22 Eylül 2016 Perşembe

SC Nostalji #62; Harry Kewell


99-2000 sezonuna inmek ve Leeds United maçlarını hatırlamak lazım. Uefa Kupası yarı finali, rakip ise o dönemin yükselen değeri. Rakibin kadrosunda da o dönemin altın çocuklarından biri olan Harry Kewell var. Zorlu bir yarı finaldi, saha içerisinden çok dışının konuşulduğu. İstenmeyen olaylar yaşandı, maçlar bir anlamda nefret ortamında oynandı ama finali gören Galatasaray oldu.
O günlerden kalma bir sevgisizlik vardı aslında. Çocukluk aklı, rakibin en iyi oyuncusunu sevmiyorduk nedense, Harry Kewell'a da ayrı bilenmiştim.

Leeds United sonrası Liverpool, Kewell yükselmeye devam etti. Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu yaşadı mesela, Baros'un da olduğu bir kadroydu o. Dünya'nın en iyi isimlerinden biriydi ama yaşadığı sakatlık sorunları işte, çoğu futbolcu gibi onun da kariyerini bir adım daha ileriye götürmedi. Devamında da Liverpool kendisiyle devam etmedi, acaba Roma mı olacak diye düşünürken bir akşam ansızın geçen bir alt yazı, Harry Kewell Galatasaray'da. 


Basında böyle bir haber görmemiştim, konuşulan bir hamle değildi. O dönemin diğer yıldızı da Haldun Üstünel olmuştu, sessiz sedasız bitirdiği transferlerle. Kewell ise ilk icraatlarından biri oldu ki bu transferi gördüğümde karışık duygular içine girdim. Leeds United maçlarına gitti aklım, Kewell'ı Galatasaray formasıyla izleyecek olmak gerçekten de karmaşık duygular yaşatacaktı ama bir yandan da Kewell isminin büyüklüğü. Harika bir transferdi ama saha içi kısmına bakıyorduk. Kewell ise daha çok karakteriyle Galatasaray'a damga vuracaktı.

Kewell, Lincoln, Arda ve Baros. 4-2-3-1'in hücum hattına bakar mısınız, şu dörtlünün verdiği hücum keyfini belki hala alamıyorum. İstikrarsız bir takımdı, olmayan bir orta saha rotasyonu önüne kurulan bir hücum hattıydı bu ama buram buram kaliteydi, aralarında gerçekleştirdikleri organizasyonlar ve şık goller. Uefa Kupası'nı kazanma yolundaydı şu takım, sakatlıklar ama daha da önemlisi sabırsız yönetimin esiri olduk. 

Hamburg maçları, unutulmayacak. Bülent Korkmaz'ın Semih Kaya yerine stoper Kewell tercihi. Bu bir hataydı, hem de çok büyük bir hata ama olaya Kewell açısından bakıyorum. O dönem genç ve tecrübesiz bir teknik direktördü Bülent Korkmaz, sonraki yıllarda da başarı sağlayamadı da neyse. Kewell o sorumluluğu aldı, altyapılarda stoper oynadım diyerek. Böyle bir ismin bu sorumluluğu alması büyük olaydır, takımı sahiplenmektir bu. Kewell da Galatasaray'ı sahiplendi, bir çok önemli hareketi var ama unutamayacağım bir numaralı hareketi de bu olmuştu.


Galatasaray formasıyla 91 maçta 34 gol, 17 asist. Sağ kanatta başladı, sol kanada döndü, devamında da forvet oynadı. Rijkaard'lı dönemde şanssız bir Baros sakatlığı vardır, büyük kayıptı. Nonda da maalesef kulübeden verdiği etkiyi 11'de verememişti ve sezonun ilk yarısını Kewell forvet oynayarak bitirdi. O ilk yarının da en iyi futbolcusuydu ama sakatlıklar işte, Galatasaray'da da yakasını bir türlü bırakmadı. Sezonu kapattı, sonrasında gitti diye beklerken yeniden sözleşme uzatıldı ama o kötü Galatasaray içerisinde o da kayboldu gitti.

Galatasaray formasıyla şampiyonluk yaşayamayan futbolcular diye bir liste yapsak (eskiler mutlaka Fatih Terim diyecek), benim jenerasyonumda olan herkesin ilk sıraya Harry Kewell'i yazacağını düşünüyorum. Bugünlerde Watford U21'i çalıştırıyor, teknik direktörlük günlerini başlattı. İleride ne olur bilemem ama umarım o yol Galatasaray'la kesişir. 

Galatasaraylıların asla ama asla unutamayacağı bir isim. Bazı şeyler performanstan öte, Elmander için de öyle değil mi mesela. Mücadelesi ve ruhuyla onu hala unutamadık, her zaman anarız. Bazı isimler böyle işte, Kewell için de geçerli bu. mücadelesi ve ruhuyla Galatasaray formasına çok yakışan bir futbolcuydu ki herhangi bir futbolcu da en fazla bu kadar yakışabilirdi. Duygusal bakarım Kewell konusunda, yeri, kıymeti ayrıdır..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir