16 Eylül 2019 Pazartesi

Hoca istemese de yeni bir plan üzerinden yürümek mecburiyeti doğabilir


Soru / cevap konseptini seviyorsunuz, ben de bu işi sürekli yapmak istedim. Blog'da okuduğunuz ve çok sevdiğiniz bazı arkadaşlarım var, onlara daha sık gitmek istedim. Zübeyde Özcan ve Mehmet Köksal'la da Galatasaray'ın oynadığı her maç sonunda, o maça yönelik soru / cevaplar yapacağız. İlk maç Kasımpaşa, Zübeyde Özcan'la da bunu konuştuk.

Keyifsiz futbol can sıkmaya devam ediyor. Hatta her geçen sezon futbol olarak biraz daha geriliyor gibiyiz. Bazı transferlerin ilk maçı, yine " zaman" gerekebilir ama Şampiyonlar Ligi başlıyor, ligde de erken kredi tükettik. Sence bu futbol nasıl iyiye doğru yönelebilir?

Zübeyde Özcan: Geçtiğimiz sezon Şampiyonlar Ligi gruplarında oynanan 11 Aralık’taki 2-3’lük Porto maçına gittim sen böyle deyince. Bence en son o zaman uzun bölümler halinde iyi top oynadı Galatasaray. Ki maç sonunda da çoğunluk “böyle oynayın canımızı yiyin” tarafındaydı işin. Burada keyifsiz futbol değil de kötü futbolun altını çizmek gerekiyor. Ki Kasımpaşa maçı özelinde beklediğim bir durumdu, “bu maçı takım oyunundan ziyade bireysel yetenek kazandırır” diyordum ama işlerin bu kadar zora gireceğini de tahmin edememiştim açıkçası. Takıma rahat bir galibiyet yazıyordum. Beklediğim bir durumdu diyorum çünkü sezon açıldığından beri oyun birlikteliği anlamında pek bir şey göstermeyen bir takım var karşımızda. Taraftarın davranışlarına dahi işledi bu durum. Maçın zora girdiği yerde X oyuncu girsin o gol atar diyoruz. Takım şimdi toparlar düşüncesi çok uzak geliyor. O yüzden, bazı transferlerin ilk maçı olmasından ziyade bir uyum yakalayamamış olmanın verdiği genel bir problem var takımın üstünde. 

Yoksa alışma sürecinde diyebileceğimiz N’zonzi ve Falcao hiç de fena bir maç çıkarmadı. Geri kalan adamlar 1’inci haftadan beri yan yana ama kafaları henüz yan yana gelebilmiş değil. Bunda biraz Fatih Terim’in oynattığı sistemin de etkisi olduğunu düşünüyorum, birazdan konuşuruz onu. O yüzden dediğin gibi hala zamana ihtiyaç var ama ufukta görünen bir Şampiyonlar Ligi serüveni de var. Bu süreçte en azından Avrupa’da oyuna biraz daha pragmatik yaklaşmak; rakiplerin zaaflarını iyi analiz edip biraz daha kontrollü, biraz daha skoru bekler şekilde oynamak Şampiyonlar Ligi’nde mantıklı bir plan gibi geliyor bana.

Galatasaray'ın felsefesi topa sahip olma ve pas yapmak üzerine kurulsa da bunu hızlı yapamıyoruz, tempo oluşmuyor. Haliyle de topa sahip ama kısır bir takım izliyor gibiyiz. Konyaspor ve Kayserispor maçlarının belli dönemlerinde o tempoyu görsek de Kasımpaşa maçında hiç göremedik. Bu temposuzluğun ana nedenleri sence ne olabilir ve çözümü ne olarak düşünüyorsun?

Zübeyde Özcan: Tempo konusunda ciddi karın ağrımız olduğu çok doğru. Bu Kasımpaşa maçında öyle bir hal aldı ki Lemina’nın sakatlığından sonra gelen Ömer Bayram değişikliği, takıma Speedy Gonzalez girmiş etkisi yarattı. Tempo bir tık arttı Bayram’la birlikte. Bunun ana nedenlerinden biri ve bence en büyüğü -sahayı bir satranç tahtası ve futbolcuları birer satranç taşı olarak düşündüğünüzde- her oyuncunun ya şah ya da vezir olmak istemesi. Kimse piyon olup amiyane tabirle hamallık işini üstlenmek istemiyor. Kasımpaşa maçında kağıt üstünde 4-5 atar görünen takımdaki oyuncuların çoğunluğu “top ayağıma gelsin de ben de bir şeyler yapayım” kafasındaydı. Halbuki sezon boyunca ligdeki pek çok takım seni derinde karşılayacak, önüne duvar çekecek. Senin ayağındaki topu sürekli çevirmen, sürekli yer değiştirmen gerekecek ki pozisyona girebilesin. Bunun olması içinde ağır işçiliği yapacak birkaç oyuncuya ihtiyacın var. Onlardan birisi Cuma akşamı maçı tribünden takip eden Linnes mesela.

Bir de Fatih Terim’in oynattığı sistem demiştim. 4-3-3’le ilgili benim gördüğüm iki problem var şu anda. Bunlardan birincisi merkez oyunundaki savrukluk. 4-3-3’te diğer sistemlere nazaran orta sahada bir adam eksik oynuyorsunuz ve bunun açığını kapatmanız için ekstra çaba sarf etmeniz ve ekstra oyun aklı ortaya koymanız gerekiyor. Kasımpaşa maçından örnek vereyim yine; rakip, oyun içinde bazı bölümlerde defanstan Nzonzi’ye giden pas kanallarını kapattı. Defansla orta saha arasındaki bağlantı sürekli olarak koptu. Bu konuda bir alternatif üretemedi Galatasaray.

Bir başka problem ileri üçlünün topu ayağına isteyen oyunculardan kurulu olması. Yukarıda bahsettiğim hamal meselesi işte. Hücumunda üç tane vezirin var, topu kim ayağında çevirecek, işçiliğini kim yapacak? Bütün iş yükünü orta sahaya yıkmış oluyorsun hal böyle olunca. Yukarıda “bu futbol daha iyiye nasıl gidebilir” sorunun cevabını buraya bırakmıştım. Belki bir sistem değişikliği düşünebilir Fatih Hoca. Herkesin aklına ilk olarak 4-4-2 geliyor. Bana hala takımı 3 bloğa indirip kontra takımlarına karşı kale surlarından bir eksiltmek ve kanatları tek bir oyuncuya bırakmak konusu riskli geliyor. Tabi kâr-zarar hesabı yapmak lazım. Biz bunları konuşurken Belhanda’nın bir ameliyat meselesi çıktı ve durumu belirsiz. Hoca istemese de yeni bir plan üzerinden yürümek mecburiyeti doğabilir.

Falcao'nun Galatasaray formasıyla ilk maçı olduğu için neredeyse tüm ilgi onun üzerindeydi. O da ilk lig maçında golünü atarak başladı. Uyum anlamında zamana ihtiyaç duysa da birçok anda kalitesini gösterdi. Falcao'yu sen nasıl buldun ve ilerleyen haftalar adına onu daha doğru kullanmak nasıl mümkün olabilir?

Zübeyde Özcan: Bizim ekip Falcao’nun topla buluşma noktalarını ve sayılarını gösteren bir harita hazırladı maç sonrası, gitmediği yer olmamış neredeyse. O harita bile sahaya ne kadar istekli çıktığının kanıtı aslında. İlk maçına göre gayet yeterli bir performans sergiledi bence de, takım arkadaşlarının kötü görüntüsüne rağmen oyundan düşmemesi gözardı edilmemeli. Takım arkadaşlarına duvar oldu, orta sahaya indi top aldı, al-vere girdi, boş koşu yaptı, topsuz alanlara hareketlendi, pozisyon kovaladı. Elinden geleni yaptı ki bunun daha fazlasını hazır olmuş halinde göreceğimizi düşünüyorum. Daha etkili kullanmak meselesine gelince, bir Andone denemesi yapmak geçiyor içimden. Falcao’ya daha yakın ikinci bir forvet gibi oynayan, kanada göre daha içerde konumlanan, Kolombiyalıyı daha serbest kılacak asimetrik bir diziliş deneyebilir Galatasaray. Ama işte o noktada da arkada boş bırakılan kanadı etkili kullanacak bir adam ihtiyacı doğuyor. İki tarafı çamurlu değnek bu iş abi.

Kasımpaşa karşısındaki orta saha kurgusunu da konuşmak isterim. Nzonzi / Lemina gibi isimlerin varlığında Belhanda'yı doğal olarak daha öne attık ama sorumluluk alan tek kişi gibiydi. Oluşan pozisyonlarda da, hatalarda da doğal olarak o var. Rakipler merkeze önlem alıyor, doğal olarak tıkanıyor. Kasımpaşa maçında da bu sorundu. Farklı önlemler alınması gerektiğini söylemiştin, bunu biraz daha bizler için açar mısın?

Zübeyde Özcan: Yukarıda da bahsettim aslında. Tekrar geniş geniş açmayayım ama ya merkezi kalabalıklaştıracaksın ya da oyunu kanatlardan taşımanın bir yolunu bulacaksın. Bu noktada ilk alternatif daha mantıklı geliyor. Hoca bunu ya sistem değişikliğiyle ya da oyun içindeki hücum organizasyonlarına birkaç dokunuşla yapar. Orası kendisine kalmış ama taşıma suyla bu değirmen daha uzun zaman dönmez. Bence kendisi de bunun farkında.

11 yorum:

  1. Takim savunmasi diye birsey yok mesela,mutlaka 442 ye gecip hatlari birbirine yakin tutmamiz gerek,bekler malum yasli ve geri donemiyorlar,hem onlar rahat oynarlar hem de takim da savunma yapar,hoca olmayan birsey uzerinde zaman harciyor yazik su kadroya,artik kimsenin bir bahanesi kalmadi kadro konusunda malum her kotu sonucta kadroyu kotuleyen malum bir kesim var

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Takım savunması var, ben hücum için eleştiririm Galatasaray'ı. 2 senedir gelişen tek şey bu savunma hatta. Stoperler formsuz sadece.

      Sil
  2. marianocu arkadaşlar alın biraz futbol öğrenin https://twitter.com/kaideveistisna/status/1173580018754232320

    YanıtlaSil
  3. Rakiplerin kalemizin önüne bu kadar rahat gelmesi bence top rakipteyken de top bizde olduğu kadar problemli olduğumuzu gosteriyor. CL'de topu geri kazanma süresi en uzun süre alacak takımlar arasinda yine biz olacağız muhtemelen. Bu büyük bir problem çünkü Galatasaray tarihinde topu kazanma yönünde en agresif takımları kurabildiği müddetçe Avrupa'da başarılı oldu.


    Bunun yani sira nagatomo kesinlikle savunma yönüyle CL ve büyük mac oyuncusu olduğunu düşünüyorum. Sağbekte linnes + mariano yu satıp kaliteli ve hizli bir oyuncuyla o bolgeyi doldurabilseydik cok iyi olurdu. Linnes i satmak bu sozlesmeyle artik hic kolay degil.

    Bu kadronun uzun bir süre birlikte çalışmaya ihtiyacı var. Bu kadroya kesinlikle her sene 20 25 yas arasi oyuncular eklemek zorundayiz. Bu seneden sonra firsat transferi olarak bile 30+oyuncu almamalıyız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tempo yok, çok hareketsiz kalıyoruz ve top rakipteyken de ağırız. Pres gücü düşük, bu yükselmeli.

      Sil
  4. alanya-fener maçını izleyip brugge maçı için dersler çıkarılmalı.. zira ligimizde şuanda bruja ençok benzeyen takım alanyaspor 18takım içerisinde..hem taktik,hem de oyuncu profili olarak..

    YanıtlaSil
  5. alanya sahada ne yaptığını biliyor gs bilmiyor. 60 maçtır ilerleme yok. futbol dersi verecek brugge.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ama o Galatasaray da şampiyon oluyor ısrarla. Sonuç ne olur bilmem de pozitif bir durumda bloga girmeye yüzün olur mu bilemedim.

      Sil
  6. www.webaslan.com/futbol/aaa-balon-patladi-SXHBQ114240SXQ
    yapmayın bunu işte,gerek yok..evet 100milyonluk santraforu olan takım diye şişirildiler farkındayız da bakalım yarın biz ne yapıcaz..bekle puanla döneriz belki tamam at bu başlığı ozaman webaslan ancak diyeceğim şuki alanya,brugge gibi takım savunması taş gibi,kontratağı silah gibi kullanan takımlara benim rodrigezim,kruzem,100milyonluk santraforum var diye 4-3-3 yapıp,rakibe baskı yapıcam,3puanı alcam diye şuursuzca üstüne gidersen böyle takımlar adama haddini bildirir,fener bugün ben önce bir puanımı alayım diye haddini bilerek,ortasahayı kalabalık tutarak(12tane dmc en var be ersun)oynasaydı eminim bu skor olmazdı..şimdi bizimde önümüzde 2deplasman var böyle,brugge ve malatya..inşallah hoca donk gibi,taylan gibi,ömer bayram gibi alternatifleri bolca kullanır bu maçlarda ve feghouliyi,emreyi pek düsünmez umarım,dirençli defansif yönü kuvvetli oyunculara ihtiyaç var şuanda herzamankinden fazla..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Pas futbolu bu tarz deplasmanlarda iş görecek aslında, sabır gerektiren oyunlar. Belki de bunların provasını izliyorduk.

      Sil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir