Eleştiri ve linç arasında ince bir çizgi var, en azından bizde. İstenilmeyen 1-2 görüntü sonrası, o ana kadar güzel olan her şey unutuluyor. Pandemi sonrası oynanan maçlar adına Ömer Bayram eleştirilebilir. İyi durumda değil çünkü. Rizespor maçını felaket oynamıştı, Başakşehir karşısında da kötüydü. Ligin genelindeki Ömer Bayram'dan uzaktı diyelim. Bazısı eleştiriyor tabii de, bazısı da işi linç boyutuna getirdi. Ömer Bayram'ın felaket bir futbolcu olduğu iddia edilir olmuş.
Bu da beklentiyle alakalı. O beklentiyi aşan da kendisi oldu. Öyle bir beklenilmeyen katkı ki, insanlar çok daha fazlasını istiyor. Oysa bir sınırı var ve Ömer Bayram'ı o sınırlar içinde değerlendirmek lazım. Ligin ilk yarısında takımın hareketsizliği bazı isimleri ön plana çıkardı. Başta Lemina, sonra da Ömer Bayram'ı. Ömer Bayram o istikrarına ligin 2. yarısında da devam etti ve ligde oynadığı 24 maçta 10 tane asisti var.
Yine de sınırlı bir futbolcu. Orta sahada şu görüntüyü verebilmesi dahi beklenilmeyen bir şey. Burada süper yıldız olmayacak, takım oyuncusu. Rotasyonda iş yapacak, yeri geldiğinde formayı alacak. Bunu da hem orta saha, hem de sol önde yapacak. Sol bek dönemi bitti artık, orada düşünmemek gerekiyor. Pandemi süreci sonrası kötü başlasa da, bir yerde toparlar. Yeter ki üzerindeki yükü hafifletelim ve kadroya doğru takviyeler gelsin.
Takımın en az kazanan futbolcularından biri, bu da unutulmasın. Ahmet Çalık'ın yarı ücretine oynuyor. Hatta yarı ücretinden de az. Az paraya büyük katkıyı vermiş işte. Sınırlarını zorlamış. Daha üstü beklenti anlamsız olacak ve futbolcuyu da yıpratır. Maksimumu dahi bu takımın rotasyonu adına olabildiğince önemli. Tempolu, olabildiğince hareketli, topu öne taşıyabilen ve sol ayağını iyi kullanan bir futbolcu. Tek yapmaması gereken, yapamayacağı işleri zorlaması.
Başakşehir maçındaki eleştiri de bundan kaynaklı. Bazı işleri çok zorladı ve hepsinde topu kaptırdı. Belhanda'yla birlikte de olabildiğince etkisizdi. Orta sahanın merkezinde bu kadar etkisiz kalınca işiniz zorlaşıyor. Rizespor karşısında bunu da yapamıyordu, haliyle de 45. dakikada çıktı. Toparlar o da, şu sezon bir an önce bitsin. Sonrasında sözleşmesi de yenilenir, sadece 1 yılı kalacak ve bunu hak etti. Rakamının da Türk Lirası bandında artması gerekecek.
bir grup taraftarımız saygısız. en hafif tabir bu. saygısız. ve kendilerini rahatlatma cümleleri de şu: gs taraftarı vasatı sevmez.
YanıtlaSilvay be. biz vasat seviyoruz o zaman öyle mi? paşalara bak hele.
fiyat performans diye bir şeyden habersizler. avrupa ve türkiye gerçeklerinden habersizler. sadece sosyal medyada yangın yapıyorlar.
ömer dışında bence okan da. gayet yetenekli bir kaleci. keşke kaleyi teslim alsa. hem yetenekli hem de galatasaraylı. ayrıca türk bir kaleci çok önemli! yabancı sınırı yolda çünkü.
muslera gibi bir efsane yerine geçmek kolay mı? maç eksiği kolay mı? tuhaf hakem kararları kolay mı? buna rağmen önemli kurtarışlar yaptı. ama 180 dakikada gördüler maşallah. çöp! sıradaki gelsin. o da çöp!
2 maça bakıyor bir de her şey. Geçmiş bir anda unutuluyor. 2 ay önce başka konuşuluyordu oysa. Şartları düşünen yok, sonra olacaklar akıllara dahi gelmiyor.
SilSıkça karşılaştığımız bir durum. Burak Yılmaz’ı da ıslıklarla uğurladık Çin’e. Oysa gol kralı oldu, çok çalışarak kafa golü atmaya başladı, kulübe aidiyeti yüksekti. Buna benzer olaylar rahmetli Seba’ya bile yapıldı. Bunun nedeni bir spor kültürümüzün olmayışı. Sadece kazanma var. Onun dışındaki durumlarda geçmişteki hizmetleriniz ne olursa olsun suçlusunuz. Ben bu durumu gladyatör dövüşlerine benzetiyorum. Kazanırsan alkış, ikram kaybedersin ölüm. Bu anlayışın hakim olmasının en büyük nedeni yöneticilerin illaki şampiyonluk vaadi, herkesi düşman, kendilerini mağdur göstermeleri. Yazık ki bu yönlendirme taraftarda hala karşılık buluyor. Bu sene bambaşka bir oyuncuya dönüşen Ömer Bayram’da kötü oynadığı 1-2 maç sonrası bu durumu yaşadı. Ömer Bayram kaka, yaşasın Göksel Gümüşdağ karşısında yerlere kapanırcasına ceketini ilikleyen, kulübe hakaretler yağdıran Rize başkanına plaket veren Abdurrahim Albayrak.
YanıtlaSilElimizde olanı değersiz kılıyoruz, oysa öyle değiller.
SilÜlkemizdeki futbola bakış açısını gösteren bir durum. Bir oyuncu her maç çok iyi olmak zorunda birkaç maç düşerse çöp ilan ediliyor. Halbuki Ronaldo veya Messi değilse her futbolcunun birkaç maçlık hatta bir devrelik bir sezonluk durgunluk dönemleri olabilir. Bunlar hoş görülerek futbolcu kazanılır.
YanıtlaSilEleştiri tamam da, iş linç boyutuna gelmese :(
SilGüzel bir başlık kısa ve öz ,ömer özelinde ama öncesi sonrası ile pürü halimiz keskin kılıcını çekip herdaim kurbanını trübün de ve sosyal mecralarda bekleyenlere..
YanıtlaSilPusuda bekliyor herkes..
Sil