Tozlanmış parçalı #30; Ahmet Çalık

Dünya beyefendisi, mükemmel bir insan. Hakkında 1 tane mi kötü konuşan insan olmaz. Gencecik yaşta, hiç olmadık bir kayıp. Yattığı yerde huzurlu ve rahat uyusun. Yolu da iyi ki Galatasaray ile kesişti. Oynadığı dönemde, genç futbolcuların en sevdiği isimdi. Gençler sürekli onun etrafındaydı ve eminim ki çok şeyler öğrendiler. Onun da Galatasaray'a katkısı çok oldu. Kazandığı 2 şampiyonluk ve kupalar var. Unutmayacağız..

Gençlerbirliği'nde oynadığı dönemde, ülkenin en potansiyel sahibi gençlerinden biriydi. Çok genç yaşlarda kaptan olması, lider özelliğini yansıtıyordu. Galatasaray'da gençleri etrafında toplaması da bence bu özelliğinin göstergesi. Gençlerbirliği'nde müthiş bir çıkış yakaladı, sonrasında da hayallerinin takımı Galatasaray'a geldi. Galatasaray'da geçirdiği 2.5 sezon var. Kazanılan başarılarda pay sahibi, takım için net bir alternatif.

Beklenti daha farklıydı da diyebilirsiniz. Potansiyeli onu gösteriyordu çünkü. Sonraki sezonlarda ağırlıklı olarak kenarda olsa da, stoper rotasyonunun iyi bir parçasıydı. Ne zaman görev gelirse de, elinden geleni yaptı. Konyaspor'a gittiğinde yeniden doğuşu yaşadı aslında. İlhan Palut dönemi özellikle. Abdülkerim Bardakcı ile birlikte müthiş bir 2'li oldular ve yeniden büyük takımları, Ahmet Çalık için de konuşur olduk.

Hala da Ahmet Çalık'ın boşluğunu dolduramadılar mesela. Vefat ettikten sonra da, o boşluğu derinden hissettiler ve düşüş yaşadılar. İyi bir savunmacıydı. Hızlıydı, mücadele gücü yüksekti, iyi kesiciydi ve boyuna oranla, ciddi de bir hava hakimiyeti vardı. Sorunu belki topla ilişkisi derdik de, o da gelişiyordu. Yeniden yukarıya oynamak üzereyken, maalesef aramızdan ayrıldı. Türk futbolunun en acı kayıplarından.