Öncelikle şunu söyleyeyim, geç kaldık. Peki bu geç kalmaya değdi mi dersek, değdi. Bahsi geçen teknik adamlara baktığımda gelebilecek en iyi teknik direktörün geldiğini söyleyebilirim. Ayrıca şunu da eklemek isterim, sürekli konuştuğumuz Alman, Hollanda ekolleri de umarım bir ters köşedir. Ters köşe olmaması durumunda plansızlığın imzasıdır bu adım ama Prandelli hamlesi bana ters köşe bir adım gibi geliyor.
Ortada bir ekol yok aslında, Mancini sonrası devam değil bu adım. Prandelli tipik İtalyanlara benzemiyor. İtalya futboluna hücumu, farklı formasyonları getirmiş bir teknik adam. Mancini ile farkı, kulüp düzeyinde Mancini'nin yakaladığı imkanları yakalayamaması. Mancini çok büyük takımlarla önemli işler başarmış bir isim ama Prandelli'nin Parma ve Fiorentina kariyerleri ortada. Bir anlamda eldeki imkanları iyi kullanabilen, yüksek bütçeler peşinde koşmayabilecek bir teknik direktör.
Tabii Mancini ile kıyaslamamak lazım ama ikisinin de İtalyan olması ve birbirleri ardına gelmeleri bu kıyasları mutlaka ortaya çıkaracak. Mancini'nin gitmesinin yanlış olduğunu hep söyledim ama gitmesi durumunda da atılacak adımın Prandelli vari bir teknik adam olması da olumlu diyebilirim. Prandelli'nin bir diğer artısı da ilk defa İtalya dışına çıkacak olması ve bu bana göre bir avantaj.
Galatasaray'ın vizyonu burada önemli olan. 4. yıldızın en büyük hedef olduğunu biliyoruz ama Şampiyonlar Ligi arenasındaki planlar ne bunu bilmiyoruz. Ünal Aysal'ın Prandelli'ye ne vaat ettiği burada önemli olan. Mancini'ye Avrupa'da başarı adına imkan vaati vardı. Prandelli'den ise eldeki mevcut isimlerle bir şablon oluşturması beklenecek ve bu süreçte kadro revize edilecek. Ancak gerçekleşen revizeden ve Prandelli'nin takımı görmesinden sonra bazı hamleler gelebilir ama hedefin 4. yıldız olduğunu söylemem lazım.
Hangi yabancı teknik adam gelirse gelsin bir alışma dönemi mutlaka olacak. Türk futboluna, futbolcusuna, 5+3'lük kontenjana ayak uydurmak kolay değil. Mancini bunun sıkıntısını yaşadı ve hep dile getirdi ama Prandelli böyle bir teknik adam değil, bu tip durumları mazeret olarak bizlere sunmaz, ortada bir başarısızlık varsa bunu kabul eder. İtalya'dan istifa etme sürecine bakabilirsiniz, onu İtalya Federasyonu göndermedi, başarısızlık üzerine görevi kendisi bıraktı ve ortaya da hiçbir mazeret sunmadı. Bu kariyeri boyunca da böyle olmuştur.
Melo ile daha önce Fiorentina günlerinde çalıştı ve Fiorentina'nın da Melo'yu Juventus'a çok büyük bonservisle satışı onun eseridir. Bu anlamda Melo'dan maksimumu alacak isim yine Prandelli olacak. Aynı zamanda Selçuk İnan'ın yeni teknik adama nasıl bir reaksiyon göstereceği önemli, rol dağıtımında Pirlo rolü Selçuk İnan'ın ama Mancini döneminde bu rolü üstlenemedi. Prandelli döneminde ise bunu başaracak mı göreceğiz ama Prandelli'yle birlikte yükselişe geçecek isimler, daha çok bu takımın mevcut yıldızlarıdır.
Hamleler geldikçe uzun uzun konuşuruz, şu an görüntü mevcut kadroyla Prandelli'nin başarıya yürümesi üzerine. Sistem, felsefe değişebilir ama büyük bir kadro revizyonu, transfer harekatları bizleri beklemiyor. Olcan Adın transfer anlamında ilk adım oldu. Yerli bir yedek kaleci de gelebilir, Hakan Arıkan'dan bahsediliyor bunun için. Bunun dışında diğer transferler Prandelli'nin onayıyla olacak, hayırlısı diyelim...
İtalya dışında çalışmamış olması bana göre dezavantaj. Umarım başarı olur. Yepyeni başarılara imza atar.
YanıtlaSilyerli bir kaleci, yerli gerçek bir sağ bek 5 yabancıdan dolayı şart. artı ufuğun da gidişi ile yerli kaleci yedeğimizin olmaması bir eksik.
YanıtlaSilyabancı golcü alacaksak bunun fark yaratacak, seviye atlatacak bir oyuncu olması lazım. yoksa 5 yıllık kontrat yaptığın burak'ı kesmenin bir anlamı yok. artı yine kontenjandan yiyeceğin için ayrı bir dert. bir de maliyeti cabası 10 milyon + bir bütçemiz olduğundan emin değilim.
eğer şampiyonlar liginde bir iddiamız yoksa yabancı golcü almak yerine orta sahayı kuvvetlendirmenin daha mantıklı olduğunu düşünüyorum. melo ve selçuk dışında ortada güvenle oynatabileceğimiz adam yok maalesef.