11 Mart 2012 Pazar

Türkiye Kupası Galatasaray'ın

Kadın basketbolu açısından baktığımızda güzel bir rekabet bu. Gerçi Real Madrid - Barcelona misali bir tekel havası var ama her iki takım da bir sonraki sezon adına daha iyi olabilmek için sürekli üzerine koymak istiyorlar, önemli yatırımlar yapıyorlar ve çıtayı da en üst düzeye koyuyorlar. Bu çok önemli ve Galatasaray - Fenerbahçe rekabetinin artık Milli Takım'a da yansıdığını görüyoruz. Kazanılan Avrupa 2.'liği ve Olimpiyatların da eşiğindeyiz.

Galatasaray özeline inecek olursak bu sezonun çok da iyi geçtiğini söylemek güç. Bu yüzden de sezon başında gelen Cumhurbaşkanlığı Kupası ve şimdi kazanılan Türkiye Kupası güzel. Finalde de Fenerbahçe'yi yeniyorsun sonuçta, bu da işi daha da güzel kılıyor. Yine de bu kupayı çok fazla abartmamak gerektiğini düşünüyorum, önümüzde Euroleague var ve aynı gruptayız. Bu iki takım belki de tarihinin en önemli maçına çıkacak ve bu maç adına ligi falan da bir kenara bırakırım. Yine de moraldir bu kupa ama çok da iyi olmadığımızı söylemek lazım bu sezon. Yaşanan sakatlıklar, Alba'nın yokluğu özellikle hissettiriyor kendini.

Bu işten çok anladığımı söyleyemem, bu yüzden de yapacağım birkaç yorumun ne kadar önemi var bilinmez ama kendi gözlemlerimi yazmak istiyorum. Öncelikle Euroleague'de işimiz çok zor olacak çünkü bu takımın en büyük kozu ne dediklerinde Fowles & Tina ikilisi derim. Tim Duncan & David Robinson misali bildiğin ikiz kuleleri diktik ama bu kulelerden biri Euroleague sahnesine çıkamayacak, zaten bu ABD'li oyuncu kontenjanını da anlamış değilim. Bu durum da çok büyük bir sıkıntı doğuracak tabii. Fenerbahçe maçındaki istatistiklere bakıyorum, Fowles'in 25 sayı ve 16 ribaund'u var {en değerli oyuncu da o seçildi}, Tina'nın ise 10 sayı ve 11 ribaund'u. Bu işten hiç anlamayan bir insan bile şu tabloya baktığında bazı sonuçları çıkarır.

İkincisi ise ben Taurasi'den beklediğimi alamadım aslında. Dünya'nın en iyi kadın basketbolcusu kabul ama Galatasaray forması altında Augustus > Taurasi dediğimde kim ne der bilemem. Augustus'un o mücadelesini, savaşını seviyordum. Taurasi de uğraşıyor ama en azından benim beklentimin aşağısında bir seyir izliyor ve bu durum da bazı maçlarda sorun yaratabiliyor. Hele de Euroleague sahnesinde Taurasi üzerinden doğan ihtiyaç çok daha önemli.

Ülkemizde yerli uzun ve oyun kurucu anlamında sıkıntı var. Say deseler ilk olarak Birsel Vardarlı ve Nevriye Yılmaz deriz, ikisi de Fenerbahçe forması giyiyor. Işıl Alben'i seviyorum, Galatasaray için olmazsa olmaz bir figür ama şu takımın da birinci guard'ı o olmaz aslında. Milli Takım geliyor aklıma, Işıl Alben'i kenardan getiriyordu Ceyhun Yıldızoğlu ve o da takıma müthiş bir enerji getiriyordu. Işıl Alben'in şut tehditi yok ve savunması kolay bir isim. Ama enerjisi, hareketliliği onu ayakta tutuyor, bu yüzden de kenardan gelmesi daha güzel olurdu derdim ama yabancı kontenjanı gereği ilk 5 başlamak zorunda. Yoksa Prince gayet iyi bir guard ama mecburen onu kenardan getirmek zorundayız.

Tablo bu ama tabloya rağmen alınan kupalar güzel. Yapacak fazla birşey de kalmadı, bu kadronun en iyisini yapmasını bekleyeceğiz. Dediğim gibi Euroleague çok daha önemli bir arena ve bu iki takım tarihlerinin en önemli maçına çıkacak belki de. Ligde bir türlü galip gelemiyoruz ama bu tip hedef maçlarında da kazandığımız önemli başarılar oluyor. Tekrardan Türkiye Kupası'nı kazandığı için Galatasaray'ı kutlayalım ama bu işi fazla abartmadan...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir