13 Nisan 2012 Cuma

Süper Final {Maç Öncesi} / Beşiktaş - Galatasaray

Saçma ama heyecanlı. Süper Final'in özeti de bu aslında. Sezon başı da bu tasarlanmadı mı. Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor ligin ilk 4 sırasını alsın, şu kaos ortamından da iyiden iyiye sıyrılmış oluruz o günlerde ve reytingin dibine vururuz. Bir bakıma bu düşüncenin başarıldığını söyleyebiliriz. 34 haftalık bir sürecin ardından girilen bu yarış saçma ama kim olursa olsun, bu dört takımı bir arada görürse, her hafta 2 derbi heyecanına şahit olursa heyecanlanır. Açık ve net, hatta favori olmanız, avantajlı olmanız da birşey değiştirmez.

Süper Final'in şampiyonluk yolunda en avantajlı takımı Galatasaray. Bunu hem puan avantajıyla hem de oynanan futbolla açıklamak mümkün. Normal sezonda derbi kaybetmeyen ve ikili averaj anlamında da bu üç takımdan da üstün bir Galatasaray görüyoruz. Ama TT Arena'da oynadığımız Trabzonspor maçı bir mesajdı aslında, Süper Final öncesinde. Avantajlı olmanız pek birşey ifade etmiyor, her maça tek tek bakmak, her maça ayrı odaklanmak gerekiyor. Kimseyi hafife alamazsınız ve oynadığınız her maç kazanamıyorsanız bile kaybetmemeyi bilmek zorundasınız.

Fikstür avantaj aslında. Düşüşte olan ve yeniden toparlanmak isteyen Beşiktaş'la deplasmanda başlamak, ardından da Fenerbahçe'yle içeride oynamak. Bu iki maçtan alınacak 6 puanın, bundan sonraki haftaları Galatasaray adına formaliteye dönüştüreceğine inanıyorum. Beşiktaş'ı İnönü'de yenmek her ne olursa olsun çok zor, derbilerin havası başka. Kim ne kadar kötü durumda olursa olsun birşey ifade etmiyor, derbilerin havası çok farklı oluyor. TT Arena'daki 3-2 kazandığımız Beşiktaş maçını hatırlayın. Düşüşte ve dibe doğru ilerleyen bir Beşiktaş'la oynadık, sıkıntıları bol olan, Fernandes'den de yoksun üstelik. Ama o maçı kaybedebilirdik, o kadar da iyi bir futbol göremedik ve son dakikada kazanmayı başardık. Bunu unutmamalı ve mücadele anlamında vitesi biraz yükseltmek gerekiyor.

Beşiktaş için bu maç büyük bir şans. Tayfur Havutçu'yla yeniden çıkış arıyorlar ve ilk maçtan mesajı vermeyi başarırlarsa Süper Final onlar adına iddialı geçecek. Bunun için de normal sezona oranla daha hırslı, daha mücadeleci bir kimlik kazanacaklarını düşünüyorum. Gamsız dediğimiz Quaresma bile bir anda idmanların en çok çalışan, en hırslı futbolcusu kimliğine bürünmüş. Şu da var, gelecek sezona yeniden yapılanma sürecine girecekler, musluklar biraz kısılacak ve gamsız diye adlandırdığımız yabancıların ayağı her an kayabilir. Bunun da başında Quaresma, Simao ve Almeida gibi isimler gelecek.

Galatasaray için sürekli şunu söylüyorum, Selçuk İnan ve Melo'nun hayati önemi var. Melo'nun olmadığı Manisaspor maçında bile hücumda organizasyon anlamında çok zorlanıldı ve bu sezon Galatasaray'ın puan kaybettiği maçlara bakınca da orta sahasının kitlendiği maçları görüyoruz. Rakibin orta sahayı kalabalık ve mücadeleci oyunculardan kurduğu maçları. Şu şartlarda da rakibe göre takım kurması gereken ekip Beşiktaş. Öncelikleri kazanmak ama rakibi kitlemek zorundalar ve orta sahayı bu anlamda kalabalık tutacaklarını düşünüyorum. Fernandes onlar adına yine en büyük silah ama onun arkasında olacak isimler {Ernst, Veli Kavlak, Necip Uysal ya da Aurelio gibi} Selçuk İnan ve Melo'nun üzerine oynayacaktır. Bunun sonrasında da Fernandes ve Quaresma gibi bireysel silahlarla sonuca gitmek isteyecekler.

Galatasaray'ın orta sahasını kitlemek zor yinede, Selçuk İnan ve Melo çok formda isimler ve bu maça da mutlaka farklı hazırlanıyorlar. Galatasaray yine bildiğimiz gibi çıkar sahaya, 4-4-2'den asla taviz vermezler ve düşünülecek tek konu da eksik Emre Çolak'ın yerine kimin oynayacağı yönünde olur. Aydın Yılmaz, Riera ve Sabri Sarıoğlu alternatifler. Sabri Sarıoğlu'nun oynaması mücadele gücünü katar ama hücumda bir o kadar kısırlık yaratır. Aydın Yılmaz ve Riera'nın da neler yapabileceğini kestirmek güç ama ibre Aydın Yılmaz'dan yana.

Ayrıca Egemen Korkmaz'ın da yokluğu bana göre büyük avantaj. Sivok'la iyi bir ikiliydiler ve bu ikilinin bozulması da defansif bozulmayı beraberinde getirebilir. Sonuçta Elmander ve Necati Ateş gibi bir ikiliyle oynuyor Galatasaray ve çift forvet karşısında işler daima daha zor. İbrahim Toraman veya Sidnei'nin oynaması farketmiyor, Egemen Korkmaz'ın yeri bana göre dolmaz. Almeida'nın yokluğu ise o kadar fazla birşey ifade etmez, belki alternatif anlamda sıkıntı yaratır. Mustafa Pektemek tek kaldı çünkü ama Pektemek'in oynaması Beşiktaş adına avantajdır. Daha hareketli bir futbolcu ve kontrol edilmesi bu açıdan zor. Ama Galatasaray'ın da ligin en az gol yiyen ve doğal olarak en iyi savunma yapan takımı olduğunu söylemeliyiz.

Maçın kilit adamı Fernandes'dir, Beşiktaş'ın Fernandes kadar varolacağını düşünüyorum. Galatasaray'da ise alternatif sayısı daha fazla ama onların da kilit noktası orta sahaları. Bu yüzden de temposu yüksek olmayan ve fazla gol olmayan bir maç düşünüyorum. Avantajlı taraf ise Galatasaray, ibre biraz daha onlardan yana ama derbi maçları bunlar, neyin ne olduğunu, ne olacağını kestirmek gerçekten çok güç.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir