İsmail Hacıosmanoğlu, yeni sezonda yabancı sınırının kalkacağını ve belli kriterler getirileceğini söylüyor. Bence en uygulanabilir kuralı Fatih Hoca getirmişti. 14 + 14 dediğimiz düzende, yabancı sayısı 14'le sınırlandırılmıştı. İlk etapta da "yerli teşviği" vardı ama bu kaldırılmıştı. Kaldırılmamış olsa, daha fazla yerli oynatanın elde edeceği ekstra gelir vardı ki Anadolu için değerliydi. En uzun süren yabancı sınırı bu kuraldı. Çünkü en uygulanabilir olanıydı. Sınırsız yabancıya da bir noktada karşıyım. İlk 11'de sınırsız olması güzel de, geniş kadro içerisinde "yerli" ile alakalı belli zorunluluklar da şart. Avrupa oynamayanın, boyuna yabancı kullanabileceği bir düzenin de mali faturası acı olur. Dövizle iş yapıyorsun çünkü, yabancı çöplüğü haline gelmek de mümkün. 14 + 14'e geri dönmeliydik bence. Yerli teşviğini de geri getirerek. İlk 11'de zorunlu yerli kullanma işinin pozitif bir katkısı olmasa da, bütünüyle sınırsız olacak yabancı işinin yaratacağı problemler olur. Alt liglerde de yabancının ne işi var denilmiş. Buna da karşıyım mesela. 1. Lig'de belli sayıda yabancı olmalı. Oynatacak iyi yerli bulmak da mesele çünkü. Fatih Hoca, Milli Takım'ın başındayken bu kuralı getirmişti. Montella haricinde, başımızda olan yabancı teknik adamların dahi yerli diye ağladığı ortamda bunu yapabilmek vizyon işiydi.
Kaba bir tanımlama olacak ama ağız ishali diyeceğim. Yüksel Yıldırım'ın konuşmadığı bir gün var mı? Fenerbahçe maçıyla alakalı bir gündem bence yok ama bunu yaratmaya çalışıyor. Geçen sezonu hatırlayın, Fenerbahçe'nin sahasında 1 puan kazandı ve kapı kapı dolaşıp, resmen özür diledi. Galatasaray'a kaybetmelerinin ardından ise kendi futbolcularını suçluyordu. Ne oldu, gün sonunda Taylan Antalyalı'yı sana bırakmadılar. Fenerbahçe'nin üzerinde baskı oluşmuyor, tüm yük Samsunspor'un sırtında. Öyle bir beklenti ve baskı ortamı oluşturdu ki Samsunspor'un bu maçtan istediğini alabilmesini zor görüyorum. Hayatın merkezi, olmazsa olmaz bir maç haline getirdi. Bu baskı havası da Fenerbahçe'ye yarayacaktır. Belki de kaybetmenin yolunu yapıyordur. Şaşırmam asla. Ali Koç ile öyle iş ilişkileri var ki. Geçen sezon da kapı kapı dolaşıp, neredeyse özür dilediğini unutmuyorum. Kerem Aktürkoğlu satışını dahi yorumladı. Sana ne.. 2. takımım Galatasaray diyor, bize ne.. Yazık edecek Samsunspor'a. Tek beklentim "taraftar" olacak, ipler onlarda.
Kerem Aktürkoğlu, Benfica’daki ilk maçından itibaren en çok gol beklentisine giren ve beklentileri en çok gole çeviren futbolcu konumunda. Kerem Aktürkoğlu'nu doğru konumlandırdığınız an istediğinizi alırsınız. Doğru konum da, onu rakip kaleye olabildiğince yaklaştırmak. Çünkü golle yaşıyor, tabelasıyla var oluyor. Montella, Kerem Aktürkoğlu'nu İzlanda maçında çok doğru kullandı. Kenan Yıldız'ı sol tarafa atıp, Kerem Aktürkoğlu biraz daha sahte 9 gibiydi ama hücumdaki 4'lü bir anlamda forvet. Okan Hoca da hatırlayın, Zaha'yı sol, Kerem Aktürkoğlu'nu forvetin arkasında kullanırken bunu amaçladı ama sabırsız taraftarın kurbanı oldu. Atletico Madrid söylentileri var, Griezmann'ın arkasına ya da sonrasına bu tarz bir düşünce mutlaka oluşur. Bugün oluşmaz da, yarın mutlaka. Galatasaray'da oynarken de diyordum, Griezmann tarzına evrilmeli. Benzer yollardan geçiyorlar. Griezmann da ilk etapta kanattı, sonra forvetleşti. Kerem Aktürkoğlu da bu değişimi sağlarsa, bir üst basamakta yeri hazır.
Salim Manav, Manchester United'in Montella'yı teknik direktör listesine eklediğini söylüyor. Montella, düşüş içerisindeyken Adana Demirspor'a geldi ve burada dirilen forvetler misali hayata döndü. Ödülü de Türk Milli Takım'ının başına geçmesiydi. Türk Milli Takım günleri de başarıyla ilerlemekte. Jenerasyonu iyi kullanıp, takım olgusu oluşturdu. Hem iyi futbol, hem de sonuç var. Cv'sine bakınca da, yeniden devlerle anılıyor olması doğal. Tabi bu süreç, 2026 Dünya Kupası'ndan sonra ilerler. Dünya Kupası'na katılacağımızı düşünüyorum ve orada iyi sonuç alabilirse, mutlaka önemli bir deve imza atar. O olmazsa da, Türkiye'de 3 büyükler arasında yeri hazır. Önemli bir teknik direktör. Oyun tarzını, futbolcuya yaklaşımını, iletişimini çok beğeniyorum. Türkiye'yle de iyi bir kimya yakaladı. Bunun bozulmasını istemem ama uzun yıllar Milli Takım'larda devam edeceğini düşünmüyorum.
şu kriter kadar boş muhabbet yok.. tam futbolu yöneten kafalara layık vasat altı açıklamalar. hele milli takım kriteri diye söyledikleri şeyler kahkaha sebebi. öyle şeyler diyorlar ki
YanıtlaSilgomis i alamazsın. fransa milli takımına seçilemiyor diye :)
mariano alamazsın. dani alves i kesemiyor diye :)
icardi alamazsın. arjantin kapısı kapalı diye :)
Yaş kriteri tam manasıyla saçmalık. Zaten uygulanamaz. İmkanı yok.
SilYabancı sınırının 7-8 gibi sınırlandırılması bize yarardı,çünkü en iyi&istikrarlı yerlileri biz buluyorduk..bunu gördükleri için yerine sınırsız yabancı getirdiler bu da bize yarar..çünkü rakipler bize göre tam bir yabancı çöplüğü..şu anki mevcut sistemse biraz daha eşitlik sağlıyordu..alınan yeni kararla hoca istikrarı sağladığımız sürece önümüzdeki yıllarda da ilk sırada yer almamız kesinleşti gibi..ayrıca en iyi squating de bizde..hatta rakiplerimizin bizden sadece kopyala yapıştır uyguladığını düşünüyorum..bence önümüzdeki yıllarda en büyük sorunumuz içerdeki rakipsizliğimiz olacak..bir nevi kendi ülkelerindeki bir dönem bayern,psg hegamonyası gibi birşey yaşayacağız biz..avrupa başarısızlığı da getirir ama önümüzdeki 3-4yıl seri şampiyonluklar getirir bize..en önemli sezon bu sene..osimhen ve halâ bir isim olan icardi bizde..bu seneyi ciddiyetle şampiyon tamamlayıp önümüzdeki dönem zirvenin yalnızlığını yaşayacağımız yılların zevkini çıkarmaya hazırlanmalıyız..
YanıtlaSilYarardı ama yerlinin maliyeti çok artacaktı, o da başka sorunları beraberinde getiriyor. Yerli scoutingimiz o kadar da iyi diyemem..
SilYabancı sınırı değil yerli zorunluluğu olmalı ve çok net kriterleri olmalı. Mesela altyapıdan yetiştirmek gibi gerçi o zaman da bize yaramaz çünkü Okan hoca altyapı oyuncularına karşı bildiğin düşman askeri gibi davranıyor.
YanıtlaSilAvrupa listelerindeki kuralı al aynen uygula. Hiç düşünmeye gerek yok.
Sil