İki türlü transfer hikayeleri var. Birincisi her sezon gündeme gelen ama bir türlü gelememiş isimler. Gallardo bunun en büyük örneğidir. Diğeri de kapıdan dönenler, veto edilmesi ya da son dakikada aldığı başka bir teklif sonrasında gelemeyenler. Rivaldo da o isimlerden biri. 2004 / 2005 sezonuydu, Hagi dönemi. Rivayet şöyle der, o dönem Cruzeiro'dan bedelsiz olarak ayrılan Rivaldo'yu Hagi istemedi.
Serbest bir futbolcu durumundaydı ve o dönem Galatasaray'ın gündeminde olduğunu biliyorum. Gazeteler de yazılıyordu, "Rivaldo Capone ile görüştü", "Rivaldo Galatasaray'a gelmek istiyor" gibi haberler vardı ve bu iş istenilseydi olurdu. Hagi'nin istemediği söylendi, ben öyle hatırlıyorum. Rivaldo da Olympiakos yolunu tuttu ve uzun sayılabilecek bir Yunanistan kariyeri oldu. O dönem 32 yaşındaydı, tam 4 yıl Yunanistan'da kaldı, 1 yılı da AEK Atina'da olmak üzere.
Olympiakos performansını yazayım, 94 maçta 41 gol 19 asist. AEK Atina'da ise 44 maçta 15 gol 15 asist. Yunanistan kariyeri öncesi serbest düşüşteydi, orası kesin. Barcelona'dan Milan'a transferi onun adına tam bir hayal kırıklığı oldu ve Milan kariyeri sadece 1 sezon sürebildi. Ronaldinho da benzer bir hikaye yaşamıştı, Barcelona sonrası Milan'a gitmiş ve büyük bir düşüş yaşamıştı. Rivaldo'nun düşüşü daha keskin oldu ama Avrupa'da bir şekilde ayağa kalkmasını bildi ve iyi bir Yunanistan kariyerini geride bıraktı. Galatasaray'da da olabilirdi bu, yeni bir efsanemiz olabilirdi.
Bazı futbolcuların Galatasaray forması giymemiş olmasına çok üzülürüm, Rivaldo da onların başında gelir. 2004 / 2005 sezonu Galatasaray adına maddi sıkıntıların konuşulduğu bir dönem, doğru dürüst transfer dahi yapamıyorduk. Yıldız futbolcu ihtiyacı da vardı, Hagi'nin yerini doldurmak elbette imkansız ama o pozisyonu Felipe ve Revivo gibi isimlerle doldurmayı denemiştik. Rivaldo ise zirve bir futbolcu, en azından Galatasaray için. Özhan Canaydın'ın göreve geldiğinde 3 yıldız sözü vardı, yerine getirmediği. İlk yıldız transferi Rivaldo olabilirdi ama Lincoln hamlesine kadar herhangi bir yıldız aldığımızı düşünmüyorum.
Hagi bu tarz isimlerle çalışmayı da sevmiyor olabilir, bilmiyorum. Yıllar sonra Misimovic'le sorun yaşamıştı, o dönem teknik direktörlükte de yeni zamanlarıydı. Rivaldo için de böyle düşünmüş olabilir. Tüm şartları hazırdı, Galatasaray'a gelmeyi kabul etmişti, bonservisi yoktu ve yeniden ayağa kalkmak istiyordu. Maddi sorun yaşıyorsunuz ama böyle bir fırsat hamlesi ayağınıza gelmiş, insanları da heyecanlandırmak adına muhteşem bir adım değil mi. Ergün Penbe / Conceicao orta sahasıyla oynadık çoğu zaman, onları da Ayhan Akman'la rotasyon altına alarak. 10 numaramız yoktu zaten, çift forvet oynuyorduk.
Rivaldo'yu anlatmaya gerek yok. Forvet özelliği olan 10 numaralar olur ya işte ondan. Alex'in etkisini hatırlayın, forvet özellikli bir 10 numaraydı, bir 10 numaraya göre gol sayısı aşırı yüksekti. Rivaldo ekolü işte bu ve Rivaldo'nun kanat özelliği de vardı, oyun aklı, bitiriciliği, şut özelliği zaten tartışılmaz. Önce Deportivo, devamında Barcelona ile müthiş işler yapmıştı, Brezilya Milli Takım'ının ise en büyük yıldızlarından biriydi.
Rivaldo'nun futbol kariyeri de enteresan gelişti, 43 yaşına kadar futbol oynadı. Yunanistan'dan Özbekistan'a transfer oldu ve orada da hatrı sayılır bir etki bıraktı. Sonra ülkesine döndü, devamında ülkesinden bir takım satın aldı ve orada oynadı. Angola'ya dahi transfer etti kendisini, devamında ülkesine döndü ve nihayet 2015 yılında futbolu bıraktı.
Konu konuyu açıyor, 2001 / 2002 sezonunda kritik bir Barcelona maçımız vardı. Kendi sahamızda oynadığımız ve kazanmamız durumunda Şampiyonlar Ligi çeyrek finaline çıkacağımız. O maça kadar 5 maçta 5 beraberlik almıştık, Roma ve Liverpool'un da bulunduğu bir grupta. Her maçın kendi içinde hikayesi var, trajik sonlanan. Ne olursa olsun, ipler bizim elimizdeydi ve son maçta Rivaldo'nun oynayıp oynamayacağı bilinmiyordu. Barcelona İstanbul'a geldiğinde Rivaldo'nun olmadığı açıklanmış ve müjde edasında bir haberdi, çok sevinmiştik. 1-0 yenildik ama o maçı, Luis Enrique'nin ofsayttan attığı golle.
Bu adam maaşı yüksek diye Barcadan ayrılmıştı. Tabi bu dediğimiz seneler bahsettiğin yıldın 6 sene önceydi. Takımın mali durumunu düşününce bir Ribery vakası olabilirdi eğer alınsaydı.
YanıtlaSilAyrıca Twitter da bahsettiğim gibi pek Hakan Ünsal ile anlaşamayabilirdi o sezon.
Gelse ne olurdu bilemeyiz ama belki araya bir şampiyonluk daha sıkıştırabilirdik yada 1 eksik şampiyonluk olabilirdi.
2005-2006 daki kenetlenmeyi Rİvaldo ile yapabilir miydik bilemiyorum.
Şu konuda eminim o yıllarda Rivaldo olsa duran toplarda daha fazla heyecanlanırdık. Haginin karakterinin yarısı olsa belkide bir 96-2000 serisi daha yapabilirdik Rivaldo ile.
Topla gidebilen, ortalara kafa vurabilen, çalım atabilen, pas yeteneği olan, rakibi ipe dizen,frikik atan, şut atan,enteresan gol vuruşu olan harika bir oyuncu. Yani komple bir oyuncuydu. Bu kadar kısa izleyebildiğimiz bir oyuncu olması ne kadar üzücü bir durum.
Yapabilirdik, neden yapamayalım. Yunanistan'da uzun yıllar kaldı, burada da fark yaratırdı. Maaş konusu başka, benim bahsettiğim dönemler düşüşte olduğu zamanlar. Ülkesine dönmüştü, sonra seviye Yunanistan olmuştu.
SilŞu açıdan yapabilir miydik dedim. Hasan,Hakan gibi oyuncuların etrafında şekillenmişti o şampiyonluk. Rivaldo nun gelişi o yıllardaki yabancı oyuncu sevmeyen kadromuzun biraz burun kıvırmasına neden olabilirdi. Yada belkide gelseydi 2004-2005,2005-2006,2006-2007,2007-2008 4 tane peşpeşe şampiyonluk sıkıştırabilirdik ama Sasa İliç ile tanışamayabilirdik.
SilŞimdi düşündümde Rivaldolu bir 2004-2005 kadrosu çok fena olurdu.