2 Şubat 2015 Pazartesi

Hangi Ara Transferden Katkı Aldık Sorusuna Cevap

Abdürrahim Albayrak'ın bütün açıklamaları tutarsız, içerisinde çok fazla anlam taşımayan açıklamalar. Dolayısıyla ara transferler için söylediği, bugüne kadar hangi ara transfer faydalı olmuş söylemi de bu tutarsızlıklar arasında yerini aldı. Geçmişi geçtim, hadi bilmiyor diyelim, Necati Ateş'in dönüşünde görev yapan kendisiydi, o şampiyonluğu yaşadı ve bunu da mı unuttu. Futbol anlamında inanılmaz zamanlar yaşatıyorlar gerçekten.

Bugün de Aslan Statistic ile bu ara transferler üzerine bir muhabbet oldu ve yazmaya karar verdim. Bilirsiniz nostaljiyi severim, fırsatı da bulmuşken değerlendirmek istedim. Ara transfer döneminde Galatasaray'a gelmiş ve katkılı olmuş bazı isimleri derledim. Sizlerin de katkılarınızı, yorumlarınızı beklerim ayrıca.


Ara transfer dediğimizde akıllara gelen ilk isim Necati Ateş olur. Necati Ateş'in Galatasaray'a geldiği ilk dönem de aslında bir ara transfer dönemidir, 2003-2004 sezonuydu. Kendisini Fatih Terim transfer etmişti ama birlikte çok fazla çalışma fırsatı bulamamışlardı. O Necati Ateş de yıllar içerisinde çok önemli işler yaptı ve Galatasaray'ın her zaman iyi hatırlayacağı isimler arasına girdi. Ancak 2011-2012 sezonunun ara transfer döneminde Galatasaray'a geldiğinde asıl efsane sezonunu yaşadı. Baros'un sakatlığı sonrasında transfer edildi ve Elmander'le birlikte şampiyonluk yürüyüşünde çok önemli bir ikili oldular. Kariyerinin en güzel yılıydı belki de, tecrübe ve yeteneğin en iyi harman olduğu dönem. Bu anlamda unutulmazlar arasında..


Wesley Sneijder ve Didier Drogba da ara transfer döneminde Galatasaray'a katılan oyuncular. Sneijder'in Orduspor, Karabükspor ve Real Madrid'le oynanan 2. maçta yaptıkları aklımda mesela. Takımı ipten alan isimdi. Drogba ise o şampiyonlukta çok büyük bir pay sahibiydi, Galatasaray'ın hücumu onunla birlikte çok farklı bir noktaya gelmişti. 2012-2013 sezonunun ara transfer dönemi de bu iki transferle birlikte asla unutulmayacak bir dönemdir, tüm Dünya Galatasaray'ı konuşuyordu. Sneijder için bir öğle yemeğinde gerçekleşen, Drogba için ise taraftar kimi istiyorsa onu alacağız diye başlayan transfer dönemi. Ünal Aysal gerçekten büyük bir başkandı..


Emre Güngör de unutulmaz ara transferlerden biridir. 2007-2008 sezonunda Galatasaray'ın şampiyonluğunda önemli bir pay sahibidir. Song'un Afrika Uluslar Kupası'na gitmesi sonrasında transfer edilmiş ve bulduğu şansı çok iyi değerlendirmişti. Servet Çetin'in de en efsane sezonudur mesela, o efsane sezonunda Emre Güngör'le yakaladıkları uyum önemliydi. O sezonun sonunda da Euro 2008 kadrosunda yer alarak yükselişini taçlandırmıştı zaten ama sonrasında yaşadığı sakatlıklar Galatasaray kariyerine engel oldu ama yine de Galatasaray'dan neden gönderildiğine anlam veremediğim isimlerin başında gelmiştir.


Frank Ribery de bir ara transferdir. 2004-2005 sezonunun ara transfer döneminde medyanın "Anelka'nın bonusu" dediği bu adam gösterdiği potansiyelle bizleri gelecek adına umutlandırmış ama dönemin yöneticilik başarısızlıkları sonrasında bedavaya elden kaçırılmıştı. Fenerbahçe ile oynanan Türkiye Kupası finali unutulmaz, Ribery'nin oyundan alınması maçın kırılma anıydı mesela. Çok daha dramatik bir skor alınabilirdi, olmadı. Ribery ise devamında Dünya'nın en iyi oyuncularından biri olmayı başardı, potansiyelini en mükemmel şekilde değerlendirdi.


Emre Aşık'ın da Galatasaray formasıyla yaşadığı 2 dönem var. Birincisi 2000-2001 sezonu, alternatif anlamda takımın önemli isimlerinden biri olmayı başarmış ve 2001-2002 sezonunda Popescu ayrılığı sonrasında Bülent Korkmaz'la iyi bir ikili olup, şampiyonluğa yürümüşlerdi. Buraya konu olmasının nedeni ise 2005-2006 sezonunun ara transfer dönemi. Song'un yine Afrika Uluslar Kupası'na gittiği dönem. Galatasaray'da Yalçın Ayhan'dan istenilen verimin alınamaması sonrasında yeniden takıma dönmüştü ve Song'un olmadığı zamanda da iyi bir performans göstermişti, şampiyonlukta da payı olmuştu. O sezon başında kadro dışı bırakılmıştı, yarım sezon oynamadı Beşiktaş'ta ama geldiği gibi Galatasaray'da formayı giyip katkı vermişti. O dönemlerde başladı zaten, "40 maç oynamasa 41. maç oynar ve 40 maç oynamış gibi etki eder" yorumları..

Radu Niculescu'yu unutmamak lazım, beklentisi olan var mıydı bilmem ama 2001-2002 sezonunda gelen şampiyonluğun kritik isimlerinden biridir. Klasik Lucescu transferi, düşük maliyetten en iyi faydayı sağlamayı biliyor. Niculescu'dan da sağladı. Samsunspor deplasmanında attığı gol şampiyonluk getirdi mesela, içeride oynanan Liverpool maçında da gol onundu. Fotoğrafta Abel Xavier var bu arada, o da bir sonraki sezonun ara transfer döneminde Galatasaray forması giymişti. Radu'nun Galatasaray'dan sonra bir geleceği olmadı ama Galatasaray'da geçirdiği o yarım sezon belki de kariyerinin en iyi dönemiydi. Çünkü büyük bir kariyeri yoktu.


Ben de dahil olmak üzere Batista çok iyi hatırlanmaz, genele baktığımız zaman Galatasaray dönemi hiç de iyi geçmemiştir ama 2001-2002 sezonunun ara transfer döneminde Galatasaray'a katılmıştı ve o yarım sezonda önemli işler yapıp, Lucescu'nun vazgeçmediği isimlerden biri olmuştu. Şampiyonlukta payı büyüktür ama sonraki iki sezonda Galatasaray dönemi onun adına iyi geçmedi ama Lucescu o Batista'yı Shakhtar'a da aldırmıştı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir