1 Eylül 2012 Cumartesi

Atletico Madrid ve Falcao'nun Kupa Geleneği

Atletico Madrid'in kaybettiği futbolcular üzerinden gittik hep. Diego'nin kiralık kontratının bitmesi, Alvaro Dominguez, Eduardo Salvio misali. İyi para kazandılar ve transfer ettikleri futbolculara baktığımızda da harcanan tutar sadece 1 milyon avro.

Chelsea maçına çıkan 11'e bakınca da geçen sezonun kadrosu, bir tek Diego yok ve yerine Koke oynuyor. Ama Atletico Madrid aynı, hatta daha fazlası. Bu takımın yeri Şampiyonlar Ligi, bu çok net. İnanılmaz bir takım puanına sahipler ama lig performansları onları Şampiyonlar Ligi'nin dışında tutuyor, Avrupa Ligi'nin en iddialı takımı haline getiriyor, onlar bu durumu istemiyor olsa bile.

Pozisyon üzerinden baktığımızda olaya dünyanın en iyi forveti ve sol beki bana göre bu takımda. Falcao'yu izledik tekrar bu maçta, her finalde olduğu gibi. Agüero gittiğinde, onu almak için 40 milyon avro ödediğinde Atletico Madrid, acaba Falcao 40 eder mi soruları soruyorduk, şimdi söylediğimiz ise 40 milyon avro'nun daha ötesi. Hatta daha iddialı olayım. Real Madrid'in Falcao gibi bir forveti olsa ve Higuain, Benzema gibi isimlerle uğraşmasa bugün Barcelona ile rekabetleri daha da farklı bir noktaya gelir, Real Madrid hanedanlığı cinsinden.

Süper Kupa'nın da özeti şu. Chelsea son Şampiyonlar Ligi şampiyonu, kadro anlamında geçen sezonun da daha üzerindeler bana göre, 100 milyon avro yatırdılar transfere ama bu maçın net galibi Atletico Madrid. Oturmuş bir 11, doğru sistem, akılcı alternatif hamleler ve gelen 4-1'lik net galibiyet. Bu maçta, Atletico Madrid hücum yapmak istedi hücum yaptı, savunma yapmak istedi Chelsea'e pozisyon dahi vermedi. Rahat bir galibiyet, finallerde böylesine pek de alışık olmayız aslında.

Arda Turan'ın da yükselişini izliyoruz. 10 numaranın hakkını veriyor, 10 numarayı bana vermediler, ben aldım mesajını veriyor bizlere. Falcao'nun 3. golüne bakalım. Arda Turan topu sürüyor, sağ tarafta Juanfran boş ama ona pas atmıyor {eskiden olsa hemen atar}, içeri kat ediyor, topu çekiyor {topu çektiği an şut atardı, sol ayak sağ ayak ayırt etmezdi}, Falcao'yu ince şekilde görüyor ve müthiş bir asistle golü bulduruyor. Diego gitti belki ama Arda'nın bu yükselişi derken Atletico Madrid bu eksikliği hiç hissetmiyor diyebiliriz.

Emre Belözoğlu'nun da 2. Süper Kupa'sı oldu bu. Sevmiyorum kendisini ama kariyerinin hakkını vermek lazım. Maçta oynayıp, oynamaması mesele değil, mesele 32 yaşında Atletico Madrid gibi bir takıma transfer olabilmekte.

Atletico Madrid hak etti ve kazandı. Chelsea'nin son transferleri ve geçen sezondan getirdiği unvanın yarattığı egoya vurulmuş büyük bir darbe oldu bu aslında, sezon öncesinde mesajı verdiler. Umarım ligde de bu istikrarı gösterir Atletico ve sonunda Şampiyonlar Ligi arenasında yer almaya başlar, olması gereken bu.

3 yorum:

  1. Emre'yi bende senin gibi beğenmem ama 32 yaşında tekrar Avrupa arenasına gitmesi onun cesaretini gösterir. Türkiye'ye futbola başlamış Avrupa şansını görmezden gelen diğer oyuncular gibi değil (Semih ve g.gönül çok rahat gidebilirdi bana göre). Giden oyuncuları görüyoruz. Oturmuş takımda çok daha güzel oynuyorlar ve futbollarının üstüne devamlı birşey koyuyorlar.

    YanıtlaSil
  2. Emre bir de asist yapıyordu Arda'ya az kalsın. David Luiz " Bir tane daha fazla yesek ne olacak ya? " dese ve dokunmasa bizim açımızdan da çok daha iyi sonlanacaktı maç.

    YanıtlaSil
  3. emre transfer olduğu zaman söylemiştim yine söylüyorum emre 32yaşında fb'den atleticoya değil de atletico'dan fb'ye gelse ne derdiniz?

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir