Gündemi geriden takip ettiğimi düşünmeyin, belli bir sıralamam var ve yazılar buna göre ilerliyor. Bilinen bir ayrılıktı, kısa kısa değerlendirmiştim aslında, son kez üzerinden geçmek istedim. Tuchel / Dortmund ayrılığı resmiyete kavuştu, önce Dortmund'un yapacağı teknik direktör hamlesini merakla bekliyorum, devamında Tuchel'in ne yapacağını.
Tuchel için Leverkusen iddiaları vardı, Leverkusen için büyük iş olurdu. Tuchel önemli bir teknik direktör, dostlar Galatasaray için hayal ediyor ve soruyor ama Tuchel artık o seviyeyi geçti. Proje / plan teknik direktörlerini sevdiğimi biliyorsunuz, Tuchel de öyle. Yeniden yapılanma noktasında çok iyi işler başarabileceğini düşünüyorum ki Leverkusen'in de aradığı bu aslında.
Dortmund günlerine bakarsak, geçen 2 sezonun hayal kırıklığı olduğunu düşünmüyorum. Klopp'la ayağa kalkmış, yeniden Avrupa'nın devlerinden biri olmuş ama tıkanmış bir Dortmund vardı. Son sezonu yaşanan başarısızlığı hatırlarsınız. Klopp'un da Dortmund'un da değişime ihtiyacı vardı ki bu ayrılıkları çok güzel zamanda yaşıyorlar. Yıpranmadan, kavga etmeden, dostça. Tuchel de doğru tercihti, üstelik sezon ortasında verdikleri bir kararla. Erken hareket etmek bu işin diğer sırrı, Tuchel de sanki kendisini bu göreve hazırlıyordu.
Mainz'den ayrıldıktan sonra Galatasaray'la adı geçiyordu mesela, çok andık kendisini, geleceğine şartlandık hatta. Plan / proje diyorum ya, iyi ki gelmemiş aslında. Son dakika hayatını kurtarmış diye düşünüyorum, Prandelli'ye de bir proje sunmuştuk, sonucunu gördük. Tuchel de yüksek ihtimalle aynı sonu yaşayacaktı, beklemesi doğru karardı ve Dortmund ile aradığı fırsatı buldu.
Dortmund'un en büyük sorunlarından biri yıldızları elinde tutamaması. Tutamıyorlar, Bayern Münih de dahil olmak üzere isteyen herhangi bir dev takım o ismi alıyor. Bir tek Reus kaldı diyoruz, onun da durumu ortada. Bu şartlarda zirvede tutunmak zor ama ilk sezonu Bundesliga'da başarılı oldu Tuchel. Şampiyonluk yarışında tutunamadı ama rahat bir 2.'lik aldı, Şampiyonlar Ligi'ne geri döndü. Avrupa Ligi'nde şampiyon olur diye bekliyordum ama, belki bu hayal kırıklığı olmuştur.
Keyif veren bir hücum takımı oluşturmuştu, Dortmund maçlarını izlemek büyük keyifti. Bazı isimler özelinde büyük gelişimler izledik, yeni yıldızlar kazandırdı. Weigl mesela, en büyük örnek olabilir. Mkhitaryan'ın pozisyonu değiştirmesi ve çok önemli bir yıldız yapması, Aubameyang'ı Dünya'nın en iyi forvetlerinden birine dönüştürmesi gibi kıymetli hareketleri oldu.
Sıkıntı bu sezona yönelik, maalesef Dortmund'un omurgası çoktü bir noktada. Hummels, İlkay Gündoğan ve Mkhitaryan ayrılıklarından sonra o boşluk dolmadı. Transfer döneminde agresifti Dortmund, geleceğe oynadı ve önemli potansiyeller takıma katıldı. Dembele gibi bir ismi konuşuyoruz mesela, çok iyi bir sezon geçirdi. Bunun gibi birçok isim var ama omurga çöktü, Götze ve Schürrle gibi beklentiyle gelen isimlerden hiç katkı alamadılar. Bu yönde başka iddialı hamle de gelmeyince sezon beklenen gibi geçmedi. Eminim ki Tuchel'in hayali bu değildi ve mevcut tablo onun için hayal kırıklığı oldu.
Sezona kötü başladılar, ligi Lepizig'in altında 3. bitirmek ise eminim ki beklentiyi karşılamadı. Hoffenheim'la son dakikaya kadar yarıştılar, özellikle Ancelotti'nin varlığında şampiyonluğa oynaması gerektiğini düşündüğüm Dortmund. Bu başarısızlık ve transfer sürecinde gelenler / gidenler derken Tuchel'in tüm ayarı bozuldu ve sorunlar başladı. Watzke ile yaşadığı anlaşmazlık ipini çeken durum aslında. Futbolcularla da büyük sorunlar yaşadı, düşünün artık Nuri Şahin gibi bir futbolcuyla bile sorun yaşamayı başardı. Tuchel tüm kontrolünü kaybetmişti ve takımdan gönderilmesi çok doğru bir karardıç
Dortmund için Favre diyorlar, bu doğru hareket. Nice'yle yaptıkları ortada ki tam istediği kadro yapısını bulacak. Tuchel dönemine genel olarak bakarsak ise ortada bir hayal kırıklığı yok, daha uzun vadeli düşünülebilirdi ama kontrolü kaybettiği için böyle bir şans kalmadı. Doğru zamanda bir ayrılık yine, çok daha kötüsü olmadan..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder