Ariel Ortega: Kariyer olarak belkide ülkemize gelen en kaliteli yabancı futbolculardandı. Her zaman Arjantin futbolunun yıldız isimleri arasında yer aldı. 1998 Dünya Kupasını hatırlıyorum Ortega ile o zamanlar tanışmış ve futboluna hayran kalmıştım. Fenerbahçe'ye transfer olduğunda çok şaşırdım. Ortega gibi bir futbolcu Türkiye'de ne arar diyordum kendi kendime. Göstereceği futbolla ligimizi kasıp kavuracak derken Lorant ile yıldızı hiç barışmadı. Lorant Ortega'yı bazı maçlar yedek bırakarak olmayan kariyerine belkide en önemli notu düştü ''Ortega'yı kesebilen hoca'' olarak. Türkiye'de Ortega 1-2 maç dışında istediklerini hiç yapamadı, taraftarlarının go home Ortega sözleri eşliğinde ülkesine geri döndü. Sonra mahkemelik falan oldu Fenerbahçe ile davayı Fenerbahçe kazandı ama tazminatını tahsil etti mi bilmiyorum. Anlayacağınız Ortega en büyük hayal kırıklığıdır.
Cassio Lincoln: Galatasaray'ın Hagi'den bu yana bir 10 numarası olmadı. Özhan Canaydın bunu görüp Lincoln'ü transfer etmeye karar verdi. Lincoln'ün kariyeride gayet mükemmeldi Bundesliga'da yılın futbolcusu seçilmiş, Schalke 04'den gelen bir futbolcuydu. Hepimizi çok heyecanlandıran transfer oldu bu. Hatta Özhan Canaydın Çorlu'da Galatasaray derneğinin açılışında bu transferi açıklarken Avrupa'nın en büyük futbolcusu falan demişti hiç unutmam. Sezona iyi başladı Lincoln ama onunda Kalli ile yıldızı bir türlü barışmadı. Kamplara geç geldi, beklenen performansı hiç göstermedi. İkinci sezonunda ise kampa yine geç katıldı aldığı para cezalarının hattı hesabı yok. Skibbe ile yıldızı barışmış gözüktü iyi performanslar sergiledi ama Skibeb gidince Lincoln'e yine bir haller oldu ve şu an yokları oynuyor. Lincoln'de kızdığım nokta istediği zaman mükemmel performanslar gösteriyor ama istediği zaman. Profesyonel futbolcu her zaman elinden gelenin en iyisini vermek zorunda. Lincoln ise iş ahlakından çok uzak bir futbolcu. Sezon sonunda Galatasaray ile yollarının ayrılması bekleniyor.
Daniel Güiza: 17 milyon euroluk maliyeti ligimizin en pahalı transferlerinden birisi oldu. La Liga'nın gol kralıydı ve Avrupa Şampiyonu İspanya'nın da kadrosunda bulunuyordu. Bu açıdan baktığımızda mükemmel bir transfer olarak gözüküyor. Yalnız Fenerbahçe ile de bir türlü istediği performansı gösteremedi. Sistemden mi bilmiyorum ama Güiza ettiği maliyete değmeyecek bir futbolcu. Ayrıca hiç bitmeyen özel hayatındaki skandallarla da gündemden düşmüyor. Savunma oyuncusu Lugano bile kendisinden fazla gol atmış durumda. Güiza'nın Fenerbahçe'de ki akibetini bilemeyeceğim ama bu sezon onun için hiç iyi geçmedi.
Matías Emilio Delgado: Beşiktaş'ın en büyük yıldız adaylarından birisi olarak transfer edildi. Bu transfer için Basel'e 5 milyon euro ödendi. Delgado Basel'de müthiş performanslar göstermesine karşın Türkiye'de bekleneni veremeyenlerden. Doğru dürüst oynadığı maç sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Beşiktaş Delgado'yu kazanmak için her şeyi yapıyor bu kadar kötü oynamasına rağmen ondan vazgeçemiyor. Kaptanlıkda onda ama bir kaptanlık vasfı henüz göremedik. Bu transferde söylemek istediğim birşey var geleceğin yıldızı Arjantin'linin Basel'de ne işi var. Yıldız olsa zaten 16'lı yaşlarda büyük kulüpler kapıyor bu futbolcuları. Beşiktaş'ın büyük kayıplarından birisidir Delgado.
