20 Ekim 2016 Perşembe

Kuruyan Dalları Budama Projesiydi


Lazio maçları üzerinden yakın geçmişi sorgulamıştık, Mustafa Denizli'nin tercihlerini. Hocanın geçmişine, Galatasaray'a yaşattıklarına büyük saygım var ama son Galatasaray döneminin de büyük bir hayal kırıklığı olduğunu belirtmek lazım. Mutlaka hocaya verilen bazı sözler oldu, özellikle de Ocak ayında yapılacak transferlerle alakalı, planlar başka da olabilir ama takımın geri gidişatı, oyun anlamında takımın kendini sıfırlaması, tercihler derken böyle bir dönem yaşadık işte.

Ocak ayı demişken, Mustafa Denizli'nin planlaması şu yöndeydi. Takımın yaş ortalamasının 30'a yakın olmasından ötürü 25 yaş altı transferler istedi, özellikle de 20-22 yaş aralığı. Planı da şuydu, Ocak ayında gerekirse 7-8 transfer yapabilmek ama değişimi bir an önce başlatmak. Yaz dönemini de pas geçebileceğini belirtmişti hatta, bu operasyonun bir getirisi de Linnes transferidir mesela. Ama bu planı ortaya koyduktan sonra ilk transfer Donk olmaz mesela. 29 yaşında, sözleşmesinin bitmesine 6 ay kalmış isme ödenen 2.5 milyon avro bonservis. 

Plan doğru olabilir ama diğer bir hata da Galatasaray'ın böyle bir imkanının olmadığını herkes biliyordu. Yönetimin bu konuda Mustafa Denizli'yi yanılttığını düşünüyorum, FFP mektubu falan da işin hikaye kısmı. Martin Benitez'i zorladılar mesela, Fatih İşbecer Arjantin'e gitti ve bonservis 7-8 milyon avro'ları gördü. Böyle de bir planlama, gençleşme olmaz. Bir futbolcu için böyle bir bonservisi ödeme lüksümüz yoktu ki zaten FFP'nin kılıcını ensemizde hissederken. Yönetim hocayı yanıltmış olabilir ama herkesin gördüğünü de Mustafa Denizli gibi bir kurt görebilmeliydi.

Scout ekibine belki de en çok güvenilen dönemdir bu arada, Donk'u bir kenara bırakalım, tamamen scout ekibinin önerdiği isimler doğrultusunda hareket edilmek istendi. Emre Mor düşünüldü mesela, bugün kendisini Dortmund ve Milli Takım formalarıyla izliyoruz. İyi ki de gelmemiş bu arada, o nokta ayrı. Zivkovic düşünüldü, imkansıza yakın bir adımdı ama istendi. O da Benfica'ya gitti sezon başında, sözleşmesi bitmişti zaten ve çılgın bir imza parası vardı. Kaputska'yı konuştuk, onu da Euro 2016'da izledik, sonrasında Leicester City yolunu tuttu ki Galatasaray'a en yakın isimlerden biriydi ama Benitez için 8 milyon avro'lar gözden çıkarken Kaputska için 3.5 - 4 milyon avro'lar gözden çıkmadı. Robert Mak'ın adı geçti orta saha için ya da Pione Sisto. Dahası da var, özellikle Fransa kaynaklı.

Durum buydu, kulağa hoş gelen bir operasyon. İmkan olsaydı da keşke böyle bir iş içine girmek mümkün olsaydı, bir anlamda gelecek kurtarılırdı ama o lüks yoktu, maalesef  Mustafa Denizli de yönetime güvenme yolunu seçti, dolayısıyla da kaybetti. Ama teknik direktör felsefesinin günümüz gerçeğinin arkasında olduğu gerçeğini atlayamam, olmadı, hayal kırıklığı yaşattı. Futbol aklına ise her zaman saygım var, idareci anlamda büyük katkıları olabilirdi mesela. Büyük bir iletişimciydi, biz de o iletişim yolunda "kuruyan dalları budayacağız" felsefesine inanmayı tercih ettik, biz de kaybettik.

Bu operasyon da gerçekleşmeyince beklenen kadro dışılar gelmedi mesela. Ocak ayı içerisinde neredeyse her gün Mustafa Denizli çıktı ve transfer adetine kadar sayılar verdi, günleri de dahil olmak üzere. Gerçekleşmedi bunlar, bizler de Jem Karacan misali isimlerle devam etmek durumunda kaldık. Kadro dışılardan da bahsediyordu hoca, yapamadı. Bu konuda hakkı var, transfer beklerken Burak Yılmaz'ı da kaybetti mesela..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir