13 Haziran 2017 Salı

Galatasaray'ın biten sezonu adına en'leri, bir blog geleneği olmak üzere

Biten sezona yönelik yazılara devam edelim, benim için bazı en'ler var, onları yazalım. Sizler de yorum bölümünde biten sezona yönelik en'lerinizi yazabilirsiniz. Hatırlatmaya gerek mi var diyenler oluyor ama konuşmak lazım, bir blog geleneği olmak üzere.


Sezonun Galatasaray adına futbolcusu Bruma'dır, sanırım tartışmayacağız bile bunu. Riekerink'in Galatasaray'a hediyesi diye düşünüyorum, Riekerink'in o duruşu olmasa 5-6 milyon avro gibi bir rakama PSV'e gitmek üzereydi. Bruma'yı takımda tuttu, ısrar etti ve gün itibariyle böyle bir değeri yarattı. Özellikle deplasmanlarda gösterdiği etki, kazandırdığı maçlar oldu. Galatasaray bu sezon fazlasıyla bireysel yeteneklerin ayağına baktı ve Bruma burada ön plana çıkan isimdi.


Sezonun hayal kırıklığı ise benim için Chedjou. Bu kategori için birçok ismi yazmak mümkün, sizler de başka isimleri söyleyeceksiniz ama ben Chedjou diyeceğim. Galatasaray kariyeri zaten dalgalıydı ama dip yaptığı sezondur bu. Oysa Riekerink'in pas oyununda yükselmesini beklediğim bir isimdi, o özelliğini dahi ön plana çıkaramadı. Galatasaray savunması kırılgandı, Chedjou da en büyük hayal kırıklığını yarattı.


Sezonun hakkı verilmeyen futbolcusu için ise Yasin Öztekin diyeceğim. Tolga Ciğerci'yi de düşündüm ama Yasin Öztekin daha ön plana çıktı gibi. 36 maçta 11 gol 4 asisti var, bana göre başarılı bir sezonu geride bıraktı ama beğenilmeyen bir futbolcu. Kendine göre ters tarafta yaptı üstelik bunu, sağ kanatta. İlginç bir özelliği var, en eleştirilen döneminde dahi 10 gol sınırını zorluyor ki bu sezon bunu da geçti. Bir ek daha, Tudor 3'lü savunmaya döndüğünde sağ çizgiyi de iyi kullandığını düşünüyorum.


En iyi transfer için isim bulmak zor, genel tabloda beklenen etkiyi alamadık ama Tolga Ciğerci'yi burada ön plana çıkarırım. Sakatlanana kadar geçirdiği dönemi hatırlayın, hepimiz tempo destanını yazıyorduk. Sakatlıktan iyi dönemediği doğrudur ama Tudor döneminde yine yükseldi. Taraftarın algısı öyle bir değişti ki Tolga Ciğerci ağzıyla kuş tutsa dahi beğenilmeyecek. Öyle istatistikleri var ki Mehmet Topal veya Atiba gibi isimlerin dahi önüne geçtiği. Yeni sezonda çok daha iyisini yapacak diye düşünüyorum, Tudor'la yaz dönemini geçirmeye bakıyor her şey.


Nigel De Jong ise en kötü transfer. Geldiği gün itibariyle böyle düşünmüyordum ama sezon içinde bunu görmüş olduk. Mücadelesi, sertliği, agresifliği bitmişti ki bu özellikler olmadığında geriye ondan bir şey kalmıyor. Yeni dönemde şansı yok doğal olarak, mutlaka yollar ayrılacaktır. Temposu da kalmamıştı, orta sahaya bir dirençte katamadı. 


Sezonun en göstermelik performansı diye bir kategori de açalım, bazı isimlerin performans verdiği anlar oldu ama performans noktasında aslında hayal kırıklıklarıydı. Podolski'yi ön plana çıkarırım bu kategori için, uymadı çünkü. Sezona sakatlıkla başladı, geri döndüğünde formayı aldı, görüntü verdi ama mücadelesi yoktu, ön alanda bir savaşını da izleyemedik. Hatta son dönemlerde bitirememeye başladı ki onun en iyi özelliğiyken. Galatasaray'ın önemli bir forvet sorunu vardı, bana sorarsanız Podolski'den kaynaklı.


En çok heyecanlandığım maç deplasmanda Beşiktaş'la 2-2 berabere kaldığımız karşılaşma. İlk yarıda 2-0'ı bulmak beklemediğim bir şeydi, belki de sezonun en iyi oyununu izlemiştik o ilk yarıda. İkinci yarıda ise düştü Galatasaray, Riekerink hamle yapmakta geç kaldı ve 2-0'ı koruyamadık. Son dakikada Josue'nin kaçırdığı belki de Galatasaray kariyerini sekteye uğrattı, geç ayağa kalktı. Kaybedebilirdik ama, dönüşünde Quaresma'nın kaçırdığı gol var. Epik bir sondu, sonuç itibariyle iyi görünüyordu ama 2-0'dan bu maçı kazanamamak kırılma anlarından biriydi.


En sevindiğim maç ise ilk haftadaki Karabükspor karşılaşması, 1-0 kazandığımız. Kötü oynamıştık aslında, Karabükspor'un sonuna kadar hak ettiği bir maçtı ki Tudor'u da ilk kez alıcı gözle izledik ve acaba mı sorusunu sormuştuk. Yine epik bir finaldi ama, maç boyunca tek bir pozisyon dahi bulamadık ama Chedjou'nun uzun topu ve Eren Derdiyok'un kafasıyla kazandık. Öyle bir hikaye oldu ki "acaba şampiyonluk mu" dediğim gündür, ilk haftadan böyle bir hikaye yaratmıştım. Gereksiz bir heyecanmış ama, sonu kötü oldu.


En üzüldüğüm maç ise kendi sahamızda Kayserispor'a 2-1 kaybettiğimiz karşılaşma. Çünkü o gün her şey bitti. Öyle bir haftaydı ki tüm rakipler kaybetmişti ve kazanmamız halinde Beşiktaş'la puan farkı 2'ye düşecekti. Kendi sahamızda Beşiktaş'la oynayacağımız düşünüldüğünde bu bir şampiyonluk maçıydı, kazanamadık. Sezon boyunca hiçbir finali kazanamadığımız gibi. Riekerink'in sonu olmuştu ve hak ettiği bir sondu. Geçen haftalar gibi, o gün de izlemişti sadece.


Sezonun en iyi maçı için kendi sahamızda oynadığımız ve 6-0 kazandığımız Akhisar Belediyesi karşılaşmasını söyleyebilirim. Nadir iyi oynadığımız maçlardandı ama o gün bir patlama günü gibiydi. Sezon genelinde hücumu eleştirdik durduk, rakip savunmaları bir türlü açamıyor olmamızı, fişi erkenden çekememeyi. Bu maçta 41. dakikada 4-0'ı bulduk ve 6-0'lık bir skorla maç bitti. Gümbür gümbür hücum oynadığımız, sürekli pozisyon yakaladığımız ve keyif verdiğimiz.


En kötü maç ise Başakşehir'e deplasmanda 4-0 kaybettiğimiz karşılaşma. Varlık gösteremedik, bunun başka bir tanımı yok. Tudor'un iflas ettiği bir gündü. 4-4-2 oynamıştık ama çok garip oyuncu tercihleriyle. Sneijder ve Podolski gibi isimler de 3-0'a kadar kenardaydı. Tudor'un oyuna yönelik bir hamlesi de olmadı, Başakşehir'in belki de ligde en rahat kazandığı maçı izlemiştik.


Bir kategori daha eklemiş olalım, o da Galatasaray'ın sezon içinde kaybetmemeyi en çok hak ettiği ve hakkının verilmediği maç olarak. Beşiktaş karşılaşması o da, kendi sahamızda 1-0 kaybettiğimiz. O gün çok doğru bir plan vardı, beni heyecanlandıran. Tudor çok doğru kurgulamıştı Galatasaray'ı, 3'lü savunmaya dönmesi büyük sürprizdi ve Beşiktaş'ın hücumunu da kitlemişti. O günün şartlarını düşünün, ondan daha iyisi olmazdı ama hakkı verilmedi, insanlar ne bekliyordu bilemiyorum. Belki iyi bir hücum oyunu oynayamadık ama Beşiktaş'a kıyasla kazanmayı hak ettiğimizi söylerim.


Son olarak en güzel gol, o da Bruma'nın Beşiktaş deplasmanında geldi diyelim. Eren Derdiyok'un Rizespor'a attığı gol de muazzamdı ama Bruma'nın bu sezon çalım noktasında zirvesini izledik. Müthiş bir kreatif etki yarattı sezon boyunca, attığı goller de genellikle kendi yarattığı ve bitirdiği pozisyonlar ama zirvesi Beşiktaş deplasmanındaydı..

2 yorum:

  1. Tolga'nin en iyi transfer oldugu bir sezon sanirim ne kadar berbat bir sezon gecirdigimizi anlatmaya yeter bizim adimiza.

    YanıtlaSil
  2. Benim en imi yazayım.
    En iyi futbolcu: Benim içinde Bruma
    Sezonun hayal kırıklığı: Sneijder
    Sezonun hakkı verilmeyen futbolcusu Linnes
    Sezonun en iyi transferi Garry Rodriquez
    Sezonun en kötü transferi Serdar Aziz(bütün hepsi diyebiliriz)
    Sezonun en göstermelik performansı Eren Derdiyok ve Yasin
    Sezonun en çok heyecanlandıran maçı 2-2 lik Beşiktaş
    En sevindiğim maç ikinci Gençler maçı.
    En üzüldüğüm maç ikinci Fenerbahçe maçı.
    En kötü maç:İkinci Trabzonspor maçı, ikinci Beşiktaş maçı(kendi evimizdeki maç). Rezalet oynamıştık bu iki maçı.
    En güzel gol: Sneijder in aşırtma ile attığı gol vardı.

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir