17 Kasım 2015 Salı

Elano Mu Yoksa Misimovic Mi Daha Büyük Hayal Kırıklığı?

Twitter'da "Elano mu yoksa Misimovic mi daha büyük hayal kırıklığı" üzerinden bir tartışma vardı. Nostalji iyidir, yazmaktan büyük keyif alırım. Böyle bir tartışmayı gördüğümde de bunu bloga taşımak istedim. Daha önce de üzerinde durduğum bir konuydu, yine yazalım.


Elano'nun transfer olduğu günlere inelim. Rijkaard'la müthiş başlayan ve oynadığı futbolla da keyif veren bir takım vardı. Rijkaard'ın olmazsa olmazları da pas oyunu, 4-3-3'dür. Bu oyunu oynamak için de kaliteli orta sahalara ihtiyacınız var ama Galatasaray orta saha rotasyonu buna aykırı durumdaydı. Arda Turan'ı orta sahaya çekmişti Rijkaard, verim de alıyordu ama iyi bir orta saha istedi, Elano alındı. 

Kağıt üzerinde bakınca heyecanladığımız, geliyor mu diye sabahladığımız bir isimdi. Bugüne bakınca Sneijder, Drogba görmüş adamlarız ama o dönemin yıldızı Elano olabiliyordu. Büyük beklenti kurduk, büyük hayal kırıklığı yaşadık. 

Dünya Kupası'nda yerini sağlama almak için Elano'nun tercihi Galatasaray olmuştu. Dunga'nın öz evlatlarından biridir, ne olursa olsun kadroda yer alacaktı ama Dunga'nın görüşü oynaması gerektiğiydi. Podolski & Löw ilişkisi gibi düşünün. Tek fark şu, Podolski'nin sahiplenme duygusu ve futbola isyanı çok yüksek, Elano ise kendi amacı uğruna hareket eder. Tüm Avrupa kariyeri de hayal kırıklığıdır, Shakhtar ve Manchester City günleri gibi. 

Galatasaray'da da farklı olmadı. Kötü bir orta saha rotasyonuna geldiğine katılırım, doğru iletişimi kuramadı ama iyi de mücadele göstermedi. 1.5 sezonda iyi oynadığı maç sayısı bir elin parmaklarını geçmez, kalitesini göstermedi. Dünya Kupası için aktif dinlenmeye gelmiş gibiydi, aktif dinlendi, Dünya Kupası'nda sahne aldı, iyi de oynadı, tekmeye kafa atan bir Elano izlerken sakatlandı, iğneyle oynadı, sakatlığını ileri attı. Galatasaray'a geri döndüğünde de gitmek için can attı, ülkesine geri döndü. Avrupa kariyeri bu anlamda hayal kırıklığı, o da sadece Brezilya'da var olanlardan. Gerçi bugün Hindistan Ligi'nde de yıldız.

Misimovic'e gelirsek, Avrupa'nın saygı duyduğu 10 numaralardan biriydi. Tüm kariyerini Bundesliga'da geçirmiş, Magath'ın tedrisatından geçtiği dönemde Wolfsburg'u şampiyon yapan isimlerden biri olmuştu. Transferi itibariyle de Elano'dan daha büyük bir transfer olduğunu düşünüyorum.


Elano için uzun uzun yazdık ama Misimovic için o kadar uzun konuşamıyoruz, çok kısa bir Galatasaray kariyeri oldu. Rijkaard döneminde transfer edildi, kendisi ile çok kısa çalıştı. O dönem Schalke 04'e gitmek istiyordu ama Wolfsburg'un rakibim güçlenmesin mantığı devreye girince Galatasaray'a gelmek durumunda kaldı. Burada başka bir şey hayal ediyordu ama futbol kariyerini bitiren en büyük adımı atmış olduğunun farkında değildi.

Rijkaard da aslında o dönem kontrolü kaybetti, iş ondan çıktı. Transferlerde ilgisi olduğunu sanmıyorum, Misimovic de o isimlerden biri. Tam uyum aşaması sağlanacak derken Hagi geldi, o da Misimovic'i solda Elano'yu sağda kullandı. Fenerbahçe karşısında tuttu bu ama hayatını 10 numara geçirmiş bir futbolcu kanatta yapamadı doğal olarak. Misimovic'i eleştiriyorduk ama kadro dışı da kalmayı hak etmemişti. 

Neden kadro dışı kaldığına yönelik bir açıklama yok. Sakız çiğnedi denildi, otobüste güldü denildi ama asıl olan şu, Hagi gereksiz bir ego koydu ve Misimovic'i kaybettik. Devre arasında Stancu'ya 5.5 milyon avro verip alanları düşününce Misimovic'in maliyeti karşılanamayacağı için gönderildi olayına inanmıyorum. Ortaya konulan gereksiz bir ego var ve bu adamı kaybettik. Büyük verim sağlayabilirdik, başaramadık.

Bu yüzden de hangisi daha büyük hayal kırıklığı sorusunun cevabı Elano'dur, en azından benim için. Elano'nun değerlendirebileceğimiz 1.5 sezonu var ama Misimovic'in yok. Bir tarafta haksızlığa uğramış Misimovic var, bu yüzden de Elano ile kıyaslayamam..

1 yorum:

  1. Elano ve Misimovic Fatih Terim le calissaydi bence cok guzel isler cikarabilirdiler .

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir