Para > Futbol

Transfer sezonundayız, bloga attığımız çoğu postta da transferleri değerlendiriyoruz. Özellikle de böyle uzun zamandır gündemden düşmeyen isimleri.

Sonunda Quaresma gündemini de bitirdik. Bu tip gündemler ülkenin haber kamburu aslında. Quaresma için yazılmayan takım kalmadı sanırım, en çok da Galatasaray'la andık onu. Türkiye için böyle bir haber kamburu durum Beşiktaş adına daha vahim bir tabloydu, özellikle de geleceği görmek adına ve onlar da Quaresma'nın sözleşmesini fesh ederek geleceğe biraz daha parlak bakıyorlar şimdi.

Quaresma'nın kafa yapısına inmek hiç de zor değil. Beşiktaş taraftarının sevgilisi olmuştu oynadığı dönemde ama taraftar Beşiktaş'ın gerçek kimliğini geçtiğimiz yarım sezonda görünce de Quaresma ve onun gibi diğer isimlere fazla prim tanımama gerekliliğini de gördü diye düşünüyorum. Quaresma vari dönemler kolay kolay yaşanmaz artık orada.

Nitekim, Quaresma da son attığı transfer adımıyla da futbola bakış açısını gösterdi bana göre. 29 yaşında bu adam, hala piyasası var, Atletico Madrid ve Valencia gibi takımlarla onu anıyorken o rotayı Dubai'ye doğru kırdı ve Al Ahli ile 1.5 sezonluk sözleşme imzaladı.

Ve buradan çıkan sonuç da şu. Quaresma adına para > futbol. Kariyer şansını zaten Inter ve Chelsea dönemlerinde harcamış ve rotasını paraya doğru Beşiktaş döneminde kırmış. Önceliğini para olarak belirlemiş futbolcuya her zaman saygım vardır, kendi kararı ama futbol oynamak istiyorum diye bu kadar haykırıp, devamında yine para diyorsa bir futbolcu, benim duyduğum saygı da zedelenir.

Al Ahli ismini ilk duyduğumda, yarım sezon takılır oralarda, futbola döner, sezon sonunda da yeniden futbola dönüş adımını atar derken, o kazancından ödün vermek istemedi ve onun adına Arap baharı da başlamış oldu.