Bal yapmayan arı yorumu, atamadığı goller üzerine geliyordu

Giovani Dos Santos'u Tottenham'dan kiraladığımızda 21 yaşındaydı. Dönemin iddialı genç yeteneklerinden biri desek yanlış olmaz. Rijkaard, Barcelona'da çalıştığı dönemde onu çok daha küçük yaşlarda hazırlamaya başlamıştı. Messi'nin ardından 2. kazanım olacak diye görüyordu herkes. Rijkaard sonrası ise Barcelona'da gözden düştü ve Tottenham'a gitti. Tottenham'da da bir türlü tutunamadı, önce Ipswich, sonra da Galatasaray'a kiralandı. Tüm bunlar yaşandığında ise 21. yaşına henüz girmişti.

Giovani Dos Santos'u Galatasaray'a aldıran isim Rijkaard. Bildiği, gelişim sağlayacağına inandığı bir futbolcu. Barcelona'da denemeye başlamış ama nefesi yetmemişti. Galatasaray'da ise bunu başarabilirdi. Barcelona dönemindeki birlikteliği düşününce de hepimiz heyecanlanıyorduk. O dönem için cidden önemli bir transferdi. 7-8 milyon avro gibi de (o dönem ödeyebildiğimiz bir rakam) satın alma opsiyonu vardı. 

Futbolcuyu potansiyeline yaklaştırman halinde opsiyonunu alırdın ve çok daha büyük rakamlara satardın. Rijkaard gibi bir teknik adam düşünülünce de kağıt üzerinde mükemmel bir hamle. Kiralık olarak forma giydiği döneme baktığımızda ise performansı için ne iyi ne de kötü deriz. "Bal yapmayan arı" yorumu, atamadığı goller üzerine geliyordu. Çok fazla gol pozisyonuna girmesine rağmen bir türlü gol atamamıştı. Galatasaray formasıyla toplamda 18 maçı vardı ve 3 asist yaptı.

Beklenti de yüksekti. Jo, Goivani Dos Santos ve Neill gibi Ocak ayı transferleri gelince beklenti de büyüdü. 3 futbolcudan da beklediğimizi alabildik diyemem. Neill'in şanssızlığı kötü bir döneme denk gelmesi. Giovani Dos Santos ise o kabuğu bir türlü kıramadı. Jo'nun ise buraları ciddiye aldığını düşünmüyorum. Ne olursa olsun, Giovani Dos Santos'un yaşı henüz 21'di ve o dönem adına ciddi bir potansiyeldi. Opsiyonunun kullanılması gerekiyordu.

Sadece Rijkaard için düşünmeyin. 1 yıl sonra takımın başına Fatih Terim geçti. Böyle bir potansiyeli onun elinde düşünsenize. Zarar etmezdiniz bu futbolcudan. Biz ise hem Keita'yı sattık, hem de Giovani Dos Santos'un opsiyonunu düşünmedik bile. O dönem Adnan Polat "7-8 milyon avro'nuz varsa verin de gidip alalım" diyordu. Misimovic'e ödenen bonservisi düşünün, demek ki o para vardı. Pino'lar da bedavaya oynamadı, Lorik Cana 0 bonservise gelmedi.

Çok hızlı, patlayıcı özelliği yüksek bir futbolcuydu. Galatasaray'da solda ve en ileri uçta oynadı. Yıllar içinde ise merkeze kaydı ve 10 numaraya geçti. Villarreal, Los Angales Galaxy gibi takımlar da onu ciddi bonservis bedellerine transfer etti. La Liga'da iyi kötü bir kariyer yaptı. Sonrası MLS'de devam etti, sonrası da Meksika'ya döndü. Buralarda da çok ciddi ücretler kazandı. Hala da 30 yaşında, ilginç taraf orası.