Tudor'un istikrarını çok eleştirdim. 3'lüye dönmesi doğru bir hareketti, bu düzen içinde mücadele eden futbolcuları ön plana çıkarması daha da doğruydu. Devamında Riekerink'in düzenine dönmesi ise benim adıma bir hayal kırıklığı oldu, hatta işi daha ileri noktaya getirdim ve "talimatla" hareket ettiğini söyledim. Bu tabloda Riekerink'ten ne farkı kalmıştı ki, o zaman Riekerink neden gitti.
Neyse, bu istikrarsızlık içinde istikrarlı hareket ettiği tek konu Nigel De Jong oldu. Ne olursa olsun şans vermedi, futbolcuların isyan ettiği, istifaların eşiğine geldiği dönemde bile. Haklıydı da, Nigel De Jong'un temposu ve atletizmi kaldırmadı Galatasaray'ı. Ligin ilk yarısının son 3-4 haftası hariç iyi oynadığı bir dönem de olmadı, o dönemi bir daha göremedi. Haliyle hayal kırıklıkları arasına yazdık kendisini, oysa benim beklentim vardı.
Leiva'yı çok istemiştim o dönem, topa sahip olmak isteyen bir takım adına ideal 6 numaraydı. Teknik özellikleriyle de ön plana çıkan, futbol aklıyla savunan, Premier Lig'en en iyi kesicilerin biriydi. Sonra Lass Diarra gündem oldu, tüm maddi zorluklarına rağmen hepimizi çok heyecanlandırdı, kendi pozisyonunun en iyilerinden biriydi çünkü. İki isim de olmadı ama, bu tabloda son gün Nigel De Jong'u bonservissiz transfer etmeyi o kadar kötü bir iş olarak görmedim.
Tolga Ciğerci muhteşem girdi lige, sakatlanana kadar ki süreçte müthiş bir top oynadı. Harika bir temposu vardı, önemli bir katkı verdi. Sonra o sakatlandı, forma bir şekilde Nigel De Jong'a geldi ama o tempoyu devam ettiremedi. Nigel De Jong denildiğinde aklımıza gelen ilk özelliği sertliği, agresifliği olur ama bundan da pek eser kalmadığını gördük. Orantısız bir sertliği vardı, eski Nigel De Jong'dan geriye bir şey kalmamış maalesef.
Haliyle Tudor'un Nigel De Jong'u kesmesinden ve Tolga Ciğerci için ısrar etmesinden daha doğal bir şey yok. Tempo arıyor Tudor ama mevcut kadroda bunu bulabilmesi zor, cevap verebilecek yegane isimlerden biri Tolga Ciğerci işte. Josue'den de bu doğrultuda katkı aldı mesela, temposuyla öne çıktı ki şans bulduğunda iyi iş çıkarıyordu ama ısrarla ilk kestiği isim oldu. Alanyaspor maçında Nigel De Jong maç kadrosuna alınmadı, haliyle ayrılığını da tescilledik..
Nigel De Jong'un alınması hataydı Hala ve hala bu adamı beğenen bir dolu galatasaraylı var tıpkı Conceaio'yu Cana'yı beğenenler gibi... Neyse işin önemli yanı Nigel De Jong'un 2.5m euroluk 1 yıllık daha sözleşmesi var
YanıtlaSilCana ve Conceicao olayı başka ama. Cana geldiğinde yaşı 26ydi, dönemin de iddialı defansif orta sahalarindandi. Galatasaray'da kalsa bence iyi iş de görebilirdi. Conceicao ise belki beklentiyle orantılı değil ama çok derinden katkı verdi. O sezon Song ve Tomas ikilisini iyi gösteren isim belki de.
Sil