Ricardinho: Yine Beşiktaş'ın yıldız futbolcu olarak getirip, kötü performanslarından sonra kadro dışı bırakılan ve serbest kalan futbolcudur. 2002 ve 2006 Dünya Kupasında Brezilya kadrosunda yer aldığı için yine bizleri heyecanlandıran bir transferdi. Ama Delgado ile aynı mevkide oynadığından o mu oynasın, bu mu derken Ricardinho'yu kaybettik. Bir ara Ricardinho'dan ön libero bile yaratılmaya çalıştığını gördüm.
Frank De Boer: Türkiye ligine gelen en kariyerli yabancı oyunculardandı. Galatasaray'a geldiğinde 33 yaşında olmasına rağmen tecrübesiyle çok şey katacağı düşünüldü. O da büyük hayal kırıklıklarından birisi oldu Beşiktaş derbisi hariç gösterdiği iyi bir performans hatırlamıyorum. Galatasaray o sezon takım olarak zaten kötüydü F. De Boer'de bu kötüler içinde en kötülerden birisiydi. Sonra devre arasında yollar ayrıldı.
Mateja Kežman: Fenerbahçe'ye yıldız forvet oyuncusu olarak transfer edildi. PSV'de devasallaştıktan sonra Chelsea'ye transfer olmuş oradan A.Madrid'e gitmişti. Sonrasında 7.5 milyon euro bonservis bedeliyle Fenerbahçe'ye geldi. Gösterdiği başarısız futbolun yanında sorunlarıylada çok gündem olmuştu. Brezilya'lılar arasında dışlanıyor dendi, psikolojik sorunları var dendi. Nitekim bu sezon başında takımdan ayrıldı. Semih Şentürk bu adamın arkasında 2 sene yedek bekledi ben ona üzülüyorum.
Felipe: Fatih Terim'in Galatasaray'a ikinci gelişinde yeni Hagi olarak tanıttığı futbolcuydu. O da gösterdiği performansla sürekli teptikeri topladı. Fatih Terim bütün futbolcuların koşmasını, mücadele etmesini istiyordu ama Felipe bu özelliklerden yoksundu. Devre arasında ülkesine geri döndü sonradan yıldızını biraz parlattı hatta Galatasaray onu tekrar transfer etmek istedi. Şimdilerde ise piyasada yok Katar'da forma giydiği söyleniyor.
Jose Kleberson: Beşiktaş'ın getirdiği kariyerli yabancı futbolculardandı. Brezilya Milli Takımında da oynayan ve Manchester United'de forma giymiş futbolcuydu. Beşiktaş'ta oynadığı 2 sezonda ilk sezonunda birşeyler göstermeye çalışmış ama o da kötü futboluyla Beşiktaş'tan kaçmıştır.
Ailton: Bundesliga'nın gol kralı transfer edilmişti. Bütün Beşiktaş'lılar çok heyecanlıydı ve beklentiler üst seviyede idi. Werder Bremen'de, Schalke 04'de başarıyla forma giymiş ve birçok gole imza atmıştı. Transferinden sonra gösterdiği kötü futbolla Hamburg'a kiralık olarak gitti. Sonrasında Tigana onu kadroda istemedi ve yollar ayrıldı. Ailton hala düşünülür kalsa iş yaparmıydı diye. Ailton tek forvet arkasında Delgado ve Ricardinho oynasa süper olurduk diye. Tigana bunu hiç uygulamadı.
Bunların dışında aklımıza gelen Trabzonspor'lu Marcelinho var. Trabzon şehrine büyük heyecan katmasına karşın istenileni veremedi. Sonra Beşiktaş'lı Juanfran Del Bosque döneminin transferlerindendi kariyerinde bir çok kez giydiği İspanya forması ve Valencia vardı. O da olmadı. Galatasaray'lı Conceiçao Real Madrid'den transferdi ilk sezonunda bana göre başarılı kimine göre başarısız futbol oynadı. Abel Xavier farklı imajı ve kariyeri ile Galatasaray'lıların büyük umut beklediği bir futbolcuydu ama ondan da istenilen alınamadı. Neticesinde sezon sonu yollar ayrıldı. Carrusca'da yeni Maradona dendi birşey olmadı. Böyle bu liste uzar gider, ülkemize getirilen birçok yıldız yabancı var ama istediklerimizi bir türlü alamadık.
Kiki Musampa
YanıtlaSil