7 Nisan 2016 Perşembe

Anlatılacak Bir Maç Değil, Yaşamak Lazımdı, Yaşayanlar Şanslı ve Yaşlanmış İnsanlar


Euro Cup'u kazanma hedefiyle yola çıkan bir takım bu. Başkanın "bütçemizi yarı yarıya düşüreceğiz" dediği gün Avrupa maçı oynayan ve kazanan. Şu takımın nasıl zor şartlar altında büyük işler başardığını hepimiz biliyoruz. Bu yüzden de meseleye "hangi kupada yer aldığım" üzerine bakıyorum ve Galatasaray'ın Euro Cup finaline çok büyük bir başarıdır, Ergin Ataman'ın, tüm teknik ekip ve oyuncuların eline, yüreğine sağlık.

Anlatılacak bir maç değil aslında, yaşamak lazımdı. 14 sayıyla buraya gelmek büyük avantajdı, ilk yarıda izlerken bende de bunun büyük rahatlığı oldu. Tabii Galatasaray'ın maça iyi başlaması önemliydi, ilk yarı skor anlamında çok dengeli gitti. Savunmada belki sert ve agresif olamadık ama ritmi yüksek hücum ettik, aynı şekilde rakip de karşılık verince ilk yarı dengeli gitti. Sinan Güler'in deliciliği, Lasme'nin pota altı dominasyonu, Jerrells'ın dahi karakter koyması. Ama ilk kırılma anı Sinan Güler'in kaçırdığı iki faul ve üçlük yiyerek devreyi bitirmemizdi.

Sonra da devamı geldi, maç içerisinde çok fazla kırılma anı var. Lasme'nin basit bir pas hatası ve devamında gelen Gran Canaria serisi, Micov'un topa sahip olamaması ve devamında gelen 8-0'lık seri, Chuck Davis'in aldığı beşinci faul gibi. Farkı 10 sayının altında götürmek psikolojik eşikti ama rakip son periyotta bunu aştı, tur şansını eline de aldı, maç uzatmaya gitti. McCollum'u maç boyunca eleştiririz belki ama herkesin elinin titrediği anda yine sorumluluğu alan oydu. Hem son periyot hem de uzatmalarda.


Micov'a da çok büyük bir artı tabii, adam soğukkanlı, şu maçın ardından bile yüzündeki ifade sıradan bir günmüş gibi ama maça koyduğu yüreğin tarifi yok. Maçı uzatmaya götüren turnike onundu, hücumun ritmi yokken, herkesin eli soğuk ve sorumluluk almaktan kaçarken. Maçı kazandıran bloğu da o yaptı, belki görülmedi ama finali getiren isim de Micov oldu.

Dediğim gibi çok kırılma anı var, gitti geldi dediğimiz anların sayısını sayamadım bile. 14 sayı büyük avantajdı ama kritik hatalar, kırılma anına yol açacak hareketler turu rakibe yaklaştırdı ama Micov ve McCollum'un koyduğu karakter çok büyük oldu. Kötü taraftarı da sayarız, Schilb ilk yarıda olayın içindeydi ama ikinci yarıda kayboldu, Caleb Green attığı bir üçlük dışında hiç bizimle olmadı, hatta uzatmada alamadığı bir ribaund "turu kaybettik" bile dedirtti. Savunma ve agresiflik aradığımız anlarda Göksenin Köksal'ı düşünmedik, maçta neredeyse süre dahi almadı. Uzunlarımız erken faul problemi yaşadı, sıkıntı yaşadık ama bunların hepsi arkada kaldı, hedef kupa ve finaldeyiz..

1 yorum:

  1. Final bu berbat senenin en güzel olayı. İnşallah futbol ve kadın basketbolun ardından erkek basketbol takımımız da bir Avrupa kupası zaferi yaşatır bize. Maça dair yazılması gerekenleri yazmışsın ekleyeceğim Göksenin’e 10-15 dk süre vermeyip Schilb’i 43, Micov’u 42 dakika oyunda tutmanın gerçek bir çılgınlık olduğu. Asıl dikkatimi çeken Gran Canaria taraftarının kaybetme karşısında gösterdiği olgun tavır. Takımlarını alkışlarla teselli ettiler. Küfür etmediler, sahaya koltuk fırlatmadılar, yuhlamadılar bizim oyuncularımıza saldırmadılar. Bu sportmen anlayış bir gün bizde de hakim olur umarım.

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir