26 Kasım 2015 Perşembe

Astana'nın Beraberliğine Seviniyorum, Sevinmek Durumundayız


Kötüyü konuşmak için bile görüntü gerekiyor, sahadaki futbolcuların verdiği bir görüntü yok. Kötünün yok olmuş haliydi bu, sahada Galatasaraylı futbolcular yoktu. Rakip sizden daha iyi olabilir ama mücadele edersiniz, çabalarsınız, belki fark yersiniz ama en azından denedik dersiniz. Bugün Galatasaray ne denedi?

Bitse de gitsek tadında bir maç. Kağıt üzerinde kazanmak zorundasın, beraberlik bile sana yetmiyor ve kazanmak adına bir çaban yok. Maç bir an önce bitse de önümüze baksak, Avrupa Ligi'ne kalsak başarıdır düşüncesi. Galatasaray, Galatasaraylılık bu olmamalı. Bugün Astana'nın beraberliğine seviniyorum, sevinmek durumundayız. 

Bize yine maça dönmeye çalışalım, bu konuya girersem işin içinden çıkamam. Sahadaki 11'e bakınca Mustafa Denizli'nin eli değmiş dediğim bir kadro gördüm. Taffarel bu durumu yalanladı ama Mustafa Denizli de olsa buna yakın bir kadro çıkarırdı. Bu tip maçlarda savunmayı düşünür, iyi de uygular. Ama formasyın hatalıydı, 4-2-3-1 üzerinden defansif bir kadro sahaya sürmek bir artı sağlamadı. 

Muslera
Sabri Denayer Semih Balta
Chedjou Jem Bilal
Yasin Podolski Sneijder

Benim beklentim bu 4-3-3'dü, hatta Mustafa Denizli'nin en azından yeni transfere kadar Chedjou'yu orta sahaya çekeceğini düşünüyorum. Atletico Madrid karşısında ise Sabri Sarıoğlu sağ açık, Jem ve Bilal Kısa orta sahada, Podolski forvet, Denayer sağ bek gibi bir düzen vardı. Dört stoperin oynadığı bir savunma hattı ama yenen ilk gole baktığımızda Griezmann bomboş. Semih Kaya ve Chedjou ortalıkta yok. Griezmann da bu sezon Şampiyonlar Ligi'nde 5 gol atmış, 4'ü bize karşı. Attığı o 4 gol de hayatının en rahat golleri arasına girer.

Atletico Madrid insaflı bir takım, skoru daha dramatik bir yöne çekme imkanları olmasına rağmen çekmiyorlar. İlk maçta da böyleydi, Galatasaray'ın o maçta 2. yarıda oynadığı futbol yanıltıcıydı, buna Atletico izin vermişti. Bu maçta ise öyle bir görüntü bile doğmadı, maçın başından sonuna kadar topa sahip oldular, bol pas, rakip yarı sahaya rahatlıkla geldiler ama son paslardaki rahatlık skoru vahim noktalara çekmedi. 

Galatasaray ise buna varlık bile gösteremedi. Direnç, baskı, kondisyon yok. Rakip çok rahat geldi, top bize geçtiğinde de çok rahat topu kaptılar. Girdiğimiz tek pozisyon var, ona da şaşırıyorum. Büyük sürpriz oldu o pozisyona girmek ve böyle maçlarda bulduğunuz tek pozisyonu gol yapmak durumundasınız. Çünkü devamı gelmiyor. Atletico Madrid'in topu bizden kapması 15 saniye sürmedi. Bizde topu her alan Yasin Öztekin'i görmeye çalıştı, belki dikine gider, top taşır diye ama bu rakibe karşı top taşıyamazsınız. Pas yapmak tek çarenizdi ama Sneijder topu her aldığında pası verdiği arkadaşı o topu kaybetti. Dolayısıyla da bu tablo çok doğal.

Galatasaray adına maçın adamı Muslera, buna kimse şaşırmaz. Sonrasında Jem Karacan desem çoğunuz "ne diyorsun sen" der ama öyle. Bu adam hangi görevle sahaya sürüldü dersek, koşması ve top kazanması için. 5 top çalmış, bu alanda maçın en çok top kazanan futbolcusu ve koştu, mücadele etmeye çalıştı. Melo'yu izlemiş bizleri elbette kesmeyecek ama Jem Karacan'a kadar konuşulması gereken öyle isimler olacak ki.

Bakalım Mustafa Denizli ne değiştirecek, onu da yarın öğreneceğiz gibi. Basın toplantısını merakla bekliyorum..

1 yorum:

  1. Astana beraberliğine herkes kulp taktı fakat grupta hiçbir takım o deplasmandan 3 puan alamadı. Benfica yenilgiden zar zor kurtuldu. Daha objektif bakılmalı diye düşünüyorum.

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir