13 Eylül 2016 Salı

Futbolcuyum Diyen Topçunun Şu İstatistikleri Yakalaması Çok Zor


Geçen yazdığımı yine yazayım, Tolga Ciğerci & Nigel De Jong ikilisi olur, birlikte oynar. Selçuk İnan olmazsa olmazlığı diye bir durum kalmadı ama iyi bir Selçuk İnan'a da kimsenin hayır deme lüksü olmamalı, en azından kendim için yazayım. Farklı bir isim, Galatasaray'a transferiyle de Türk futboluna yön vermiş bir futbolcu ama kötü durumda işte, toparlanmasını bekliyoruz.

Futbolcuyum diyen bir topçunun şu istatistikleri yakalaması gerçekten imkansız. 6. sezonu içerisinde, bu sezonu bir kenara bırakalım ve rakamlar ortada. Geçen sezon üzerinden "attığı gollerin yarısı penaltı" diyebilirsiniz ama kalan gol rakamı yine çılgın bir nokta da ki daha defansif orta saha gibi oynadığı bir dönem. Onu hücuma ittiren bir Felipe Melo artık yok, onunla çok farklıydı. Geçen sezon birilerini taşımak zorunda kaldı, bu sezon ise o alternatif geniş ama maalesef iyi başlayamadı.

Hakkında nasıl bir plan, program olacak bilemiyorum. 8 numara olmaya devam mı edecek, geçmiş sezonlarda da denilen "regista" olayına mı dönüşecek kestiremiyorum. Regista gibi de katkı verirdi, üçlü orta sahanın içerisinde geriden oyunu organize eden isim olarak. Tempo düşüyor, maalesef onu da takım içerisinde taşımak gerekiyor. Sneijder'i, kanatları da var dediğimizde takım içerisinde bir yük doğuyor. Fedakarlık gerekiyor bu durumda, bazı isimler üzerinden..

Saygım, sevgim büyük, bu değişmez. Günü eleştiririm, değişim gerekli derim ama dün üzerine saygım çok büyük. Burak Yılmaz için de geçerliydi bu, Selçuk İnan üzerine ise çok daha fazla geçerli bir durum. Arkaya dönüp baktığında çok büyük bir Galatasaray kariyeri bıraktığını görecek, yazdığı tarihtir. Sevin, sevmeyin, değişmez..

1 yorum:

  1. Ne yazık ki işine bakmak yerine gereğinden fazla olan duygusallığının kaybedeni oldu Selçuk. Saha içinde kendisini lider olarak düşündü hep. Bu liderlik elinden alındığında ya da daha doğrusu paylaştırıldığında bunu kaldıramadı.

    Bu işin ortası yoktur. Ya yıldız kaprislerin vardır ve bunu belli edersin ya da hiç bir şekilde belli etmiyorsan kaprislerin yok kabul edilir. Yani hem pekmezim dökülmesin hem ayranım içilmesin ne yazık ki geçerli değil futbolda. Selçuk ya saha içinde ya da dışında liderliği istediğini gösterecekti ya da liderlik elinden gittiğinde koyvermeyecekti.

    Selçuk elinden gideni geriye almak için savaşmak yerine hep arka planda durdu. Mücadele edip kendisini göstermek yerine içine kapandı. Bu onun karakteri olabilir. Ancak karakteri böyleyse sonuçları da bu ne yazık ki.

    Selçuk'un sert eleştirilmesinin nedeni yun içindeki kopukluğundan farklı etmenlere dayanıyor. Forma çıkartma meselesiyle başlayıp ıslıklandığı maçta gol lazımken inadına Muslera'ya pas vermesine kadar geldi dayandı konu.

    Evet yönetim bu durumu iyi yönetemedi. Zaten neyi iyi yönettiği tartışılır. Ancak bu durumu Selçuk da yönetemedi. Tepki gördükçe küstü. küstükçe arkadan basına konuştu. Basındaki arkadaşları onu savundukça daha da tepki çekti. Şimdi ise Terim de kendisinden vazgeçmişken yolun sonuna geldi artık.

    Muhteşem bir kariyer. Son 3 senesindeki kötü futbolu istatistikler örttü biraz da. Son dönemde çoğu golü penaltı. Ama penaltı da önemli bir iş sonuçta.

    Bence artık ısrar etmemeli. O ısrar ettikçe sorunlar büyüyecek. Eski Selçuk olmayacak hiçbir zaman. Eşyanın tabiatına aykırı. Zira artık istediklerini vücudu yapamıyor. Sneijder de aynı sıkıntıdan muzdarip. Kafa gidiyor, vücut gitmiyor.

    Ama işte Sneijder yıldız. Bir anda maçın seyrini değiştiriyor. Takımda ağırlığı var. Yabancı ve gurbetçi genç oyuncular ağzının içine bakıyor. Selçuk öyle değil. Selçuk artık artan yabancı ve gurbetçi oyuncu sayısı nedeniyle takım üzerinde hakimiyetini de kaybetti. Selçuk maç içinde sürekli hareketli olmak durumunda. Bunu da yapamıyor.

    Eğer aklı varsa Burak'ın yanına gider. Bir süre takılır, paranın tillahını kazanır. Temiz temiz de oynar futbolunu.

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir