2010 - 2011 sezonunda 8. olan bir Galatasaray vardı. O takımın günün Galatasaray'ından daha karakterli olduğunu düşünüyorum. TT Arena'da Fenerbahçe'ye 2-1 kaybettiğimiz maçı hatırlayın, derbiyi yaşıyorduk değil mi? Tüm sonuçlardan, o an içinde bulunduğumuz konumdan bağımsız. Peki bugün, 1-0 kaybettiğimiz Fenerbahçe maçını düşünün, maç öncesi ve sonrasını. Kim ne kadar bu maça odaklandı, ne kadar isyan etti, ne kadar şu mağlubiyeti kafasına taktı?
Galatasaray tarihinde eşi benzeri var mı bilmiyorum ama acı tabloya bakar mısınız;
İlk 5 sıradaki takımlara karşı;
Maç: 8
Galibiyet : 0 Beraberlik : 1 Mağlubiyet: 7
Atılan gol : 3 Yenilen gol: 15
Bu 5 takım da Beiktaş, Başakşehir, Fenerbahçe ve Trabzonspor. Bu 4 takıma da TT Arena'da kaybettik, tek beraberlik ise Beşiktaş deplasmanında. -12 averaj yapmışız şu maçlarda ve hala ligin 4. sırasında yer alabilmek gerçekten büyük iş. Gerçi o da kesin değil, Trabzonspor'un altına düşmek hiç de sürpriz olmayacak.
Diyordum ya tüm finalleri kaybettik diye, bu tablonun üzerineydi. Daha içeride oynadığımız Kayserispor maçı da var, bu sezon galibiyet hedefi koyulan hiçbir maçı kazanamadık. TT Arena'nın iç saha avantajı olduğu günlerin dışına çıktık. Bu tablonun başka bir örneği var mı bilmiyorum ama bu Galatasaray'ın bir karakteri yok. 2 senedir derbi galibiyeti alamadık,
Dursun Özbek yönetimi göreve geldiğinden bu yana Galatasaray'ın içine düştüğü haldir işte bu. Marka değeriyle övünürüz ya, Galatasaray'ın bence paha biçilemez hazinesidir, kendisini diğer Türk takımlarından ayıran. Eriyor işte o değer, sıradanlaşıyor Galatasaray. Elbette bugünler de geçecektir ama bu yönetim göreve devam ettiği sürece acı faturayı tatmaya devam edeceğiz..
Maç: 8
Galibiyet : 0 Beraberlik : 1 Mağlubiyet: 7
Atılan gol : 3 Yenilen gol: 15
Bu 5 takım da Beiktaş, Başakşehir, Fenerbahçe ve Trabzonspor. Bu 4 takıma da TT Arena'da kaybettik, tek beraberlik ise Beşiktaş deplasmanında. -12 averaj yapmışız şu maçlarda ve hala ligin 4. sırasında yer alabilmek gerçekten büyük iş. Gerçi o da kesin değil, Trabzonspor'un altına düşmek hiç de sürpriz olmayacak.
Diyordum ya tüm finalleri kaybettik diye, bu tablonun üzerineydi. Daha içeride oynadığımız Kayserispor maçı da var, bu sezon galibiyet hedefi koyulan hiçbir maçı kazanamadık. TT Arena'nın iç saha avantajı olduğu günlerin dışına çıktık. Bu tablonun başka bir örneği var mı bilmiyorum ama bu Galatasaray'ın bir karakteri yok. 2 senedir derbi galibiyeti alamadık,
Dursun Özbek yönetimi göreve geldiğinden bu yana Galatasaray'ın içine düştüğü haldir işte bu. Marka değeriyle övünürüz ya, Galatasaray'ın bence paha biçilemez hazinesidir, kendisini diğer Türk takımlarından ayıran. Eriyor işte o değer, sıradanlaşıyor Galatasaray. Elbette bugünler de geçecektir ama bu yönetim göreve devam ettiği sürece acı faturayı tatmaya devam edeceğiz..
JOR,
YanıtlaSilfb ve bjkten kupa almış, bjkyi ligde elinden kaçırmış ve fb'ye kaybetmişti. siz büyük maç alamıyor diyerek eleştiriyordunuz.
genel taraftar profilimizi ne yazık ki siz de yansıtıyorsunuz, sabırsızlık
Riekerink devam etmiş olsaydı görüntü bundan daha iyi olmayacaktı ki kazanılamayan bu derbilerde onun da imzası var. En azından şu yapı onun döneminde kuruldu.
SilYa da şöyle diyeyim, uğruna sabredilecek isim Riekerink değildi.
SilDURSUN ÖZBEK baskan oldugu ilk günden beri saygi ve sevgi taraftar bazinda hep eksikti adam ne yaptiysa insanlara yaranamadi maalesef iyi veya kötü hareketleri, niye acaba hic aklima yatmiyor hep bir penguen yada gariban muhabbeti döbdü durdu ellestirmeler normal ama bu adama edilenler artik ayiba kacmaya nasladi. istifa etse bu kulübe gelecek hangi baskan varki bundan daha iyi hale getirebilecek garantisi olur, sportif basari basketbol eurocup ve futbol türkiye kupasi haric bir sey yok antrenör ve transferlerdede maalesef cok dogru isler olmadi ama bence bu son senesini adama her gün istifaya davet edilcegene kulübe destek verilip yeni sezon futbol(TUDOR) basketbol(ATAMAN) onlarin istedigi oyuncular ve kadrolar olursa bence basari gelebilir taraftar destigi cok önemli sporcular icin bence secim gününe kadar artik sakinlesip desteklemek bu sezonu unutup girersek bir ihtimal secime o zaman bir iki adayda cikar sportif basari olursa 2018´e kadar borc isleride biraz daha hafiflicek. positif destek oldugu sürece kulübe yansir bir senede dayanabiliriz elbet acil degisikler olcagana.
YanıtlaSilCulio, Stancu, Lorik Cana, Baros, Kewell, Lucas Neill gibi isimler vardı o takımda; bir önceki sezon 8,5M euro'ya Keita, 7,5M Euro'ya Elano gibi isimler alınmıştı, takımın başına Rijkaard getirilmişti.. Demek istediğim, Adnan biraderlerin inanılmaz bir sportif başarısızlığı söz konusu o sezon; çok ciddi yatırımlar yapıp, elle tutulur hiç bir şey inşa edemediler, üstelik bu keyfi başarısızlıklarını hayali bir tasarruf politikasının ardına gizlemeye kalktılar.. En mütevazi transferleri olarak gözüken Stancu bile 5M Euro'ya alındı, Culio'ya 3M Euro ödendi, Pino yine 3,5 M Euro'ya alınmıştı.. Misimovicten bahsetmiyorum bile..
YanıtlaSilBence Özbek biraderlerin çok ötesindeler, tarihin en kötü GS yönetimi olduğunu düşünüyorum.. Stad açılışında yaşanan rezillikten sonra ibra edilmemeleri de Galatasaray taraftarı olduğum için gurur duyduğum anlardan birisiydi.. Bunu nasıl söylesem bilmiyorum ama o takım, yönetimden futbolculara, ciddi bir karakter zaafiyeti yaşamaktaydı..
İlginç bir şekilde,takımda çok karakterli yabancı oyuncular vardı ama yerli ve yabancılar arasında görülmemiş bir kopukluk oluşmuştu; Servet, Gökhan, Barış, Mustafa gibi oyuncular alt yapıdan gelmemiş olmalarına, sportif açıdan Galatasaray seviyesinden uzak yetenek(sizlik)lerine ve kültürel alt yapı eksiklerine (ve haliyle komplekslerine) rağmen, takım hiyerarşisinin en üstünde yer alıyor, Arda gibi takımın hem kaptanı hem oyun lideri olan, alt yapıdan çıkan çok değerli oyuncusuna, abi edalarıyla had bildiriyorlardı.
Bu seneki takıma her şeyi diyebilirsiniz, ama karaktersiz derseniz haksızlık olur; özellikle de JOR dönemi için.. Yabancı ve yerli tüm oyuncular, sezon boyunca büyük karakter gösterdiler; her şeyden önce takım oldular, takım gibi hareket ettiler. Elde yaşlanmakta olan ve öz güvenini kaybetmiş bir takım vardı, JOR kadroda radikal bir değişikliğe gitmeden geçen sene kabus gibi bir sezon geçirmiş ve rakiplerinin alay konusu olmuş bir takımı şampiyonluğa oynayacak bir duruma getirdi ve kesinlikle başarısız değildi. Şimdiki durum zaten bunu açıkça gösteriyor.
Kazanamadığımız veya kaybettiğimiz maçların çok büyük bir bölümde ciddi hakem hatalarına (tesadüf olma ihtimaline inanmanın naiflik olduğunu düşünürüm) maruz kaldık; evimizde kaybettiğimiz Kayserispor maçı bunun en açık örneklerinden (son dakikada iptal edilen gol; öncesinde verilmeyen penaltı vb..).
Riekerink'e sahip çıkabilseydik, bugün şampiyonluk yarışımız devam ederdi, buna eminim. En azından evdeki BJK maçını kazanırdık. Riekerink konusu Galatasaray tarihinin en büyük kumpaslarından birisidir; Rıdvan Dilmen'inden Mehmet Demirkolu'na Aspor'undan TRT'sine herkes ilk günden başlayarak durmaksızın saldırdı ve nihayet seyirci oltayı yuttu.
Umarın Tudor için aynı durum olmaz ve Tudor'la yeni bir yapılanmaya girebiliriz.
"Adsız" yorum yazan arkadaşımın görüşlerine kesinlikle katılıyorum. Bu tabloyu oluşturan en büyük etken Riekering'in gönderilmesidir ve ne yazık ki özeleştirinizi yapmanız lazım onun gönderilmesini desteklediğiniz ve çanak tuttuğunuz için. Hiç öyle "O olsaydı da aynı olacaktı" deyip kendinizi aklamaya çalışmayın lütfen.
YanıtlaSilDaha önceki yorumlarında Riekering'in istatistiklerini ve takımın durumunu yazmıştım. Şampiyonluk potasındaydı yakım. Nasıl başarısız bulundu aklım almıyor. Yerine gelen isim ise Tudor. Hangi başarı, hangi CV kendisini Galatasaray'ın başına taşıdı bilmiyorum. Küme potasındaki bir takımın başındaydı kendisi. Derbilerin kazanılması için Riekering'in gidip Tudor'un gelmesi gerektiğini yazdınız durdunuz ve durum ortada. Başakşehir maçınında Fenerbahçe maçınında kazanılamayacağını yazdığımı hatırlıyorsunuz değil mi? Aslında Fenerbahçe maçından sonra Tudor gider de demiştim ama sanırım tazminattan çekiniliyor.
Yönetim futbola odaklanamıyor belli ki. Maddi konulara ağırlık verilmiş olabilir, bilmiyorum ama çok bariz hatalar var ortada. Çok kolay şampiyon olunabilecek bu sezon kaybedildi -ki 2. olup Şampiyonlar Ligi potasında kalmakta mutlu edecekti beni. Bu aşamadan sonra muhtemelen 5. olacak takım ve 1 sene daha Avrupa yok. Umarım Tudor'larla falan vakit kaybetmeyizde sağlam bir teknik direktör getirip bundan sonraki senelerde eski Winner kimliğine kavuşur takım.
Sevgi ve Saygılarımla...
Biraz önceki yorumumu flavius lulianus'un yorumunu okumadan yapmıştım. Çok güzel bir şekilde özetlemiş durumu. Yazdıklarına harfiyen katılıyorum. Bravo.
YanıtlaSilAcaba biz bu sezonu değerlendirirken çok büyük hataların içine mi giriyoruz. 12 Ağustos 2017 gününde bu takımın şampiyon olabileceğine inanan var mıydı? Bir önceki sezonu diplerde bitirmişsin ve cezayı uzatmamak için kupayı alıp Avrupa hakkını almışsın.
YanıtlaSilAntrenör olarak 2015 yılında bir Galatasaraylının bile tanımadığı bir adam başımızda sezona başlıyor. Yani bu demektir ki sezona başlarken yönetimde,futbolcuda taraftarda şampiyonluk değil ilk 5 hedeftir bizim için, hatta olurda Süper kupa ve Türkiye kupasından birini alabilirsek ballı kaymak olur gözüyle bakılıyordu.
Amaç finansal açıdan Avrupasız sezonun zararlarını azaltıp bir sonraki sene Avrupa bileti almak. Bu anlamda elde işe yaramayan oyuncuları gönderip maaş bütçesini açmaktı. Hoca da zaten şampiyon olamadığı için rahatça gönderip bir sezon boyunca gizlice anlaştığımız hocayı getirecektik.
Bütün bu plana çomak sokan Süper Kupa ve sezon başı saçma pahalı transferler oldu. Bu konuda 1 Hazirandaki kafa yapısnı koruyamamış yönetimin suçu vardır.
Bu sezon Serdar Aziz Semih,Hakan,Chedjounun veremediği ne katkı verdi.
Tolga geçen sezon Bilal in veremediği ne katkı verdi. De Jonk geçen sezon Donk un veremediği ne performans verdi. Amaç eldeki performans veremeyenleri gönderip yada gönderemiyorsan onlar gidene kadar katkı alıp 2017-2018 sezonu bir şekilde kapağı atmak olmalıydı.
Sorun Samsun Cumhuriyet Meydanındaki nereye gideceğini bilememiş yönetimde. Eski teker in oraya yönleniyor sonra kararını değiştirip Atakum tarafına doğru yürüyüşe geçiyor. Biz izleyenlerede ortada bir o tarafa bir bu tarafa giden bir adamı izlemek kalıyor.