Marka Değeri

Futbol = endüstri oldu bir bakıma. Bu akımın önünde durmanız imkansız. Çünkü ilgi büyüdükçe yatırımlar da o kadar büyüyor, devamında endüstri de bu işin kalbi oluyor. Her türlü gelir can'dır mantığı oluştu yani ve bu endüstrinin de odak noktalarından biri forma reklamlarıdır. Forma reklamı konusundaki duruşunu hatırladığımız Barcelona bile bunun önünde duramadı. Hatta yakında NBA takımlarının da bu işe gireceği düşünülüyor, yani duygusal bakmak imkansız bu duruma.

Önce formanın önüne, sonra sırtına derken bu iş şorta da sıçradı doğal olarak. Fransız Ligi formaları misali bir görünümün de yakın olduğunu söylemek lazım ama dediğim gibi, yapacak birşey yok. Bu yüzden de olaya olumlu taraflarından bakmak gerekiyor. Önce şunu söyleyelim, Uzakdoğu bu konudaki olayın kalbi.

Neredeyse bütün dev takımların Japonya gibi ülkere gidip hazırlık maçları yaptığını, sezon öncesi kamplar düzenlediğini görüyoruz. Biz de bu konudaki {ülke adına} ilk oluyoruz doğal olarak, Uzakdoğu'ya adım atarak. Önemli bir gelişme bu ve müthiş bir maddi kaynak. Fatih Terim'in de dediği gibi, yazın Uzakdoğu yolları bize görünür. Bir de Japon futbolcu alsalar, bu olayın önünde durulmaz. Duyarız zaten bu tip transfer haberlerini.

Japon deyince tabii akıllara Inamoto gelir. Bir zamanların altın çocuğuydu, Arsenal'e gitti falan derken Galatasaray'da da izlemiştik kendisini. Bedavaya oynayan bir futbolcuydu, keşke o da şu anları görseydi diye geçirdim içimden ama herhangi bir Japon futbolcu yakındır diyorum.

Şort reklamı da sanırım bir ilk, arkası mutlaka gelecektir ama Nike gibi, Nikon gibi dev kuruluşların ısrarla Galatasaray'ı istemeleri ve tercih etmeleri Galatasaray'ın marka değerinin hala çok yüksek olduğunu, hatta ülkenin en iyisi olduğunu da gösteriyor...