22 Ekim 2012 Pazartesi

En Son Ne Zaman Yaşamıştık Böyle Bir Hafta?



Kayserispor - İstanbul BŞB maçı henüz oynanmadı ama oynanan maçlara baktığımızda zevkli bir haftayı geride bıraktık. Bol gollü, heyecanlı, hikayesi bol bir hafta yaşadık ve uzun zamandır da futbol anlamında böylesine memnun kaldığımız bir haftayı da geride bırakmamıştık. Bu haftadan itibaren de gözüme batan detayları madde madde yazmaya karar verdim ve başlıyorum.

  • Ligin çok gol atan takımı 19 golle Galatasaray. Maç başına 2.37'lik bir ortalama var ama gol de yiyor bu takım. 8 maçta yenen 12 gol var ve geçen sezonun oldukça gerisindeler. Gençlerbirliği karşısında da 3 gol yendi ve ilk 8 haftada iki tane 3-3 biten maçı var Galatasaray'ın. Stoper uyumundan ziyade beklerin ve Melo'nun formsuzluğu takımın tüm savunma dengesini bozdu bana göre ama çıkan haberleri de okuduğumuzda ihalenin Muslera'ya bırakıldığını görüyoruz, oysa alakası yok. Galatasaray'ın yediği gollerin istatistiği Muslera üzerinden değerlendiriliyor.
  • Beşiktaş - Trabzonspor maçı da oldukça dramatik geçti. İki takımın mücadeleci futbolu maçın ilk yarısında kısır bir görüntü izletti bizlere ama Sapara'nın şık golüyle beraber Quaresma, Quaresma seslerini yine dinledik. İkinci yarıda ise Beşiktaş'ın iyi futbolu, kaçan pozisyonlar ve son dakikada Olcay Şahan'ın kaçırdığı golle de ayakta alkışlanan bir Beşiktaş vardı. İki yarıda iki farklı taraftar profili izledik diyebilirim. 
  •  Onur Recep Kıvrak çok büyük oynuyor. Şu an Muslera veya Volkan Demirel'den daha iyi bir kaleci değil ama ikisinden de daha yetenekli ve potansiyel bir kaleci olduğunu düşünüyorum. Bundan 2 sene sonra çok farklı şeyler konuşuyor olabiliriz. Onun adına kaçan bir sezon büyük kayıp. Daha farklı bir konumda olabilirdi ama çabuk toparladı. Beşiktaş maçında da takımına bir puanı getiren isimdi. Gerçi Fernandes'in golünde aşırı özgüveni belki de o golü yemesine sebepti ama bire bir pozisyonlarda onun kadar iyi bir kaleci pek yok, büyük oynuyor ve bu sezon oynadığı maçlarda da sadece iki gol yediğini belirtmek lazım.
  •  Fenerbahçe'nin Bursaspor karşısında alacağı olası mağlubiyetin tek tesellisi Salih Uçan'ın ilk 11'de oynaması olacaktı bana göre, bunca eksiğin arasında onun 11 oynamasını bekledim ama Selçuk Şahin tercihini gördük Fenerbahçe'de ve önemli eksiklere rağmen Bursa deplasmanında bir puan almaları bana göre hiç de kötü değil. İki takım adına da iyi futboldan bahsediyoruz. Skoru 1-1'di ama oyunun temposu, kalitesi daha farklı bir maça bizlere getirebilirdi ama kaleci faktörünün ön plana çıktığı bir maç izledik. Bellusci'nin Bursaspor'a getirdiği şut özelliği, Volkan Demirel'in kritik anlarda takımını ayakta tutması, Sow'un atletizmi ve tabii ki Batalla'nın gözlerin pasını silmesi. Bursaspor adına şu eleştiri yapılabilir ama, çok fazla şuta dayalı oynadılar. Pinto'yu hedef adam olarak görmediler ve girmeye çalıştıkları pozisyon forvetin üzerinden dönmedi. Bu da atakların verimliliğini tartışmalı bir noktaya taşır ve Tuncay Şanlı'yı da aradıklarını söylemek lazım. Wederson sol açıkta neydi öyle?
  •  Şu da göze çarpan bir detay. Fenerbahçe'de bir Niang gerçeği vardı. Kanatlara yakın bir forvetti ve kanatlardan içe doğru koşuları durdurulamaz bir güçtü. Niang sayesinde de Alex'in varlığına rağmen Fenerbahçe 4-3-3 oynayabiliyordu ve Alex'i en ileri uçta kullanabiliyordu. Şimdi ise Alex yok ama daha önemlisi Niang yok. Oysa Aykut Kocaman, Sow'u Niang gibi kullanmaya devam ediyor ve bu durum da Sow'un verimliliğini düşürüyor. Sow'un oyun içerisinde hallerine bakın. En ileri uçta oynadığı zaman oldukça etkili ve pozisyonlara giren bir isim. Kanatlarda ise bir o kadar verimsiz. Tekniği ve atletizmi ile bir noktaya getirebiliyor kendisini ama bu özellikleri o en ileri uçta oynadığında verimli bana göre ama Aykut Kocaman nedense Sow'dan bir Niang yaratmaya çalışıyor hala.
  •  Metin Diyadin'in Kasımpaşa yönetiminin egosunu tatmin etmediği için kovulduğunu söylemiştik. Yok o futbolcu oynatılmamış, bu oynatılıyor gibisinden bir mazeretle. Takım iyi gidiyor, beklentilerin üzerinde ama böyle bir değişim ihtiyacı duyuldu. Hadi dedik, bunlar kesin daha iyi, daha kariyerli bir teknik adamla anlaşmıştır. Bu beklenti içerisindeyken bir anda Şota ismi açıklandı ve bu egonun kalitesiz bir ego olduğunun da farkına vardık. Şota ile ilk maçlarında 2-2 berabere kaldılar ve kendi sahalarında son dakikada buldular o beraberlik golünü de. Çok merak ediyorum gelecekleri konumları.
  •  Ligde de puanlar birbirine çok yakın. Üç haftadır kötü giden ve galibiyet alamayan bir Galatasaray var ama hala ligde lider durumdalar. Birinci Galatasaray'ın 15, 10. Bursaspor'un ise 10 puanı var. Yakın bir lig izliyoruz, çok fazla puan kaybı var ve üç maç üst üste kazanmayı başarabilen takımın sivrileceği bir tablodur bu ve genelde bir alt ligde bu tip puan tablolarına şahit olurduk.
  •  Yılmaz Vural'ın da etkisi çabuk hissedildi gibi. Teknik direktör değişimleri bu tip sonuçlar doğurur bazen, kısa vadede bir toparlanma yaşar takımlar. Elazığspor da 2-0 öne geçmişti Ordu deplasmanında ama 2-2 bitti o maç. Orduspor açısından beklenmeyen bir puan kaybı, Elazığspor için de bir umut ışığı belki de.
  •  Gaziantepspor'un da kötü gidişinin altını çizelim. Geçen sezonun başında olduğu gibi kadrolarının hakkını veremeyen bir görüntü var ve geçen sezon takımı canlandıran Hikmet Karaman'dan bu sezon fazla eser kalmamış gibi. Akhisar Belediyesi deplasmanında iki puan bıraktılar ve Akhisar Belediyesi az parayla büyük işler başardım demeye devam ediyor. 8 maçta 7 puan hiç de fena değil ve belli bir oyun şablonları da var aslında. Maç içerisinde onlara uyan takım puan kaybediyor. Gaziantepspor karşısında da galibiyeti kaçıran takım onlar oldu diyebiliriz aslında.
  • Necati Ateş de gözüme çarptı. Eskişehirspor'un beyni olmuş, gol atıyor, attırıyor. Çok yararlı bir isim diyebiliriz. Ayrıca Alper Potuk da kendisini tekrardan hatırlattı ve şöyle bir durum var. Eskiden üç büyüklerde oynamadığı için Milli Takım'a alınmaz derdik bir futbolcu için, şimdi ise Almanya doğumlu olmadığı için Milli Takım'a alınmadı diyebiliyoruz. Alper Potuk da bu hesap.
  • Son olarak Antalyaspor diyelim. Galatasaray'dan kendi sahalarında 4 yemişlerdi ama şimdi Galatasaray ile aynı puandalar ve zirveyi paylaşıyorlar. Geçmişin kısır, anti futbol timi gibi hareket eden Antalyaspor'un yerini daha hareketli, kreatif ve futbol olarak zevk veren bir takım almış. Assaiti gerçeği var mesela, çok keyifli bir futbolcu. Aynı şekilde Isaac, Tita derken hücumlarında kaliteli bir şablon var ve bu da skora yansıyor...

2 yorum:

  1. quaresma tezahüratları toplasan 1 dk falan sürmüştür. Stadın çoğunluğu ıslıklayarak bu tezahüratı susturdu zaten. Bilgin olsun.

    YanıtlaSil
  2. eskişehir karabük maçının yıldızlarından biride erkan zengin.asistten önceki bütün paslarda erkan zengin imzası vardı.

    bence onur volkandan ve musleredan açık ara daha iyi bir kaleci.

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir