Avrupa deplasmanlarında henüz gol yemedik. Barcelona karşısında da bu görüntünün devam ediyor olması muazzam. Nelsson / Marcao uyumu muazzam, bence Avrupa'daki en büyük kozlarımız. Sürekli "odağı kaybetmiyoruz" diyorum ya, söylemim biraz da bu 2'li üzerinden. Barcelona deplasmanı bu 2'linin yanına Pena ve Boey'i de yazdık. bu 4'lü çok güçlü savunma performansı verdi ve böyle bir rakibe aman dahi vermeden oradan ayrıldık.
Pena için birçok yazı yazdım. Transfer edilmeden dahi neler söylendi. Klasik "ön yargılar" işte, direkt olarak hüküm veriliyor. Benim de yanıldığım yer var elbette. Günü kurtarır diye düşünüyordum, o ise bambaşka bir hikaye yazmak peşinde. Benim için önemli nokta ayaklarının titremiyor olmasıydı ve bunu Göztepe deplasmanında söyledim. Barcelona deplasmanında da aynı şekilde devam ediyor olması, ondaki ciddi potansiyeli herkese göstermiştir.
Boey ise bu sezonun şanssız ismi. Avrupa Ligi'nde boy gösteremedi desek yeri. Sezona müthiş girdi, devamında yaşadığı ciddi sakatlık ve o şekilde ilerleyen süreç. Geri dönüşü de sancılıydı, hiç iyi görüntü vermedi. Fizik olarak toparlanması sonrasında yapabileceklerini izledik. O da ciddi bir potansiyel ve savunma performansıyla ön plandaydı. Temposu zaten harika da, savunmada güçlü kaldığında rakip kim olursa olsun büyük koz. Şu sakatlıkları yaşamamış olsa sadece kendisi değil, Galatasaray da bambaşka bir hikaye yazabilirdi.
Son oynadığımız Avrupa maçının üzerinden bir zaman geçti. Arada geçen tonla badire ama Avrupa'daki görüntü aynı. Tazelenen öz güvenler ve yeniden yükselebilirim diyen futbolcular da cabası. Taylan Antalyalı ve Berkan Kutlu da o listede işte. Bu öz güveni kaybetmeden, yükselerek devam etmeliyiz. Torrent de ciddi bir sınavı geçti diyelim. Maç planı oldukça iyiydi. Bu inanmışlık bizlere umarım turu getirecektir. Taraftar da inanacak çünkü. Maç öncesindeki o "fark yemesek" iyi düşünceleri yerini "Avrupa kimliği" diye haykıran insanlara bıraktı.
Pulgar dahil, yönetim, Campos ve Torrent Ocak transfer dönemini başarıyla kapattıklarını gösterdiler. Ben kendi adıma Babel'in sözleşmesinin feshedilip Gedson transferinin yapılmasını, hatta Omar'ın kiralanıp Oğulcan'ın kadroda tutulmasını istemiştim, fakat Omar'ın katkısının hem kendi geleceği hem de Boey'in üzerindeki olumlu etkileri göz ardı edilemez. Babel'de fizik avantajıyla katkı vermeye devam ediyor, elbette onun yerine Solbakken'i tercih ederdik ama klübün Ocak ayında yeni maliyet yükü altına girmek istememesini de anlayışla karşılamak gerekir. Bu noktada, yönetimin Terim'le ayrılık kararı almasının bir sebebinin de transfer konusundaki fikir ayrılıkları olabileceğini göz ardı etmememiz lazım, yani basın toplantısında Burak Elmas'a ne kadar kızsak ta hiç bir zaman Terim'i itibarsızlaştırmaya çalışmadığını, hatta görevden alma kararını iletirken sportif direktörlük teklif ettiğini belirterek Terim'in şimdiye kadar aldığı tüm sportif kararların arkasında olduğunu beyan ettiğini hatırlayalım.
YanıtlaSilBen sportif direktörlük teklifinin de içten olma ihtimaline inanıyorum, zira Işıtan Gün'ün Torrent ile Terim'in yardımcılığı için konuştuk sözündeki gerçek anlam da bu olabilir, belki böyle bir formülü gerçekten düşündüler, kulübede Torrent olacak ve o da Terim'e bağlı olacak gibi, Campos'un danışmanlığı da bu formül içerisinde gerçekleşebilirdi. Tabii yönetime hiç güvenim yok, bunlar "umarım böyle olmuştur" varsayımları..
Terim'le ayrılma kararına çok tepki göstersem de, böyle bir karar verildikten sonra uygulama tarihi zamanlama açısından doğruydu, yine Terim yine yıldız bir isim arayışına girip zaman kaybetmeden Torrent'in getirilişi de doğru bir hamleydi. Torrent gelir gelmez yeni transfer talebinde bulunmak yerine kadroyu 23 kişiye indirme uğraşına girdi; Oğulcan, Aytaç, Yedlin'i gönderdi. Oyun şablonuna karar verdikten sonra oyuncuların rollerinde değişikliğe gitmedi. Alternatifli mevkileri rotasyonlu kullandı ve bu sayede Boey/Omar, Mostafa/Gomis, PVA/Omer, Babel/Emre, Cicaldau/Feghouli ikililerini hazır hale getirdi. Taylan/Pulgar için de benzer bir süreci izleyeceğiz büyük ihtimalle, zira Taylan'i korumak istediğini belirtti. Bununla birlikte, Morutan ve Halil Dervişoğlunu kadro fazlası ilan etmiş oldu, ve kadro içinde Berkan'a alternatif üretemedi- başlangıçta kafasında çift pivot kullanarak 4-2-3-1 diziliminde oynamak vardı, bu tutsaydı Taylan-Berkan-Pulgar'i aralarında rotasyona sokarak sorunu çözebilirdi ama bu format tutmadı ve 4-3-3'e geçtik. Bence Morutan'ı 8 numarada Berkan'la rotasyon içinde düşünebilirdi, Terim'le bunu yaptık, tabii Terim Morutan'ı 8 numara oynatırken 6 numarada Taylan yerine Berkan'ı tercih ediyordu, Taylan ve Morutan şeklinde bir 6-8 hiç izlemedik, ama
Morutan'ın pres yapabildiğini gördük, diğer defansın sorumlulukları üstlenebilir mi bilmiyorum ama ligde denenebilir. Halil'e ise bu rotasyonda pek yer yok gibi, Berkan yerine Gedon olsa, belki zaman Taylan-Gedson-Halil deneyebilirdi ama Taylan-Berkan-Halil ile oynarken bağlantı sıkıntısı yaşayabiliriz.
Sonuç olarak orta saha rotasyonu hariç belirli bir seviyede dengeli bir kadro yapısını oturtmuş gözüküyoruz, çok iyi bir stoper ikilimiz var ve o seviyede alternatifleri yok ama yine de Semih ve Alparslan gibi tecrübeli Türk oyuncular ihtiyaç durumunda boşluğu doldurabilirler. Bek rotasyonumuz yeterli, Muslera da döndüğüne göre çok iyi bir kaleci rotasyonumuz var. Mostafa-Gomis'i küslük olmadan rotasyonda kullanmamız büyük avantaj. Kerem'in arkasından oyuna girdiği son iki maçta BAY çok iyi görüntü verdi. Babel-Emre rotasyonu da kabul edilebilir.
Taylan/Pulgar-Morutan-Cicaldau üçlüsünü bir maç olsun izlemek isterdim, böylelikle orta saha rotasyonumuzu zenginleştirmiş olurduk, Berkan'ın da dinlendirilmesi gerekebilir sonuçta.
Campos'un Ocak transferinde bir dahli yok. Yaz dönemi göreceğiz o yeteneklerini. Omar ve Babel konusunda sana katılıyorum, benzer düşünüyoruz.
Silİyi bir plan oldugunda Babel ve Feghouli bile katkı verdiler takıma. Tabii ki başrolde stoperler var fakat takım olarak da kötü oyuncu yoktu nerdeyse sahada
YanıtlaSilPlan iyiydi, onlara verilen roller doğruydu.
Sil