Andorra karşısında kağıt üzerinde "hücum" ağırlıklı bir kadro olsa da maç içinde pozisyon karmaşası vardı. Saha içinde çok fazla oyun kurucu vardı ve doğru organizasyondan söz edemedik. Ayrıca o maçın diğer bir anlamı da panik olmuştu. O panik ve organizasyondan uzak görüntüde de 1-0 dahi olsa kazanmanın önemi bugün ortaya çıkıyor.
Moldova karşısında daha farklı bir yapı vardı. Saha içinde kavram karmaşası yaşamadık en basitinden. Kanatlarda doğru profilde isimler kullandık ve orta sahayı daha tempolu kıldık. Stoperde Kaan Ayhan'ın varlığı bile önemli mesela. Merih Demiral / Çağlar Söyüncü hattı kağıt üzerinde güçlü dursa da ikisi de aynı tipte stoper. Kaan Ayhan ise topla çıkabiliyor, geriden oyunu daha iyi kuruyor. O da tüm maçta orta saha gibiydi.
Andorra maçının Türkiye adına en iyisi Emre Belözoğlu gibi dursa da onunla oynanan oyun farklı. Topla ilişkisi doğal olarak yüksek ama tempoyu da düşüren unsurlardan biri. İrfan Can Kahveci / Ozan Tufan / Dorukhan Toköz orta sahası ise biraz daha garantici görünse de tempo olarak çok yukarıda. Ozan Tufan ve Dorukhan Toköz gibi isimler topla dikine çıkabiliyor, bu da orta sahayı çok hareketli kılıyor.
Panik olmamak da önemliydi. Amansız bir pas oyunu oynadık, 729 kere pas yapıp, 656'sında başarılı olmuşuz. Pas oyunu mümkün olduğunca hareketli oynadığınızda güzel. Tempo önemli, hareketli isimlerle oynamak zorundasınız. Moldova karşısında bu pas oyunu vardı ve panik içinde değildik. Haliyle de sonuca gitmekte zorlanmadık. 4 gol içinde de 2 golde Cenk Tosun imzası olması onu mental açıdan yukarıya taşıyacaktır.
Bu takım sempatik ve oldukça keyifli. Onca eksiğe rağmen şu maçta dahi Yusuf Yazıcı / Hakan Çalhanoğlu gibi isimleri kenardan getirebilme lüksüne sahip. 2-0'ın ardından oyunu iyi tuttuk ve bu hamlelerle birlikte fark geldi. Gollerin geneli de oldukça şık, bu da kaliteyi gösteren unsurlardan biri. Andorra sonrası Moldova deplasmanında gelen bu fark da yeniden öz güvenimizi hatırlatacak.
Doğru futbolcular, doğru yerlerde oynamalı. Deniz Türüç / Kenan Karaman kanatlarının kalitesini "mevcut" üzerinden eleştirebilirsiniz ama profiller doğru. Andorra maçında olduğu gibi kurguyu aldığınızda kağıt üzerinde kaliteli olsanız da roller çakışıyor işte. Deniz Türüç'ün sol ayağı kıymetli işte, sağda oynamayı daha iyi biliyor. Sağda Yusuf Yazıcı'yla devam etmekten daha iyi bir hamle. Yarın Cengiz Ünder gelecek, zaten oradaki seviyeyi çok daha yukarıya taşıyacağız.
Euro 2020 yolunda da hedefi hemen hemen bulduk diyebilirim. İzlanda'nın Arnavutluk deplasmanında kaybetmesi büyük bir avantaj sağladı. Beklentim şu, Fransa deplasmanında "kağıt" üzerinde bir liderlik mücadelesi verilecek. Kendi sahamızda Arnavutluk ve İzlanda'yı geçeriz diye düşünüyorum. İhtimalleri düşünmeden, herhangi bir şampiyona adına kalifiye olmaya uzun yıllardır hasretiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder