
En son Saraçoğlu'nda kazandığımız maçı hatırlıyorum. 2-1 bitmişti, Marcio dahi gol atmıştı. Rövanşı ise tek kale oynadığımız ama bir türlü gol atamadığımız, devamında da Johnson'un garip frikiğinin Emre Belözoğlu'na çarpıp gol olduğu ve 1-0 yenildiğimiz garip maçtı. O sezon Galatasaray adına bu güne kadar yaşanmış en başarılarla dolu sezondu ama Fenerbahçe'yi Saraçoğlu'nda yendiğimiz son sezon olması da ayrı bir durum. Ben her serinin mutlaka biteceğine inanırım, yılların serileri bitiyor ve bu da birgün elbette biter ama şöyle bir durum var.
Bu tip seriler genelde seriyi sürdüren takımlar açısından bir gerilim yaratır ama Fenerbahçe'nin bu maçlarda çok rahat olduğunu görüyoruz. En kötü anlarında dahi ''biz kazanırız'' diyebiliyorlar ve kazanıyorlar da. Galatasaray'daki durum ise ayakların biraz geri geri sürdüğü bir durum ''yine mi kaybedeceğiz'' psikolojisi bir bakıma. Geçen sezonki oynanan maç bu anlamda önemliydi aslında. İyi giden bir Fenerbahçe, karşısında da bir o kadar kötüye doğru yol almış Galatasaray. Ama o maç 0-0 bitti, üstelik Galatasaray'ın daha üstün oynadığı, Pino'nun neredeyse tek başına harikalar yarattığı bir maç izledik. 11 senede alınan tek beraberlikti o, bakarsınız o tılsımı bozan da belki bu beraberlik olmuştur.
Play-off işi farklı noktalara getirdi, bu çok net. Sıkıştırılmış bir sezon izledik ve belki de play-off var diyerek bazı takımların asıl seviyesinde olmadığı bir sezondu bu. 9 puanlık fark elbette çok büyük bir avantaj ama Fenerbahçe'nin olası galibiyetinde fark 6'ya inecek ve bu da play-off'ta oluşacak farkın sadece 3 olması demek. Yani ligde yakaladığınız avantajın dahi bir anlamı yok gibi, ancak Galatasaray kazanırsa fark 12 olacak ve play-off'ta iki maçlık bir avantaj halini alacak bu. Galatasaray - Fenerbahçe derbilerinin önemi herşeyin ötesinde, hazırlık maçında dahi o isteği ve mücadeleyi görüyoruz ama play-off düzeninin de bu derbi üzerindeki düşüncelerde rolü var.

Futbol anlamında Galatasaray'ın daha üstün ve diğer takımlara oranla farklı olduğu bir durum var. 4-4-2 oynuyoruz, ligin en çok gol atan ve en az gol yiyen takımıyız, futbol anlamında da en keyif veren, içeride ve dışarıda kazanmasını bilen, pek sorun yaşamayan bir görüntü. Galibiyet serisi de var, kazanma alışkanlığını edindi Galatasaray. Fenerbahçe ise içeride çok daha üstün ama deplasmanlarda büyük sorunlar yaşıyor ve içeride oynadıklarıyla deplasmanda oynadıkları futbol arasında büyük farklar var. Ama Fenerbahçe cephesinde de bazı taşların yerine oturması daha iyiye doğru yönelmelerine yol açtı ve Saraçoğlu avantajıyla da beraber bazı avantajları elde tutuyorlar.
Galatasaray'ın sevdiğim bir özelliği de doğru 11'i bulması üzerinde, kadro istikrarı var. Muslera, Eboue, Semih Kaya, Ujfalusi, Hakan Balta, Melo, Selçuk İnan, Engin Baytar, Emre Çolak, Necati Ateş ve Elmander 11'ini izleriz yine. Tek düşündüğüm acaba Riera'nın Emre Çolak'ın yerine 11 başlar mı başlamaz mı sorusu üzerine ama son Gençlerbirliği maçının ardından Emre Çolak bu formayı bırakmaz diyorum.

Fenerbahçe'nin bazen değişken bir hal alabilen 11'i var, hatta rakibe göre de bir 11 hazırlanabiliyor. İlk Galatasaray maçında bunu yaşadık mesela, Stoch'u kenara alıp, Alex'i en ileri uçta oynatmıştı Aykut Kocaman ama bu sistemin tutmadığını gördük. Şimdi ise kazanmak zorundalar ve seyirci desteğini de arkalarına alacakları için, ideal 11'lerinden taviz vermezler diyorum. Volkan Demirel, Gökhan Gönül, Serdar Kesimal, Yobo, Ziegler, Cristian, Emre Belözoğlu, Stoch, Alex, Mehmet Topuz ve Sow. 4-2-3-1 gibi oynayacaklarını düşünüyorum.

Fenerbahçe'nin en büyük kozu tartışmasız Stoch. Alex'i de tecrübesi ve Galatasaray maçlarını çok sevmesi nedeniyle bu listeye dahil edebiliriz ama en büyük beklenti Stoch tarafında. Onun Eboue ile mücadelesi de bana göre maçın kilit noktalarından birisi olacak. Stoch'un hücumdaki etkisi Eboue'yi savunmada çakılı bir hale getirebilir ve zaten kanatlarda sorun yaşayabilen Galatasaray'ın da hücum gücünde bu önemli bir eksi doğurur ama Eboue'nin hücuma çıkışları da Stoch'u onu kovalamaya mecbur bırakabilir ve bu durumda da Fenerbahçe'nin en önemli hücum silahı devre dışı kalabilir. Bana göre bu çekişme maçın kilit noktasıdır.

Galatasaray takım halinde oynuyor, hem hücumda hem de savunmada. Galatasaray orta sahası ayakta kaldığı kadar Galatasaray hücumları da işler ve oynamaya çalışan takımlara karşı bu orta saha en büyük koz halini alıyor. Selçuk İnan ve Melo en iyi sezonlarını yaşıyor, bu çok net. Bu durumun da Fenerbahçe karşısında devam edeceğini düşünüyorum. Fenerbahçe kazanmak istiyor çünkü ve savunma konusunda da genel olarak sorunlar yaşayabilen bir takım durumundalar ve orta sahadaki defansif yüzleri de sadece Cristian. Selçuk İnan ve Melo'ya boş alanlar kalacaktır, rahat oynayacaklar bana göre. Ayrıca Serdar Kesimal cephesinde de bazı sorunlar olabiliyor ve eldeki en iyi alternatif olmasına rağmen Yobo'nun ideal partneri o değil. Hücumda da farklı işler yapmayı seven ve çok mücadele eden Elmander ve Necati Ateş karşısında savunma hattının da sıkıntılar yaşayabileceğini düşünüyorum.
Takım savunmasını iyi yapan bir taraf Galatasaray, eğer golü erken bulursa o gol rahatlıklar koruyabiliyor ve oyunun hakimi olabiliyor. Ama dediğim gibi rakip Fenerbahçe ve bu tip maçlarda daima ezberler bozulur. Sow farklı bir durum mesela, Semih Kaya ve Ujfalusi için. Aynı şekilde hangi an ne yapacağını kestiremediğiniz Alex ya da Stoch faktörü. Fenerbahçe'nin de çok güçlü hücum silahları var ve Saraçoğlu'nda daha büyük bir koz halini alabiliyor bu isimler.
Ama şu Galatasaray'ın avantajı. Galatasaray rakibe veya oluşan duruma göre oynamak zorunda kalan, farklı bir sistem yaratmaya çalışan takım değil. Gençlerbirliği maçındaki görüntü bu maçta da doğar mesela, ideal 4-4-2 ve sistem devam eder. Fenerbahçe ise kazanmak zorunda ve bu durumun da onlar adına avantaj olduğunu düşünmüyorum. Fenerbahçe'nin ısrarla gol istemesi ve hücum yapması Galatasaray adına avantajdır ama Fenerbahçe daha kontrollü oynar ve skoru da kısır bir döngüye sokarsa, kazanması durumunda tek farklı bir galibiyet elde eder diyorum. Galatasaray kazanırsa eğer yine durum değişmez gerçi, ben de aslında gollü bir maç beklemiyorum. Aksine mücadele dozu yüksek bir karşılaşma bizleri bekler.
Tabii hiçbirşey bitmiyor hiçbir durumda, daha bu iki takım iki kere daha karşılaşacaklar ve play-off ortamı da bütün ezberleri bozdu aslında...
eboue-stoch eşleşmesinde ziegler ve engin ikilisinin performansları etkili olacaktır.engin'in mutlak suretle eboue'ye destek vermesi şart.aynı durum stoch içinde geçerli.ama stoch genel anlamda hücumu düşündüğünden ziegler zor anlar yaşayabilir, bu durum bize avantaj sağlayabilir.ayrıca bu sezon formsuz olmasına rağmen maçın gidişatını etkiliyebilecek bir diğer oyuncu ise gökhan gönül.umarım yarın gününde olmaz...
YanıtlaSilÖncelikle şunu unutmayalım bu süreçteki en iyi en formda, kısa sürede oturmuş başında Fatih hocanın olduğu çok dirençli bir takımla şükrü saraçoğlu na çıkıcaz. Takım oyununu sahaya iyi yansıtırsa kazanabilen bir takımımız var. Elmander ve Selçuk gibi oyunculara sahip olsakta direnk olarak bize maçı kazandıracak bir oyuncumuz olduğunu söyleyemeyiz.Bu maçta bizim için en büyük motivasyon kaynağının çok mücadele ederek geldiğimiz şu noktayı play off unda etkisiyle derbide mağlup olursak kaybediceğimizdir. Bu durumu Fatih hoca mutlaka oyunculara söyleyecektir. Fatih Terim : Hadi çocuklar 29 maçta elde ettiğimizi 1 maçta kaybetmeyelim.Çıkalım kendi oyunumuzu oynayıp kazanalım,HAYDİ ASLANLARIM...!
YanıtlaSilbu maçta karakterin de çok önemli olduğunu düşünüyorum. geçen senelere göre en büyük avantajımız bu; arda, servet, sabri, baros, lincoln gibi baskı ve stres karşısında değişken performans gösteren, oyuna küsebilen oyuncularımız yok bu sezon. yumuşak karnımız emre ve engin diye düşünüyorum. onların doğru futbol oynamak için ısrar etmeleri, yılmamaları çok önemli. özellikle engin kantarın topuzunu kaçırabiliyor bu aralar.
YanıtlaSilgol yese de oyundan kopmayacak bir galatasaray olacak bu sefer kadıköyde.
Beyler bilet var maç için, kombine, ilgilenen arkadaşlar ulaşabilirler bana.
YanıtlaSilbu maçta kilit rol emre belözoğlunun performansında olacak, eğer eski emre gibi oynarsa galatasaray sıkıntı yaşayabilir, ama emre kendi çizgisinden uzaklaşmaya başladı.. Necatinin de Elmander ile uyumu çok önemli, necati çok kurnaz bir adam. Sonradan gelecek bir riera hamlesi de fenerin kafasını çok karıştıracaktır, riera hep sonradan girdiği maçlar iyi oynadı, gökhan gönül çok zor anlar yaşayacak. Ben stoch un bu maç iyi performans veremeyeceğini düşünüyorum, semih kayanın bir hata yapmamasını da umuyorum. Tam meloya uygun bir maç, çok parlayacak bu hafta...
YanıtlaSil