Rakamlara takılmayalım, önemli olan olgunun "felsefe" olduğu bir maç izledik. Belli ki 4-4-2 de oynayacak bu takım, 3-4-2-1, 3-4-3 ya da herhangi bir sistem. Burada temel olan bir şey var, Sneijder uğruna ölümüne 4-2-3-1 oynamamak. Sneijder de yedek kalabilir, kalmalı da, şu an formayı o hak etmiyor çünkü. Rakibe göre plan yapılır, belli bir formasyonda sabitlenmez ve her zaman sürprizleri olur bu takımın. Esas mesele "felsefe", o da mıy mıy mıy pas yapmaktan ziyade direkt ve hızlı oynayan, tempoyu olmazsa olmaz kabul etmek.
Josue'yle başlamak lazım. Tudor'dan bu yana yaşadığı değişim büyük. Tenposu, hareketliliği büyük artı sağlıyor diyordum ama Adanaspor karşısında muazzam bir 6 numara performansı gösterdi. Genç arkadaşlarımız var, Suat Kaya'yı izleyemeyen, ona yetişememiş. Suat Kaya performansıydı bu, Josue'nin değişimini tariflendiremiyorum. Adanaspor maçının da bana sorarsanız yıldızı, belki çok konuşulmayacak ama Suat Kaya da zamanında çok konuşulmazdı.
2. yarı için Linnes'i de ayırıyorum. İlk yarıda eleştirdim, ısrarla hücumda bindirmesi önemli bir artı ama bitiremiyordu. Ne şut, ne pas, ne iyi bir orta, yoktu. 2. yarıda ise sonuca gitti, maçı 4-0'a getiren bir numaralı etmen oldu. Hatta arttırayım, 2. yarıdaki görüntüsü en iyi Galatasaray performansıydı diyebilirim. Galatasaray'da sol bekte görüntüsü her zaman sağ bek görüntüsünün daha önüne çıktı, bunun nedenini o da bilmiyor. Pas oyununa yatkınlığı, kat edebilmesi belki de sol bek performansını daha parlatıyor.
Rakibin Adanaspor olması elbette etmen, görüntüleri fazlasıyla kötüydü ki Itandje'nin ilk yediği gol, penaltılar, baskıya hiç cevap verememeleri bu maçı Galatasaray adına rahat kıldı. Şu tartışılıyor, daha zorlu rakiplere karşı bu görüntü verilebilir mi gibisinden. Bunu zaman gösterir, zamanla gelişen ve değişmeye çalışan bir Galatasaray var. Tudor bir felsefe yaratmaya çalışıyor ve geldiği dönem itibariyle özellikle "tempo" noktasında şu noktaya gelmek bile başarı. Ayrıca Mustafa Denizli'nin çok bahsettiği "kuruyan dalları budayacağız" söylemini o başardı işte, Sneijder bugün yedekti, 4-2-3-1 sarmalından kurtulduk.
Maç içinde de bu değişimleri görüyoruz. 2. yarıda Tolga Ciğerci / Sneijder değişikliklerinden sonra temposunu düşürmedi Galatasaray, hücumda çılgın atmaya çalışmaya devam etti. O süre zarfında Cavanda stopere geçti, Yasin Öztekin sağ bek oldu, Sneijder'le iyice vurmaya başladık. Devamında gelen De Jong değişikliği Galatasaray'da freni çekti ve takım durdu. Tolga Ciğerci orta sahada kendini bulmuştu ama stopere geçti o oyuna girince, bu da yeni bir hareket mesela. Deniyor yani Tudor, sabit bir kalıbı yok ve bu esnekliği beni heyecanlandırıyor.
E tabii 4-4-2'yle birlikte Podolski ve Selçuk İnan da kendini bulmuş oluyor. Podolski'nin sahte 9 görüntüsü yanında bir forvet oynadığında değerli, bugün o işi iyi yaptı ve takımı yönlendirme noktasında fazlasıyla iyiydi. Selçuk İnan'ın ise en başarılı olduğu formasyon bu, önünde bir 10 numara olmadığında. İlk yarıda defansın arkasına Eren Derdiyok ve Podolski'yi 2 kere kaçırdı, sahada Burak Yılmaz olsa 2 asist yazardık kendisine.
Orta sahayı genel olarak ön plana çıkarabilirim, Yasin Öztekin ve Garry Rodrigues'in hücum etkisi de iyiydi, savunma yardımları da. Hareketliydik, tempoyu aradık ve bulduğumuzu düşünüyorum. Organizasyon noktasında sorun yaşıyoruz, o da zamanla çözülecektir. Şu an bir benlik yaratmaya çalışıyor Tudor ve iyi yolda olduğunu söyleyebilirim. Dediğim gibi, rakamlara takılmayalım, esas olan felsefe olacak..
Suat Kaya Josue ye nazaran daha çabuk, mücadeleciydi,hareketliydi.Josue nin de top tekniği,oyunu okuması, top kullanması Suat Kaya dan daha iyi.
YanıtlaSilMaçın en önemli olayı Sneijder in yedek olmasıdır.Tudor bunu yaparak G.Saray için en doğru tercih olduğunu gösterdi.
Kıyas yapmadım aslında, oyunuyla andırdı dedim :)
SilBence skor yaniltici, iyi oynamadik bugun. Rakip zayif ve topu gayet iyi bir sekilde rakip alana tasidik. Fakat bitiricilik konusunda cok buyuk zaaflarimiz var. Eren ve Poldi'nin kacirdiklari pozisyonlar sac bas yolduracak cinsten. Haftaya Basaksehir'i yenebilecegimize inanmiyorum.
YanıtlaSilMaç sonrası FB li bir yorumcu dedi ki; GS bu oyunuyla MBFK yi yenemez..Bakın sene 2017, ben neredeyse 1988 den beri ligi takip ediyorum ve maalesef bu adamlar hiç bitmedi daha da kötüsü hiç te değişmediler.Aslında GS bunlar için öyle bir distopya yaratmalı ki bu adamlar onun içinde buharlaşıp yok olmalı.Geçelim .Son günlerin popüler şarkısında denildiği gibi; GS mıknatıs gibi, bir çekiyor bir itiyor bizleri.Bu maçta gözlediğim en olumlu gelişme top kaptırıldıktan sonra en kısa sürede tekrar kazanmaya çalışma çabası.Ve evet Suat bunu yapardı, Tugay, Emre de.Öncesinde Prekazi,Uğur.İyi orta saha oyuncularının özelliğidir bu.Evet maça göre sistemi belirleyelim ve ona göre mücadele edelim.Peki futbolcular o kadar esnek mi? Rodrigues halen dar alanda şaşırıyor. Podolski iyi niyetli ancak bence çok ta umrunda değil gibi. Sneijder aynı şekilde. Geriye kalanlar, örneğin Carole bizi ikinci yapabilir mi ? Selçuk Tudor'un hata istemediği oyun kurucusu olabilir mi? Arkaya atılan toplarda savrulup giden arka üçlü toparlar mı? Sorular sorular, uzar da gider...Esas olan felsefe ise bakalım bu sorulara ne cevap alacağız ilerde...İzleyip görelim...
YanıtlaSilPodolski konusunda katılmıyorum, yani onun gamsız olduğuna inanmıyorum. Oyun tarzıyla alakalı bir sıkıntı var. Riekerink'in pas düzeni vardı, Podolski'nin sahte 9 oyunu ve kanatlara açtığı alanlar iş gördü. Tudor'un düzeninde ise sahte 9 olmuyor, rakip ceza sahasında kullanacağımız forvet hissiyatı doğuyor. 4-4-2'de iyi gördüm Podolski'yi mesela, Derdiyok'un varlığıyla, bir 10 numaranın olmamasıyla.
SilJosue orta ikilide oynadığı az sayıda maçın (riekerink döneminde 2 maç ve bu) hepsinde fark yaratti ki alınma sebebi de buydu.. Geçen sene denizlinin bitirdiği takımı riekerink selçuk emre wesley kurgusuyla canlandırmisti, bu sezon emreyi kaçırdık yerine josueyi aldık.. Nazifoglu da josue transferi için sahada wesleye yardımcı olacak üretken oyuncu almamız gerekiyor demişti, wesleyin alternatifi dememisti.. Ayrıca Bragada da benim dikkatimi bu pozisyonda oynadığı maçlarda çekmişti ve bu sezon başında en cok istediğim ve heyecanlandigim transferdi.. Konu buraya gelmişken, aslında bu sezon yapılan transferlerin hiç de kötü olmadığını görüyoruz. Elbette cok daha iyisi olabilirdi, ama medyanın galatasarayda futbol aklı yok safsatasi doğru değil, bir kere riekerink faktörü var ki, google da ismini yazınca ajax alt yapı efsanesi yazıyor, onun olduğu yerde futbol aklı yok olamaz.. Oyuna gelirsek, podolski yetenekli bir oyuncu ama bence onun yerine wesle de başlanabilirdi,ama benim gönlümde brumanin erenin yanında sürekli kanat değiştiren bir kanat forvet pozisyonunda oynadığı, wesleyin on numara olduğu, selçuk josue tandeminin kenarlarında linnes ve Rodriguesin oynadığı, ahmet, chedjou, semihli bir 3-4-1-2 var..
YanıtlaSilDostum herşey güzel ama bence gecenin kahramanlarından birisi de Ahmet Çalık di. Bu yaş da aldığı sorumluluk topu oyuna sokmadaki başarısı hırsı .... bence çok iyi yolda....
YanıtlaSilBuna ben de katılıyorum. Stoper konusunu ayrı yazacağım için çok detaylandırmadım.
SilKeşke bu taktik esnekliği ilk geldiğindede göstersetydi şuan şampiyonluk potasındaydık
YanıtlaSilRiekerink kalsa besiktasi yenerdik diyebiliriz belki ama onun dışında taktik katiliktan dolayı kaybettiğimiz puan yok sanki, rize maçı bir kazaydi, trabzon deplasmanında sorun taktik değildi bence, örneğin riekerinkin pas oyunuyla çıksak daha da zor durumda kalabilirdik, o maç biraz şanssızlık, biraz yorgunluk derken 2 şans golü ile kaybedildi, trabzonspor pozisyon bulamadan kazandı (bir tane direkten dönen pozisyonları var ama o da net ofsayt).. Hala şampiyonluk potasında sayılırız, bjk basaksehir, trabzon, fener, osmanlı gibi maçlar oynayacak daha, önümüzdeki 2 maçı kazanırsak biraz heyecan yasayabiliriz ligde:)
Silİyi de Trabzon maçında bizde pozisyon bulamadık. Sorun bu Rikerink zamanında en azından 3 tane pozisyon bulmak kesindi. Şimdi Trabzonspor ve Beşiktaş gibi maçlarda pozisyon bulamadan maçı bitiriyoruz. Tudor kafasını pozisyon vermemeye o kadar taktı ki hücum konusunda kafa yorduğuna bile şüphe duyuyorum
SilEvet ama trabzon orta sahasiz tamamen önde baskıdan ibaret bir oyun oynadı, benzer bir oyunu kadikoyde fener oynadı, gerci o maçta cüneyt çakır faktörü de cok belirleyiciydi, ama sonuçta orta sahayı gecememistik, trabzon maçında da benzeri olabilirdi.. Beşiktaş maçı için aynen katılıyorum, sisteme o kadar takik davrandı ki, brumanin kanattan topu hızla ileriye taşıması, bir ve ikinci bölgedeki hazırlık paslarimiz, brumanin kanat birebirleri, wesin 10 numara performansı gibi cok iyi yaptığımız şeylerin hiçbirini göremedik.. o maç sanki 3-4-2-1 i yerleştirmek için yapılan bir idman maci havasında oynandi ama özellikle antalya maçında tudorun bu inadından vaz geçtiğini ve brumaya serbestlik verdiğini gördük.. Hücumda Riekerink dönemine kıyasla yaşanan kısırlık, oyun formatının değişmesiyle ilgili, takim kompakt oynamaya çalışıyor, bloklar arası mesafeyi kısa tutmaya ve oraya rakibi sokmamaya çalışıyor, böyle olunca hızlı ve direkt oynamak zorunda, bu da bir oyuncu ezberi gerektir.. Topun oynandığı bölgelere baksak,riekerink dönemine göre daha hücuma yonelik bir oyun oynadığımizi düşünebiliriz ama hücumda roller henüz tam oturmadığı için yeterli etkiyi yaratamiyoruz, sezon öncesi kampı gerekiyor bunun oturmasi için.. Adanaspor maçında ise, yer yer oyun boyunu uzatarak, riekerink dönemindeki gibi topa sahip olmayı arzulayan bir anlayış vardı, farklı olarak topu hızla hücuma taşıyan ve 2. Bölge hazırlık paslarina fazla yer vermeyen, böylece bu bölgelere rakip oyuncunun girmemesini sağlayan bir oyun izledik, örneğin maç boyunca selçuk ve josuenin arasında hiç adanasporlu oyuncu görmedim, josueyi gördüğüm her pozisyonda aynı çizgide hemen solunda selcugun durduğunu görebiliyorduk, bu da hem rakibin hızlı çıkışlarını engellemeyi hem de oyun merkezini kontrol etmeyi sağladı.. Galatasaray oyunu kenarlara genişletirken de bu merkez oyuncuların arası açılmadı ve topa doğru birbirlerine yapisikmis gibi kaydilar, oysa birinci ve ikinci bölgede etkili pas oyunu oynadığımız eski günlerde (ki ben o futbolu da oldukça beğeniyordum) merkez oyuncuları mecburen çizgilere doğru açılarak birbirlerinden uzaklasiyordu ve burada top kaptirmamiz durumunda çok ciddi ataklar yiyorduk.. Bir de şunu hatırlayalım, brumanin olmadığı dönemlerde hep cok zorlandık bu sene, tudor ise bunu kırdı diyebiliriz bir bakıma, evet brumanin oyuna etkisi de bir miktar azaldı, özellikle kanatlarda serbestlik taninmazsa brumanin oyunu etkisini kaybediyor, ama bir şekilde Bruma da sisteme adapte olduğunda hücum gücümüze turbo katkısı sağlayacaktır.. İzleyip göreceğiz, ben sezon başındaki, özellikle bjk maçında, ayağa top oynayan, oyunu kontrol eden ve brumanin rakibin içinden geçmesine zemin arayan futbolu cok sevmiştim, ama şimdiki oyun anlayışını da galatasaray karakterine yakın buluyorum, wes ve brumayi da aynı anda oyuna dahil edebilirse bu takım sınıf atlar..
Silhemen hemen aynı şeyleri düşünmüşüz, Suat Kaya,Josue benzetmesi de büyük tesadüf olmuş, aynen katılıyorum. 6 numara
YanıtlaSilYeni Bülent Korkmaz doğuyor Ahmet çalık ... çok beyendim harika maç çıkarttı helal olsun biraz daha özgüven kazanırsa çok büyük oyuncu olur Galatasaray'ımızda ..
YanıtlaSilBülent Korkmaz örneği vermem, futbolcu için handikap olur bu ama gerçekten gelişiyor, geleceği var. Tudor şans onun adına.
SilSelçuk iyi oynuyor ama tolga josue tandemi nasıl olur diye de merak ediyorum, önlerinde wes ve Bruma.. Tolganin hareketliliği ve fizik gücü bu oyunu daha efektif oynamamizi sağlayabilir, bu maçta selçuk çıktıktan sonra, yaklaşık 15 dakika cok etkili bir takım izledik mesela, tolganin stopere geçmesiyle maç bitti adeta..
YanıtlaSil