31 Ocak 2015 Cumartesi

31 Ocak 2005, Frank Ribery Galatasaray'da


Galatasaray tarihine geçmiş, nesilden nesile aktarılacak bir hikaye. Ülkemize gelen birçok potansiyel futbolcu gördük, tanıdık, hala da Bruma ve Telles gibi futbolcuları yaşıyoruz mesela. Birkaç yıl sonra nerede olurlar, ne yaparlar bilinmez, potansiyellerini ne ölçüde değerlendirirler. 

Frank Ribery ise o potansiyeli değerlendirenlerden, bugün Dünya'nın en iyi birkaç futbolcusundan biri durumunda. Hatta 2013 yılının en iyisi bile diyebiliriz. Bugünün yükselen değeri olan Bayern Münih'in büyük kozu. İşte o Ribery'i Galatasaray'ın bulup, getirmesi ne kadar büyük bir olaysa, elinden 200 bin avro gibi bir rakam yüzünden kaçırması da o kadar büyük bir olay.

Özhan Canaydın'ı severim. Çok beyefendi bir başkandı, hala özlemle andığımız bir isim. Ama futbol yönetimi bir o kadar başarısızdı, maalesef bunu da kabul etmek gerekiyor. Sadece Ribery'nin kaçması değil mevzu, yaşanan ekonomik sorunlar, plansız hareketler, 2. Terim dönemi gibi birçok etmen sayılır. Bugünün yükselen borçlarında Canaydın döneminin de payı büyük oldu, maalesef 2000 sonrası Canaydın döneminde o kadar iyi geçmedi.

Ribery'e gelirsek. Galatasaray'a gelmeden önce benim tanımadığım bir futbolcuydu. 2004-2005 sezonunun devre arası transfer döneminde geldi, hatta o dönem Fenerbahçe de Anelka'yı almış ve Ribery transferi sonrasında Anelka'nın bonusu tarzında yorumları da okuduk. Tabii o dönem Anelka büyük futbolcu, gerçi Fenerbahçe'den ayrıldıktan sonra da büyümeye, Chelsea formasıyla da istikrar kazanmayı başardı ama Ribery'nin geldiği nokta çok farklı oldu.

O yarım sezonda oynadığı 17 maç var ve 6 asist 1 gol. Yaş ise 22. Oynadığı futbol hala aklımda, unutlmaz 5-1'lik Fenerbahçe galibiyetini de atlamayalım, Hagi'nin tarihi hatası sonucunda Ribery'i erken oyundan alması farkın daha başka boyutlara gelmesini engellemişti. 

Ribery'nin bu yükselen formu sonrasında da bir sonraki sezon adına biz Galatasaraylılar büyük heyecan duyarken ve yeni bir yıldız kazandık diye düşünürken Ribery'nin elden kaçırıldığı haberini aldık. 200 bin avro, şaka gibi. Özhan Canaydın ise 10 milyon avro'luk madde var, biz haklıyız diye bizleri oyalarken (belki de Canaydın başkaları tarafından kandırılırken) Ribery ise Marsilya formasıyla aldı yürüdü, 2006 Dünya Kupası'nda kendisini tanıttı, 2007 yılında Bayern Münih derken kulüp bazında kariyerinde kazanmadığı kupa kalmadı, Dünya'nın sayılı futbolcularından biri oldu.

Birkaç gün önce rüyasını gördüm aslında, twitter'da da paylaşmıştım. Ribery tekrar Galatasaray'a transfer oluyordu. Olabilir, hayat bu tip sürprizlere açık ama şu sıralar Ribery'i gördüğümüzde düşündüğümüz tek şey, "Ribery bir dönem Galatasaray formasını giydi, şaka gibi"..

1 yorum:

  1. Ribery yazısını okurken Ö.Canaydın ı hatırladım.Gerçekten ne büyük hatalar yaptı.O mütevazi kadroyla G.Saray ı şampiyon yapan Lucescu yu gönderdi. Ribery i kaçırdı.
    Efsane Hagi nin teknik adamlık yetersizliğinin en büyük örneği Ribery dir. Birçok maçta Ribery i yedek soyundurdu..Özellikle unutamadığım Burak bey in değindiği F.Bahçe kupa finalinde tam Ribery lin en etkili olduğu geniş boş alanlar oluşmuşken onu oyundan aldı.Ribety oyunda kalsaydı skorun çok daha farklı olacağı kesindi.

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir