Burak Yılmaz'ı sever ve beğenirim, takip edenler zaten bilir. Kendisi için de yorumum şudur, Drogba gibi bir isimle oynadı Galatasaray'da, onun altında ezildi mi? Benim cevabım hayır, aksine Drogba'yla birlikte yükseldi ve oynadığı süre boyunca "gol" noktasında Galatasaray'ın bir numaralı ismi olmayı başardı.
Geçtiğimiz sezon çok eleştiriliyordu, tepki gördü mesela. Sakatlık dönemi de oldu ayrıca, uzun bir süre de forma giyemedi ama giderken takımı adına ligde en golcü isimdi. 10 gol civarında bir golü vardı ki formsuz dediğimiz, sakatlıklarla uğraştığı bir dönem. Bu adam golcü çünkü, gol atmak işi ve bunu da iyi yapıyor.
İnsanların beklentisi nedir bilmiyorum, oyun içi katkı anlamında farklı şeyler bekliyor olabilirler. Zamanında Jardel de su gibi gol atardı ama işi gol atmaktı, takım onun üzerine oynuyordu. O dönem Jardel eleştirildi, koşmuyor denildi, garip bir algı yaratıldı ve insanların gözünden düştü. Jardel satılırken kimse demedi "bu adam neden gidiyor" diye. Buna ben de dahilim ama çocuk aklımdı, bugün olsa farklı düşünüyorum.
Lakin Burak Yılmaz neden satıldı diyemem. Zamansız gitti, o başka. Zaten o sezonu bütünüyle plansızlığa ayırmadık mı? Son gün Melo gitti, yerine kimi aldık? Burak Yılmaz'ın gideceğini, ciddi taliplerin olduğunu yaz döneminden bu yana konuşuyorduk ama alternatif olarak kimi aldık? Zamansız gitmesi ayrı nokta ama neden satıldı diyemiyorum, 8 milyon avro önemli bir rakam çünkü. Bugün hangi futbolcu değerini bulsa ve satılsa neden satıldı diyemem.
Çok yıpratılmıştı, kafa olarak burada değildi artık. Sakatlık sorunu vardı, bugün dahi sık sakatlıklar yaşıyor. Aldığı ücret, sözleşme süresi ve bonservis derken satılması doğaldır, zamansızlık dışında da doğru bir hareket. Ama Galatasaray'ın önemli bir ismiydi, bu formanın hakkını sonuna kadar verdi, işi "gol" atmaktı, attı. İnsanlar bir noktada beğenmemeye başladı, ayrı konu.
Bunu da şunun üzerine yazdım, dün attığı 2 golle takımını 2-1 kazandırdı ve attığı gollere baktığımda da klasik Burak Yılmaz golleri. İlk golünde usta bir bitiricilik, ikinci golünde ise defansın arasına sarkması ve kaleciyle karşı karşıya kalıp topu köşeye bırakması. 3 maçta 4. golü bu, sezona müthiş başladı. Türkiye'ye dönülecek deniyordu ya, sanmıyorum. Uyum da sağlamış gibi, iyi kazanıyor, kafası rahat. Galatasaray'a da dönsün istemem ayrıca, orada iyi, devam etsin..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder