İmparatorluktan Derebeyliğe

İmparator namını boşa almamıştı yani, hatta Pes oynayanlarında onu oynatabilmek adına genelde tercihi Inter olurdu. Muhteşem bir fizik ve tekniğiyle süslediği futbol sanatçılığı. Çok genç yaşlarda önemli işler yaptı ve Seria A'nın da futbol fenomenlerinden biriydi. Ama futbol dışında yaşadığı sorunlarla çok gündeme geldi, alakasız işlere çok daldı, kendine sunulmuş bu futbol nimetlerini de elinin tersiyle itti bir bakıma.

Yine de isminin ağırlığı onu bir şekilde kazanılması gerekilen bir futbolcu yapmaya yetti. Rehabilitasyon gibisinden ülkesine gitti, geldi derken Mourinho onu kazanabilmek uğruna Inter'deki ilk sezonunu harcadı ama olmadı. Adriano, Milli Takım diyerek gittiği ülkesinden geri dönmedi ve bu Inter'i geçtim, Mourinho'ya karşı yaptığı büyük bir saygısızlıktı. Inter'e karşı yaptığı saygısızlık ise Flamengo'dan Roma'ya geçişiydi.

Hafif kıpırdanma belirtisi gösterdiğinde sürekli bir geri dönüşü denedi ama olmadı. Sonunda da temelli misali gittiği ülkesinde de artık futbola karşı hiçbirşey gösteremedi ve Corinthians formasını neredeyse hiç giyemeyerek bu takımla da yolları ayrılmış oldu. İşin garibi ise henüz 30 yaşında olması.

Geçmişe baktığımızda ve o geçmiş içerisinden bugünleri düşündüğümüzde Adriano çok farklı yerlerde olabilirdi, başka şeyler konuşmalıydık biz ama gelinen tablo bu. İsminin hala bir ağırlığı var olmasına ama herhangi bir yerde tutunması da zor artık, kimse girmek istemez bu riske. Onu iyi bir yere pazarlayabilen menejeri büyük adamdır, bu kadarını söyleyeyim. Geldiği nokta ise kesinlikle 39-40 yaş aralığındaki futbolcunun kıvamıdır.