Galatasaray Basketbol Takımı'nın
geçirmekte olduğu yaz/transfer dönemini tek kelimeyle özetlemek
istersek, bunun adı net bir şekilde "plansızlık" olurdu. Tıpkı kadın
basketbol ve futbolda da olduğu gibi.. Bunda yaz döneminde yapılan
yönetim değişikliğinin de payı var elbette ama, yeni yönetimin de bu
gidişatı olumlu yöne çevirme konusunda sıkıntılarının olduğunu söylemek
gerekiyor.
Erkek Basketbol'da ne yazık
ki önceden gelen bir plan, hazırlık olmadığı için; Ergin Hoca'nın bütün
birinci, ikinci, hatta bazı posizyonlarda üçüncü alternatiflerini bile
elden kaçırdık. Ve malesef elde kalan uygun fiyatlı, kariyerinin son
demlerine girmiş oyunculara yönelmeye başladık. Avrupa'nın bir çok
kesiminde ve özellikle ülkemizde, basketbol planlamasının son derece
kısa vadeli olmasından dolayı, yaş konusu çok fazla problem olmasa da,
tahtaya yazılan ilk isimlerin alınamaması hocanın bir türlü kafasındaki
şablonu oturtamamasına ve bir sonraki hamlesini değiştirmek zorunda
kalmasına sebep oluyor. Sonuç olarak takımın her mevkisindeki adamın
oyun tarzı, bir diğerini etkiliyor ve kadro birbirini dengeleyen şekilde
oluşturulmak zorunda.
Ve tabii hedefteki
oyuncuların alınamamasının en büyük etkenlerinden biri de, önümüzdeki
sezon Euroleague'de değil, Eurocup'ta mücadele edecek olmamız.
Galatasaray'a yakışmayan ve yıldızları Galatasaray'da oynamaya hevessiz
kılan bir unsur. Takımın geçen sezonki en büyük yıldızı Patric Young'ı
tutamayışımızın bir numaralı sebebi belki de buydu.
Point
guard pozisyonunda Hoca'nın gözdelerinden Pooh Jeter'la anlaştığımız
haberleri piyasada dolaşmaya başladığında çok sevinmiştim, hatta
yazısını bile hazırlamıştık Sportif Cümleler için. O transferin
olmamasına gerçekten çok üzüldüm. Jeter, Çin'e gitmeye karar verdi. Yine
aynı şekilde Lasme ile de önce anlaştığımızı, daha sonra kendisinin
Panathinaikos'la imzaladığını öğrendik. Bu iki son anda yatan
transferler, belki de sezonu kurtaracak oyun kurucu ve pivot
transferleri olacaktı. Olmadı. Önümüze bakıyoruz..
Transferi resmileşen iki yabancımız var. Caleb Green ve Blake Schilb.
3
ve 4 numara pozisyonlarını, hücumda ağırlıklı olarak şut
performanslarıyla yaşayan, savunma kısmında ise pek başarılı olduklarını
söyleyemeceğimiz iki Amerikalı'yla doldurduk.
Caleb
Green, Eurocup tecrübesi olan bir oyuncu. Bir sezon önce Dinamo Sassari
formasıyla da Eurocup'ın en iyi 2. beşine seçilmişti. Üst düzey değil
ama belli bir kalitesi ve zaman zaman istikrar sorunu yaşasa da katkısı
olan, yumuşak diyebileceğimiz bir power forvet. Zoran Erceg'e benzeyen
bir oyuncu olduğunu söyleyebiliriz. Ona göre biraz daha atletik ve
içerdeki uygun pozisyonları daha iyi bitirebilen bir oyuncu. Kısacası
skorer bir 4 numara. Ayrıca Caleb, bundan henüz bir kaç ay önce oynanan
Tenerife maçında 30 sayı atarak kariyer sayı rekorunu kırdı. Caleb'in
kariyer olarak en dikkat çeken yönü, şu ana kadar oynadığı her takımda
bir sezon forma giymiş olması. Bu da istikrar hanesine eksi puan olarak
yazılabilir.
Blake Schilb ise zaman zaman 2 ve 4
numaralarda da oynayabilen, şutlarda mesafe tanımayan bir skorer.
Hücumda iyi bir bitirici olmasının yanı sıra, ekmeğini daha çok kendi
şutunu yaratabilen, hareketli ve yaratıcı bir oyuncu olmasıyla çıkaran
bir isim. Blake, 2012-13'te harika bir Euroleague sezonu geçirerek bir
çok takımı peşinden koşturmuştu ve Kızılyıldız'a transfer olmuştu.
Kariyerinin devamında da sıkça bol skorlu maçlar oynamaya devam etti.
Caleb Green gibi, o da çok üst düzey olmasa da TBL ve Eurocup
standartlarında gayet iyi bir oyuncu olduğunu söyleyebiliriz.
İki
transferi kısaca özetlemek gerekirse.. Evet ne üst düzey isimler, ne
hocanın ilk alternatifleri, ne de taraftarı coşturacak isimler. Ama
takıma sağlam bir pivot ve oyuncu kurucu ekleyebilirsek, ayrıca
geçtiğimiz sezon bir türlü yakalanamayan takım uyumunu yakalayabilirsek
ikisi de vazgeçilmez skorerlerimiz olabilecek kapasitedeler.
Sezonun
kilit hamleleri hala 1 ve 5 numara transferleri. Takıma liderlik
edebilecek bir oyun kurucuya şiddetle ihtiyaç duyuyoruz. Aynı zamanda
sağlam bir pivota.. Bir diğer ihtiyaç da tabii ki skorer bir 2 numara.
Pivot için meşhur Schortsanitis ismi sıkça geçiyor. Jeter kaçtığından
beri adı geçen oyun kurucular arasında beni heyecanlandıran biri yok
şimdilik. Kozumuz zaten zayıftı, şimdi alternatiflerimiz de baya azaldı.
Bakalım neler olacak..
Çağlar Yıldız - https://twitter.com/caglarryildiz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder