yaydım, düzeltebildiğim kadar düzeltir, adam edebildiğim kadar eder, üç senenin sonunda da misyonumu tamamlayarak koltuğu benden sonrakine tertemiz bir şekilde bırakırım diyor başkan. Planlı ve programlı çalışılıyor şimdiye kadar geçen 6 aylık süreçte. Yol da katedildiğini düşünüyorum ben kendi adıma. Sportif başarı da gelirse, camia arkasında durmaya devam eder ve dediği gibi misyonunu tamamlayıp kendinden sonraki başkana tertemiz bir Galatasaray bırakır Ünal Aysal. Böylece başlıktaki gibi, Özhan Canaydın gibi, yıllar sonra adını şükranla anabileceğimiz büyük bir başkana sahip oluruz, olmalıyız da. Ünal Aysal'a sadece Allah utandırmasın diyerek güzel bir temennide bulunmak düşer bize de.

2 yorum:

  1. Son zamanlarda sorulan sorulara bu kadar net cevap veren bir yöneticiye rastlamamıştım. Tebrik ediyoruz kendisini.

    YanıtlaSil
  2. özhan canaydının nesini şükranla anacaz? tamam ölene saygısızlık olmasın ama başkanlığı döneminde ne hayrı oldu yada söyle diyeyim hayrı zararından fazlamıdır?

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir