14 Haziran 2015 Pazar

Ergin Ataman, Yeniden Yapılanma, Kimya


Geride bıraktığımız sezon, Galatasaray Basketbol Şubesi için bir milat niteliği taşıyan Ergin Atamanlı dönemin en kötü sezonuydu. Gerek mali sebepler, gerek kişisel sorunlar sebebiyle elde tutulamayanlar, gönderilmek zorunda kalınanlar ve bir Galatasaray klasiği olarak ardı arkası kesilmeyen sakatlıklarla kâbus gibi bir seneyi geride bıraktık ne yazık ki. Arroyo, Furkan, Nolan Smith, Jawai, Vougioukas, Aradori.. Koca bir takım rotasyonuyla yolları ayırmak zorunda kaldık lig devam ederken. Ligi 8. bitirerek, Sinan Güler başta olmak üzere müthiş bir çabayla ilk turda Fenerbahçe'den 1 maç çalmayı başardık ve bir sonraki maç sezona veda ettik.

Sezon öncesi burada yazdığım yazıda, aslında kağıt üzerinde ne kadar potansiyelli ve güçlü bir kadro kurulduğunu uzun uzun anlatmıştım. Anlattıklarımın, umut ettiklerimin tamamen tersi bir sezon yaşanmış olmasına rağmen hala yazdıklarımın arkasındayım. Basketbol da diğer tüm takım sporları gibi kimya işi. FIFA ve NBA 2K oynayanlar bilir, gavurlar buna "chemistry" diyorlar. Oyunlardaki chemistry, gerçek hayattan biraz farklı olsa da en büyük mesele bunu tutturabilmekte. Mesela, Final Four yapmasına rağmen; ligin açık ara en iyi kadrosuyla, rekor bütçe ve Avrupa'nın belki de en iyi koçuyla ligde final bile yapamayan Fenerbahçe Ülker, bu "chemistry"yi istenen seviyeye taşıyamamış demek ki. Futbol takımında da Hamza Hamzaoğlu'nun gelmesiyle toparlanan chemistry sayesinde şampiyonluğun geldiğini söylemek sürpriz olmasa gerek. Önce takım olarak bütünleşebilmek, bir arada hareket edebilmek gerekiyor, daha sonra kimyanın yetersiz kaldığı yerlerde de yıldız oyuncuların devreye girmesi gerekiyor. "Bir saniye, Wesley Sneijder bir şey söyleyecek." Bu örneklemede de Carlos Arroyo'yu da kaybedince, kimyanın da bir türlü tutmadığı takım tamamen dağılmış oldu.

Geçen sezon derlemesini fazla uzatmamakla birlikte, takımın en formsuz isminin ne yazık ki Koç Ergin Ataman olduğunu da söylemem gerekiyor. Kendisini inanılmaz severim, bir ömür boyu sözleşme yenilense mutlu olurum, önümüzdeki sezon da kalmış olmasına herkesten çok sevindim. Fakat.. Geçtiğimiz sezon Ergin Hoca'daki durgunluğu, kopukluğu inkar etmek çok zor. 1 şampiyonluk, 1 final ile başarılı geçen 2 sezondan sonra bunun bir geçiş sezonu olduğunu düşünmek istiyorum. Hoca'nın önümüzdeki sezondan itibaren çok daha ince eleyip sık dokuyarak, 2015-16'ya her şeyiyle odaklanacağından en ufak şüphem yok.


Önümüzdeki sezon için kadro anlamında henüz netleşen bir şey yok. Takımda kalması kesin olan bir Sinan Güler var. Ki kendisi aslında apayrı bir yazıyı hak ediyor. Tüm sezon her şeyini veren belki de tek adamdı. Büyük Galatasaraylı, büyük yürek, büyük yetenek. Yabancıların belki bir veya ikisiyle devam edilebilir deniyor ancak henüz belirsiz. Gönül, yıllardır arayıp bulamadığımız Patric Young'ı takımda tutabilmeyi isterdi ama olmadı. Onun dışında benim takımda mutlaka kalmalı diyebileceğim bir yabancı yok açıkçası. Rotasyon açısından Justin Carter'la devam edilebilir, edilmek de istendiğini biliyorum. Çok elzem mi? Sanırım değil. Micov'un da kaldığı söyleniyor, kesin olmamakla birlikte.. Kadro şekillendiğinde bunları uzun uzun konuşuruz zaten.

Büyük Galatasaraylı, büyük yürek ama her daim eleştirilen, basketbolun Sabri Sarıoğlu'su diyebileceğimiz Ender Arslan ile de yollar ayrıldı. Açıkçası şampiyonluk sezonu başta olmak üzere, enerjisi ve yüreğiyle çok ciddi katkılar verdi ama hiç bir zaman topu güvenerek teslim edebildiğimiz bir oyuncu değildi Ender. Bundan ziyade Ergin Hoca'nın kendisinden basketbol anlamında sıkıldığını, daha kontrollü, oyuna hakim bir takımın temellerini de atmak niyetiyle kendisini takımda düşünmediğini tahmin ediyorum. Hak da veriyorum.

Nikolov'a ayrı bir parantez açmak gerekebilir. Şube tarihinin en büyük projelerinden, emeklerinden birinin bu kadar kolay gönderilmesine açıkçası çok şaşırdım. Hele ki Ergin Hoca'nın "Kendisi bir Galatasaray projesidir. Hayatımda gördüğüm en büyük yeteneklerden biri." sözleri üzerine, takımdan gönderilmesi bende şok etkisi yarattı açıkçası. Kiraya göndermek yapılacak en doğru hareket olabilirdi. Umarım doğru kararı vermişizdir. Sonradan başka ellerde görüp de göğsümüze yumruk gibi oturacak bir pişmanlık, yaşamak isteyeceğimiz en son şey.

Yerli piyasasındaki ilk hamlemiz Şafak Edge ile geldi. Ender Arslan'ın yerine düşünebiliriz. Ergin Hoca'nın da çok istediğini bildiğim için gönlüm rahat. Henüz 23 yaşında ve hala önemli bir potansiyel. Flaş performanslar gösterip ara ara kaybolan bir yetenek Şafak. Yetenek anlamında, elit gardlarda bulunması gereken her özelliği bünyesinde barındırıyor. Sahaya zeka katması, oyunu çok iyi okuması, fiziksel zayıflığına rağmen bunu çabukluğuyla tolere edebilmesi.. Fiziksel ve mental olarak biraz gelişebilir, şutunu da istikrara oturtabilirse; doğru ellerde ve takımda yükselebileceğini herkes biliyor. Umarım o doğru el Ergin Ataman, doğru takım da Galatasaray olur.

Toparlayacak olursak.. Şu an için yapılması gereken elzem bir çok hamle var. Hepsini tek tek ele almayacağım fakat bunların başında yıllardır hasretini çektiğimiz kalıplı, sırtı dönük oynayabilen bir 5 numara geliyor. Daha sonra tabii ki Arroyo'nun gitmesiyle boşalan lider süperyıldız eksiği.. Takım bocaladığında ipleri ele alabilecek bir isim. Bunu 2 sezon önceye kadar Jamont Gordon da sıkça yapıyordu fakat onu da sakatlık belasına kurban verdik ne yazık ki. Bunların önceliğinde hemen her pozisyona önemli oyuncuları takviye etmek zorundayız. Nitekim Final Four yapan Fenerbahçe'nin, finale yükselen Efes ve Karşıyaka'nın, her daim önemli güçler olan Beşiktaş ve Banvit'in de önümüzdeki sezona son derece iddialı ve güçlü gireceğini tahmin etmek zor değil.

Kadro şekillendikçe, yeni hamleler geldikçe buralarda karalamaya, Galatasaray için kafa yormaya devam edeceğim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir