
Süper Final'in şampiyonluk yolunda en avantajlı takımı Galatasaray. Bunu hem puan avantajıyla hem de oynanan futbolla açıklamak mümkün. Normal sezonda derbi kaybetmeyen ve ikili averaj anlamında da bu üç takımdan da üstün bir Galatasaray görüyoruz. Ama TT Arena'da oynadığımız Trabzonspor maçı bir mesajdı aslında, Süper Final öncesinde. Avantajlı olmanız pek birşey ifade etmiyor, her maça tek tek bakmak, her maça ayrı odaklanmak gerekiyor. Kimseyi hafife alamazsınız ve oynadığınız her maç kazanamıyorsanız bile kaybetmemeyi bilmek zorundasınız.
Fikstür avantaj aslında. Düşüşte olan ve yeniden toparlanmak isteyen Beşiktaş'la deplasmanda başlamak, ardından da Fenerbahçe'yle içeride oynamak. Bu iki maçtan alınacak 6 puanın, bundan sonraki haftaları Galatasaray adına formaliteye dönüştüreceğine inanıyorum. Beşiktaş'ı İnönü'de yenmek her ne olursa olsun çok zor, derbilerin havası başka. Kim ne kadar kötü durumda olursa olsun birşey ifade etmiyor, derbilerin havası çok farklı oluyor. TT Arena'daki 3-2 kazandığımız Beşiktaş maçını hatırlayın. Düşüşte ve dibe doğru ilerleyen bir Beşiktaş'la oynadık, sıkıntıları bol olan, Fernandes'den de yoksun üstelik. Ama o maçı kaybedebilirdik, o kadar da iyi bir futbol göremedik ve son dakikada kazanmayı başardık. Bunu unutmamalı ve mücadele anlamında vitesi biraz yükseltmek gerekiyor.

Galatasaray için sürekli şunu söylüyorum, Selçuk İnan ve Melo'nun hayati önemi var. Melo'nun olmadığı Manisaspor maçında bile hücumda organizasyon anlamında çok zorlanıldı ve bu sezon Galatasaray'ın puan kaybettiği maçlara bakınca da orta sahasının kitlendiği maçları görüyoruz. Rakibin orta sahayı kalabalık ve mücadeleci oyunculardan kurduğu maçları. Şu şartlarda da rakibe göre takım kurması gereken ekip Beşiktaş. Öncelikleri kazanmak ama rakibi kitlemek zorundalar ve orta sahayı bu anlamda kalabalık tutacaklarını düşünüyorum. Fernandes onlar adına yine en büyük silah ama onun arkasında olacak isimler {Ernst, Veli Kavlak, Necip Uysal ya da Aurelio gibi} Selçuk İnan ve Melo'nun üzerine oynayacaktır. Bunun sonrasında da Fernandes ve Quaresma gibi bireysel silahlarla sonuca gitmek isteyecekler.
Galatasaray'ın orta sahasını kitlemek zor yinede, Selçuk İnan ve Melo çok formda isimler ve bu maça da mutlaka farklı hazırlanıyorlar. Galatasaray yine bildiğimiz gibi çıkar sahaya, 4-4-2'den asla taviz vermezler ve düşünülecek tek konu da eksik Emre Çolak'ın yerine kimin oynayacağı yönünde olur. Aydın Yılmaz, Riera ve Sabri Sarıoğlu alternatifler. Sabri Sarıoğlu'nun oynaması mücadele gücünü katar ama hücumda bir o kadar kısırlık yaratır. Aydın Yılmaz ve Riera'nın da neler yapabileceğini kestirmek güç ama ibre Aydın Yılmaz'dan yana.

Maçın kilit adamı Fernandes'dir, Beşiktaş'ın Fernandes kadar varolacağını düşünüyorum. Galatasaray'da ise alternatif sayısı daha fazla ama onların da kilit noktası orta sahaları. Bu yüzden de temposu yüksek olmayan ve fazla gol olmayan bir maç düşünüyorum. Avantajlı taraf ise Galatasaray, ibre biraz daha onlardan yana ama derbi maçları bunlar, neyin ne olduğunu, ne olacağını kestirmek gerçekten çok güç.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder