22 Kasım 2024 Cuma

Galatasaray'ı özel kılan tablo "fotoğrafta" mevcut


Galatasaray'ı özel kılan tablo "fotoğrafta" mevcut. 25 yaşında, "prime" seviyede ve kiralık olarak takıma katılmış Osimhen, futbola yeni başlamış edasıyla mutlu. Her fırsatta aidiyetini dile getirmesi de araştırılması gereken tez konusu. Ziyech ve Batshuayi bu takımın "rotasyon" parçaları ama sanki her maç 11 başlıyorlarmış gibi gülüyorlar. Ziyech için gamsız, mutsuz, heyecansız derler ama Galatasaray formasıyla yüzünün gülmediği bir an hatırlamıyorum. Önceki sezonlara inince de, Icardi'den başlar, sonunu getiremeyiz. Galatasaray'a mutlu olan bulur, huzursuzluk çıkaran ise ayrıldıktan sonra da gittiği yerde düşüşüne devam eder. Sadece huzursuzluk diye kısıtlamayalım aslında. Angelino örneğini vermek gerekirse, huzursuzluğu yoktu ama hayal kırıklığıydı. Galatasaray'dan ayrıldıktan sonra kendini buldu dediler, gün sonunda aynı çizgisinde devam etmekte.

Huzursuzluğu çıkartan Zaha'ydı. Kendisini Galatasaray'dan büyük gördü, en büyük yıldız zannetti, takımı onun üzerine kurmamızı bekledi. Osimhen dahi Icardi'ye saygıda kusur etmezken, Zaha'nın egosunu çekmek zorunda kaldık. Takımdan ayrıldı, nefes almaya başladık. Lyon'da da aynı sıkıntıları yaşıyor ve görünen o ki sezon sonuna kadar kendi başına çalışmak durumunda kalacak. Galatasaray'da tutmamış görünen ve Okan Hoca için "kazanamadı" eleştirisi" yapılan hemen hemen tüm isimler, gittikleri yerlerde de hayal kırıklığı durumundalar. Kazanılan kazanılıyor zaten. 2.5 sezonda kazanılan isimleri tek tek saymaya gerek var mı? O zaman da "kaçı Okan Hoca transfer edildi" diye bomboş bir yorum alınıyor. Her futbolcu belli dönemde transfer edilir ama gerçek ivmeyi kazandığı döneme bakılır. Buna bakmayanın amacı belli zaten, konuşmayalım bile.

96 - 2000 dönemine bakın. 96'da Fatih Hoca göreve geldiğinde, yerli iskelet hemen hemen önceki sezonlardan kalmaydı. Çoğu futbolcuda Fatih Hoca'nın dokunuşunu gördük ve o kazanımlar kendisine yazdı. Burak Elmas dönemi, Fatih Hoca'nın yaptırdığı çoğu transferin hakkını veriyoruz. Cicaldau ve Morutan tutmamış olabilir de, Boey, Barış Alper Yılmaz ve Nelsson gibi isimleri kim inkar edebilir? Boey ve Barış Alper Yılmaz'ın gelişiminde, geldikleri noktada Okan Hoca'nın dokunuşu da iknar edilmemeli. Boey bugün 30 milyon avro'ya gittiyse, bu büyük oranda Okan Hoca'ya yazdı. Oynanan oyun, hocanın futbolcuyu kullanım tarzı ve dokunuşu önemli. Barış Alper Yılmaz desek, Okan Hoca'nın başlı başına ustalık eseri. Bugün oynamadığı mevki yok ve büyük joker. Avrupa'da bahsi geçen bir isme dönüşmüşken, bu da Okan Hoca'ya yazacak. Böyle öyle örnekler var ki "at gözlüğü" kullanmayanın görmemesi imkansız.

İletişim noktasında tartışmayacağım gibi "futbolcuya dokunuş" tarafında da Okan Hoca'ya eleştiri getirmem. Getireni de art niyetli görürüm. 2.5 yılda geldiğimiz seviye, kazanımlarımız ortada işte. Belli dönemlerdeki transfer politikaları eleştirilir ama gün sonunda ne kazandığına bakılır. Bu döneme bakınca, transfer politikan da doğru. Bu doğruluk da devam edecek gibi görünüyor. Arias gibi isimlerin peşindeyiz. Yıldız değil de asker isim ararken, en iyisini almaya çalışıyoruz. Gelen futbolcu mutlu oluyor, burada kalmak için debeleniyor. En yıldızı da böyle yani, Osimhen'i görüyorsunuz işte. Oynadığın futbol da keyif veriyor, futbolcu niye mutsuz olsun ki? Oynamayan mutsuz olur, bu da doğaldır. Yine de o oynamayan "sorun" çıkarmaz, ayrılmak istemez. Ziyech ve Batshuayi de bu konunun örnekleri. Kerem Demirbay için mutsuz deniliyor ama ayrılmak istediğini düşünmüyorum mesela.

2 yorum:

  1. Gökdereli Halil- Bugünkü z kuşağı Galatasaray taraftarına imreniyorum. Hiç garibanlık görmediler, yaşamadılar. Mesela ben 81 doğumluyum. Benim çocukluğum Beşiktaşın şampiyonluklarını görerek geçti. Çok zor günlerdi. Derbilerde de dominanttılar. 92 de Kalli gelene kadar doğru düzgün Beşiktaşı yenemiyorduk. Z kuşağı bu güzel günlerin kıymetini bilsin. En ufak tökezlemede Okan hoca gitsin veya falan futbolcu çöp demesin. Belki yazınla alakasız oldu ama burada şiddetli yağmur var, benim de nostalji yapasım geldi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Başarıya da o kadar alıştılar ki iyiyi yer hale geldiler. En ufak sallantıyı kabul edemiyorlar ve bu kötü bir şey aslında. Nostalji bu blogun yaşam amacı :)

      Sil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir